
Esas No: 2020/30347
Karar No: 2022/5834
Karar Tarihi: 24.02.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/30347 Esas 2022/5834 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2020/30347 E. , 2022/5834 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalardan ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Yargıtay bozma ilamı öncesinde kurulan ve olağan kanun yoluna başvurulmadan kesinleşen 11/03/2009 tarihli mahkumiyet hükmünün, ertelenmiş 5 ay hapis cezasını içermesi karşısında, bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda açıklanması geri bırakılan hükmün, cezanın aleyhe değiştirilmesi yasağı gözetilmeyerek, erteleme kararı verilmeden ve ceza miktarı da artırılarak açıklanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ...'ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının, tebliğnameye aykırı olarak, hapis cezasının belirlendiği hüküm fıkrasından sonra gelmek üzere "Bozma kararı öncesinde kurulan ve olağan kanun yoluna başvurulmadan kesinleşen 11/03/2009 tarihli mahkumiyet hükmünün, ertelenmiş 5 ay hapis cezasını içermesi karşısında, cezanın aleyhe değiştirilmesi yasağı dikkate alınarak, sanık hakkında verilen hapis cezasının 5 ay'a indirilmesine ve cezanın TCK'nın 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, aynı Kanun'un 51/3. maddesi uyarınca 1 yıl denetim süresi belirlenmesine" ibaresinin eklenmesi ve TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun olan HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ... tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ...'ın yapılan yargılaması sonunda ...Asliye Ceza Mahkemesi'nin(kapatılan) ...tarih ve ... sayılı kararıyla verilen mahkumiyet kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği, kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay ...Ceza Dairesi'nin ... tarih ve ... sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmesinden sonra yargılamayı yürüten İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi'nce yeniden mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, deneme süresi içerisinde suç işlemesi nedeniyle ... tarihinde temyize konu hükmün açıklanmasına karar verildiği,
Sanığın temyizi üzerine Dairemizce incelenerek düzeltilerek onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
İncelenen hükmün temyiz kanun yoluna tabi olduğunun kabulü halinde Dairemizce verilen düzeltilerek onanması görüşüne katılmakla birlikte, bu hükmün istinaf kanun yoluna tabi olduğu ve temyizen incelenemeyeceği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmek mümkün olmamıştır. Şöyle ki;
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 18. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 5271 sayılı CMK’nın .... tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, 1412 sayılı CMUK yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak yeni usul yasası sisteminde, yasa yolları içinde istinafa yer verilmesi ve bölge adliye mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinden sonra göreve başlaması nedeniyle 5320 sayılı Kanun'un “Temyiz ve karar düzeltme” başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında; “Bölge adliye mahkemelerinin, ... tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete'de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddeleri uygulanır.” hükmüne yer verilmek suretiyle bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında 1412 sayılı CMUK’nın 305 ila 326. maddelerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Başka bir anlatımla, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesi uyarınca, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihi olan 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın, bu tarihten sonra verilen kararlar hakkında ise 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
5320 Sayılı Yasa'nın 18. maddesine göre 5271 sayılı CMK 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni usul yasası sisteminde, yasa yolları içinde istinafa yer verilmiş ve buna bağlı olarak bölge adliye mahkemeleri 20/07/2016 tarihinde göreve başlamışlardır. Kural olarak bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından sonra verilen hükümler istinaf kanun yoluna tabidir. Ancak 5320 sayılı kanunun 8. maddesi ile bu kuralara bir istisna getirerek bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddelerinin uygulanması öngörülmüştür. Bu açık düzenlemeye göre ... tarihinde sonra verilen hükümlerden sadece daha önce aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulmuş olanlar hakkında 1412 sayılı CMUK'nın 305 ila 326. maddeleri uygulanarak doğrudan temyiz yoluyla Yargıtay'ca incelenebilecektir. Özetle ... tarihinden sonra verilen hükümlerin istinaf kanun yoluna tabi olması kural, doğrudan temyiz kanun yoluna tabi olması ise istisna olup belirli şartlara tabidir. Yargılama hukukundaki yorum kurallarına göre istisnai hükümlerin dar yorumlanması ve genel hükümleri zedeleyen, özelikle kişi hak ve özgürlüklerini sınırlayan genişletici yorumlardan kaçınılması gerekmektedir.
