Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3171
Karar No: 2022/6414
Karar Tarihi: 24.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3171 Esas 2022/6414 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/3171 E.  ,  2022/6414 K.

    "İçtihat Metni"


    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 22. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

    Davalılar vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davalı ...İnşaat Savunma Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat ... ve davalı .....Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... gelmişlerdir.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkilinin 10.05.2012 tarihinde davalı ...İnş. Sav. Sis. San. ve Tic. A.Ş.’de çalışmaya başladığını, 01.07.2013 tarihinde...Mühendislik ve İnş. Tic. A.Ş. - ...İnş. Sav. Sis. San. ve Tic. A.Ş. adi ortaklığına, 01.10.2014 tarihinde ise davalı ...Şirketinin devamı olan davalı .....Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye nakledildiğini, 17.08.2017 tarihinde ihbar öneli verilmeksizin iş sözleşmesinin feshedildiği ileri sürülerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    1.Davalı ...İnş. Sav. Sis. San. ve Tic. A.Ş. vekili, davacının 15.05.2012 - 30.06.2013 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığını, kendisinin de muvafakati ile 01.07.2013 tarihinde...Mühendislik ve İnş. Tic. A.Ş. - ...İnş. Sav. Sis. San. ve Tic. A.Ş. adi ortaklığına nakledildiğini, ardından 01.10.2014 tarihinden itibaren .....Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. bünyesinde çalışmaya başladığını, buradan da 17.08.2017 tarihinde çıkış işlemlerinin gerçekleştirildiğini, davacıya ödenmek üzere kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti alacaklarının hesaplandığını ancak ekonomik nedenlerle ödenemediğini, davacının ücret alacağı bulunmadığını, ayrıca alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

    2.Davalı .....Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının 01.10.2014 - 17.08.2017 tarihleri arasında davalı Şirkette çalıştığını, ...İnşaat Savunma Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. ile imzaladığı 10.05.2012 tarihli sözleşmeden dolayı davalı Şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacının çalıştığı projenin askıya alınması sonucu ekonomik nedenlerle iş sözleşmesinin feshedildiğini, ücret alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 23.05.2019 tarihli ve 2017/545 Esas, 2019/268 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi konusunda ihtilaf olmadığı, davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarının ödeneceğinin davalıların da kabulünde olduğu, davacı ile davalı ...İnşaat Şirketi arasında akdedilen 10.05.2012 tarihli sözleşmenin 9 uncu maddesine göre ücretin aylık 20.000,00 USD olduğu, sözleşme konusu işler fiilen başlayana kadar aylık 15.000,00 TL ödeneceği, bakiye kısmın proje başladıktan sonra tahsil edilen istihkaktan prim adı altında davacıya verileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşme konusu projenin davalı .....Şirketi üzerinden 2014 yılının Eylül ayında başladığı ve davacının da bu projede fesih tarihine kadar çalıştığının belirlendiği, davalılar sözleşme konusu projenin davacının ...İnşaat Şirketinde çalıştığı dönemde başlamadığını, sözleşmede yer alan ücret koşulunun hiçbir zaman yürürlüğe girmediğini savunmuşlarsa da; davalılar arasında organik bağ kabul edildiği için bu savunmalarına değer verilmediği, ayrıca davalıların sözleşmede belirtilen istihkak ödenmesi şartının da gerçekleşmediğini ve ödeme alınmadığını bildirdikleri ancak 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 32 inci maddesinin beşinci ve altında fıkralarında ücretin en geç ayda bir ödeneceği ve iş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerin tam olarak ödenmesinin zorunlu olduğunun düzenlendiği, dolayısıyla davalıların ücret ödeme şartının gerçekleşmediği yönündeki savunmalarının geçersiz kabul edildiği, davalı .....Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde davacıya 172.000,00 TL avans ödendiğini, davacının Şirkete borçlu olduğunu ileri sürerek 24.10.2016 tarihli makbuzu sunduğu, 14.05.2019 tarihli celsede davacı asıla bu avansı alıp almadığının sorulduğu, davacının da bu parayı ücret alacaklarına ilişkin aldığını beyan ettiği, böylece bu miktarın hesaplanan 646.633,88 TL'den düşülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;iş sözleşmesinde ücretin USD olarak ödeneceğinin belirtildiğini, bu şartlarla iş sözleşmesi yapıldığını, Mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmeye kamu düzeni hariç müdahale etme yetkisi olmadığını, USD üzerinden açılmış olan alacak kaleminin ancak ve ancak alacak icra aşamasına geldiğinde İcra Müdürlüğünce takip esnasında TL'ye çevrilmesi gerektiğini, Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin 3095 sayılı Kanun ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda da bu konuda aksine bir hüküm mevcut olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