İncelenen hüküm bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra ... tarihinde verilmiştir ve daha önce aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulmamıştır. Kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay ... Ceza Dairesince incelenerek bozma kararı verilmiştir. Kanun yararına bozma 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesinde düzenlenen olağanüstü bir kanun yoludur. Bu maddeye göre hâkim veya mahkemece verilip, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya muhakeme hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması talebini, kanuni nedenlerini de açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması talebini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ilgili ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse talep reddedilecektir. CMK‘nin 309. maddesi uyarınca, kanun yararına bozma yasa yolu incelemesinde, ilgili Yargıtay dairesi taleple bağlı olduğundan bu talebin dışına çıkılarak karar verilmesi mümkün değildir. Diğer bir ifadeyle olağan kanun yolu olan temyiz ve istinaftan farklı olarak tarafların başvurusunu içermemekte ve sadece başvuruda belirtilen taleple sınırlı inceleme yapılmaktadır. Bu nedenle kanun yararına bozma talebi üzerine yapılan inceleme, 5320 sayılı yasanın 8. maddesinde belirtilen istinaf kanun yolunun istisnasını oluşturan temyiz gibi değerlendirilerek, ... tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş karar sayılamaz.
Öte yandan yeni usul yasası sisteminde istinaf kanun yoluna yer verilmesinin temel amacı, ilk derece mahkemesinin kararından sonra duruşmaya hakim olan ilkelerden doğrudan doğruyalık ve sözlülük ilkelerine bağlı kalınıp maddi sorun hakkında ulaşılan çözümün etkili şekilde denetiminin sağlanmasıdır. İstinaf kanun yolunun kabulüyle adil yargılanma hakkı üst düzeyde güvence altına alınmak istenmiştir. İstinaf kanun yoluna ilişkin düzenlemelerin içeriği ve yasa koyucunun amacı dikkate alındığında, temyiz ve kanun yararına bozmadan önemli derecede ayrıldığı ve maddi sorun bakımından daha etkili denetim sağladığı açıktır. Dolayısıyla bu yola başvuru imkanının verilmesi taraflar lehine olup, hak arama özgürlüğüne ilişkin olması nedeniylede yorum yoluyla uygulama alanının daraltılması mümkün değildir. Bu nedenle .... tarihinden önce Yargıtay tarafından verilen kanun yararına bozma kararı 5320 sayılı kanunun 8. maddesindeki istisna içinde düşünülerek tarafların istinaf kanun yoluna başvuru haklarının sınırlandırılması hukuka aykırıdır.
Sonuç olarak; 5271 sayılı CMK'da istinaf kanun yoluna yer verildiği, 5320 sayılı kanunun 8.maddesinde istinaf kanun yolunun istisnası olarak sadece bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce verilen ve aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulan kararların gösterildiği, bu hükmün istisna olması ve istinaf kanun yoluna başvuru hakkının adil yargılanma hakkına ilişkin bulunması nedeniyle genişletici yoruma tabi tutularak tarafların bu haktan mahrum bırakılamayacağı, sanık hakkında verilen hükmün temyiz edilmeksizin kesinleşmesinden sonra verilen kanun yararına bozma kararının 5320 sayılı Yasanın 8.maddesinde düzenlenen istinaf kanun yoluna başvurabilmenin istisnasını oluşturmayacağı, bu nedenle hükmün istinafa tabi olduğu ve bu aşamada Yargıtay'ca temyizen incelenmesine yasal olanak bulunmadığı kanaatinde olduğumdan sayın çoğun görüşüne iştirak etmek mümkün olmamıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.