    2.Davalı .....Tur. İnş. San ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; .....Şirketinin 10.05.2012 tarihli sözleşmeden sorumlu tutulamayacağını, davacının davalılardan ...İnşaat Şirketi ile 10.05.2012 tarihli, .....Şirketi ile de 01.10.2014 tarihli içerikleri birbirinden farklı iki ayrı belirsiz süreli hizmet sözleşmesi imzaladığını, davacının .....Şirketi ile imzaladığı 01.10.2014 tarihli hizmet sözleşmesinde, davacının ...İnşaat ile imzaladığı 10.05.2012 tarihli hizmet sözleşmesine atıfta bulunan hiçbir hüküm olmadığını, davacının ...İnşaat Şirketi ile yaptığı 10.05.2012 tarihli hizmet sözleşmesinin içerdiği hüküm ve koşullarla .....Şirketine devrine dair davacı ve .....Şirketinin açıkça veya zımnen anlaşmış olmalarının söz konusu olmadığını, Mahkemenin 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesinin altıncı fıkrasına atıfla 10.02.2012 tarihli sözleşmenin 9 ve 14 üncü maddelerini dikkate almaksızın hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu, .....Şirketinin davacıya karşı yalnızca 01.10.2014 tarihli sözleşme kapsamında ve 01.10.2014-17.08.2017 tarihli arasındaki çalışması nedeniyle sorumlu olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

    3. Davalı ... İnş. Sav. Sist. San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle;Mahkemenin davalılar arasında organik bağ olduğu ve davalıların davacının işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları tespitinin hukuka aykırı olduğunu, işçilik alacaklarının tahsili konulu davaların belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacı işçinin prim alacağının doğması için sözleşmede öngörülen şartın gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen ve işbu davanın dayanağı olduğu iddia edilen 10.05.2012 tarihli sözleşmenin 9 uncu maddesinin “İşçinin aylık ücreti 20.000 (usd/ay)’dır. Ancak sözleşme konusu iş veya işler fiilen başlayana kadar aylık ücret 15.000 (TL/ay) ödenecek olup, bakiye kısım yukarıda anılan proje veya projelere fiilen başlandıktan sonra tahsil edilen ilk istihkaktan prim adı altında ödenecektir.” şeklinde olduğunu, maddede yer alan şart gerçekleşmediği için davacının prim alacağının doğmadığını, işçinin yıllık izinlerinin tamamını kullandığını, ücretlerini her ay belirtilen tarihte eksiksiz aldığını, davacının USD olarak bir talebinin olmadığının açık olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 20.11.2020 tarihli ve 2019/2098 Esas, 2020/1861 Karar sayılı kararıyla; davalı Şirketler arasında organik bağ bulunduğunun sabit olduğu, buna göre davacının tüm hizmet süresinde hak kazandığı alacaklardan her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalılar arasında organik bağ bulunduğundan davalı Şirketlerin sözleşmenin 9 uncu maddesinde yer alan ücret koşulunun hiçbir zaman yürürlüğe girmediğine yönelik savunmasına itibar edilemediği, davacı vekilinin döviz üzerinden ücret talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından döviz alacağının hüküm altına alınması gerektiği gerekçesi ile davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.



    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemiz 06.04.2021 tarihli ve 2021/1238 Esas, 2021/7668 Karar sayılı ilâmı ile özetle, davacının tüm davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek Bölge Adliye Mahkemesince kurulan yeni hükümde söz konusu ücret alacağına ilişkin olarak davacıya yapıldığı anlaşılan 24.10.2016 tarihli 172.000,00 TL’lik ödemenin mahsup edilmediği gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

    B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılamada dosya hesap bilirkişisine gönderilmiş, davacı işçiye 24.10.2016 tarihinde ödenen 172.000,00 TL'nin ilgili tarihteki döviz karşılığının 172.000,00/3.0826=55.797,05 USD olduğu, bu rakamın davacı işçinin toplam döviz cinsinden ücret alacağı 322.939,92 USD'den çıkartılması ile geriye kalan 267.142,87 USD döviz alacağının bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davalı .....Tur. İnş. San ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davacının 10.05.2012 tarihli sözleşmeye dayalı talebi bakımından denkleştirici adalet ilkesinin göz ardı edildiğini, 26.10.2021 tarihli bilirkişi raporundaki talep artırım dilekçesinde USD değil TL olarak talepte bulunulduğunun dikkate alınmadığını beyan ederek ve ayrıca istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile kararı temyiz etmiştir.

    2.Davalı ... İnş. Sav. Sist. San. ve Tic. A.Ş. vekili, talep artırım dilekçesi ile ilgili tutarın TL karşılığı talep edildiğini, ücret alacağının USD olarak ve fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden belirlenmesinin hatalı olduğunu, organik bağ ve müteselsil sorumluluk tespitlerinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ve ayrıca istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ücret alacağı yönünden Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uygun karar verilip verilmediği, davalı tarafça ileri sürülen temyiz sebeplerinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    1.4857 sayılı Kanun'un 32 inci maddesi.
    2.Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli, 1960/ 21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı).

    3. Değerlendirme
    1. Bir üst başlıkta yapılan açıklamalar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uygun şekilde yargılama yapılarak bozma kararında işaret edilen ödemenin hesaplanan ücret alacağından mahsubu suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.

    2. Bozma ilâmı doğrultusunda hüküm kurulması yerinde olup davalı tarafça bozma sonrası karara karşı ileri sürülen temyiz sebepleri, bozma ile karşı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış hak sebebiyle yerinde görülmemiştir.


    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılara yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    24.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi