Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4646
Karar No: 2022/6425
Karar Tarihi: 24.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4646 Esas 2022/6425 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/4646 E.  ,  2022/6425 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

    Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının Kazakistan’da yapımını üstlendiği Astana konut inşaatı yapım işinde 27.01.2007-24.02.2009 tarihleri arasında proje müdürü şantiye sorumlusu olarak aylık 5.000,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık ücretli izin, ev kirası ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Kazakistan şantiyesindeki çalışmalarından dolayı talebine konu yaptığı alacaklara ilişkin müvekkili Şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının yetkisiz mahkemedeki işe başlama tarihi ve aylık ücretine ilişkin beyanları ile işbu davadaki bu hususlara ilişkin beyanlarının birbiri ile çeliştiğini, davacının taleplerinde ve iddialarındaki tutarsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 02.07.2019 tarihli ve 2018/658 Esas, 2019/380 Karar sayılı kararıyla emsal ücret araştırması yapıldığı, gelen müzekkere cevapları ve dosyada mevcut belgelere göre davacının giydirilmiş ücretinin 4.500 USD olduğu, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğinin kabulü ile davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacı tarafça izinlerin kullandırılmadığı ileri sürülerek talepte bulunulduğu, izinlerin kullandırıldığının ispat yükünün işverende olduğu, dosya kapsamında bu tür bir veriye rastlanmadığı, buna göre davacının yirmi sekiz günlük izin alacağı bulunduğu, davacı tarafça fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacağı talebinde bulunulduğu, davacının şantiye şefi proje müdürü olduğunun anlaşıldığı, Yargıtay tarafından kendi işyerinde emir ve talimat verme yetkisi olmayan, çalışma saatlerini kendisi belirleyen müdür konumunda çalışanın fazla çalışma alacağı olmayacağının kabul edildiği; ancak dinlenen tanık beyanlarına göre davacının üst düzey yönetici konumunda olmadığı, yurt dışında gerçekleştirilen çalışmaların maliyetinin yüksek olduğu, genel merkezden işin bir an önce bitirilmesi konusunda baskı yapıldığının bilinen bir gerçek olduğu, aylık ücretle çalışan davacının işin bir an önce bitirilmesinin kendisine bir katkı sağlamayacağı, bu nedenle fazla çalışma yapılması konusunda talimat verilmeden kendiliğinden fazla çalışma yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki davacı ... G. D.'nin davacının Rusça bilmesi nedeniyle yirmi dört saat işin başında olduğunu beyan ettiği, dinlenen diğer tanıkların da davacının fazla çalışma yaptığını doğruladığı, dolayısıyla davacının çalışma saatlerini kendisi belirleyen müdür konumunda olmadığı ve bu kapsamda değerlendirilemeceği, tanık beyanlarından genel tatillerde ve dinî bayramların ikişer günü dışındaki tatillerde çalışıldığının anlaşıldığı ve davalı tarafça karşılığının ödendiğinin ispat edilemediği, fazla çalışma, hafta tatili ve dinî bayramların ikişer günü dışındaki çalışma karşılığı alacaklara hak kazandığı, davacı tarafça ev kira bedelinin dört aylık kısmının işverence ödenmediği gerekçesiyle talepte bulunulmuş ise de davacı tarafından ödendiğine ilişkin belge ibraz edilmediğinden davacı tarafça ispat edilemeyen kira alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; son dört aylık kira bedelinin elden ödendiğini, Kazakistan'da kira bedellerinin elden ödendiğini, davalının kira bedellerinin ödendiğini kanıtlayamadığını, bu alacak kaleminin kabulü gerektiğini, davalının dava açılmadan önce temerrüde düşürüldüğünü ve faiz başlangıçlarının da hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

    2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hizmet tespitine ilişkin dava açılmadığını, hizmet süresinin dosya kapsamına uygun olmadığını, ücret yönünden İnşaat Mühendisleri Odası kayıtlarına itibar edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, davacının proje müdürü şantiye sorumlusu olduğunu, mesaisini kendisinin belirlediğini, fazla çalışmasının olmayacağını, davacı tarafça düzenlenen ve tek taraflı olarak hazırlanıp imza ve kaşe içermeyen belgelerin cari hesap kabul edilerek ücret belirlenmesini ve alacak hesabını kabul etmediklerini, ücret tespitinin subjektif olduğunu, alacaklara USD olarak hükmedildiğinden %30 hakkaniyet indiriminin hakkaniyete uygun olmadığını, davacının yurda giriş ve yuttan çıkış tarihleri belirlenmeden yıllık izin ücretinin belirlenmesinin somut dayanağının bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2019 tarihli ve 2019/3559 Esas, 2019/3299 Karar sayılı kararıyla Mahkemece emsal ücret araştırması yapıldığı, tanık beyanları ile de desteklenen İnşaat Mühendisleri Odası kaydı dikkate alınarak ücretin belirlenmesinin yerinde olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde davalıya gönderildiğini iddia ettiği ihtar örneğini dosyaya sunmuşsa da ihtarın tebliğ edildiğine ilişkin belgenin yargılama aşamasında ve istinaf dilekçesi ekinde sunulmadığından Mahkemenin faiz başlangıçlarına ilişkin kabulünün yerinde olduğu, davacı kira bedeli talebinde de bulunmuşsa da kira bedellerinin kendisi tarafından ödendiğini kanıtlayamadığı, Mahkemenin bu talebin reddine ilişkin kararının yerinde olduğu, fazla çalışma ücreti alacağı yönünden emsal kararlar da dikkate alınarak talep değerlendirildiğinde davacının Kazakistan şantiyesinde proje müdürü olarak çalıştığı ve tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere şantiyenin idaresinin davacıda olduğu, taşeron hak ediş raporları, avanslar ve hizmet tutarı gibi belgelerde işveren adına imza attığı, aldığı ücret de dikkate alındığında mesaisini kendisinin belirlediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeninden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. İlk Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 09.03.2021 tarihli ve 2020/2602 Esas, 2021/5844 Karar sayılı ilâmı ile özetle tarafların diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek dosyada mübrez banka hesap özetinden davalı işverence 19.01.2007 tarihinde davacı işçinin banka hesabına 7.150,00 TL havale edildiği, davalı tarafça yapılan ödemenin hesaplanan ücret alacağından mahsubu gerektiği, davacının 23.01.2007, 18.08.2007, 03.09.2008, 20.12.2008 ve 16.05.2009 tarihlerinde ülkeden çıkış yaptığı, 09.08.2007, 24.08.2008, 11.12.2008 ve 26.04.2009 tarihlerinde ise ülkeye giriş yaptığı, davalı işveren nezdinde geçen çalışma tarihleri ile karşılaştırılmak suretiyle bu kapsamda Türkiye’de bulunduğu tarihler belirlenerek ve davacıya ne amaçla Türkiye’de bulunduğu, yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı hususları sorularak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği; davacı vekilince, UYAP ile oluşturulan elektronik ortam üzerinden dosyaya 10.07.2015 tarihli dilekçe ekinde temerrüt ihtarnamesi sunulduğu, davacının temerrüt ihtarı ve temerrüt ihtarına konu talepleri dikkate alınarak kıdem tazminatı dışındaki taleplere işleyecek faizlerin başlangıç tarihlerinin buna göre belirlenmesi gerekirken temerrüt ihtarı göz ardı edilerek dava ve ıslah tarihlerine göre faize hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, kabule göre de davacı işçi lehine hükmedilen işçilik alacakları toplamı 104.338,64 USD olup karar tarihindeki (19.12.2019) kur (5,9448 TL) üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre davacı lehine belirlenen 37.277,83 TL vekâlet ücretinin de hatalı olduğu gerekçeleri ile karar bozularak dosya kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

    B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin 09.07.2021 tarihli ve 2021/1239 Esas, 2021/1803 Karar sayılı kararıyla bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ve davacı asılın duruşmada hazır edildiği, çalışma döneminde Türkiye'de bulunduğu süreler yönünden açıklama beyanı alındığı, davacının 2007 yılı Ağustos ayında on gün nişanı için izin kullandığını ve bunun dışındaki geliş gidişlerinin iş takibi için olduğunu beyan ettiği, davacı asılın beyanı doğrultusunda yıllık izin ücreti alacağından on günlük süre indirilerek yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alındığını, bozma ilâmı doğrultusunda ödeme ve temerrüt tarihi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    C. İkinci Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 30.11.2021 tarihli ve 2021/9984 Esas 2021/15941 Karar sayılı ilâmı ile özetle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek davacının beyanına göre hak ettiği yirmi sekiz günlük yıllık izin süresinden on günlük sürenin mahsubu ile kullanmadığı yıllık izin süresinin on sekiz gün olduğu, davacının kabul edilen ücret miktarının net 4.000,00 USD olmasına göre yıllık izin alacağının 2.400,00 USD olması gerekli iken Bölge Adliye Mahkemesince 2.533,27 USD olarak hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, Dairemizin bozma kararında davalı tarafça yapılan 7.150,00 TL ödemenin ücret alacağından mahsup edilmesi gerektiğinin belirtildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uyulmasına rağmen ücret alacağı bakımından belirtilen miktar mahsup edilmeden bozma öncesi gibi ücret alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçeleriyle karar bozularak dosya kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

    D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ve bozma kapsamına göre davacıya 19.01.2007 tarihinde ödenen 7.150,00 TL'nin ödeme tarihindeki kur (1 USD=1.4103 TL) üzerinden dolar karşılığı 5.069,84 USD olmakla bu miktar ücret alacağından mahsup edilerek ödenmeyen 71.011,61 USD'nin hüküm altına alındığı, davacının on sekiz günlük yıllık izin ücreti alacağının da bozma ilâmında belirtildiği üzere 2.400,00 USD olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebeplerle kararı temyiz etmiştir.

    2.Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri sebeplerle ile kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması ile davalı tarafça ödenen 7.150,00 TL'nin mahsubu ve bozma sonrası kurulan hüküm noktalarında toplanmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Kanun'da (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

    3. Değerlendirme
    1. Dairemizin yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi bozulan karar, sonradan verilen kararın eki niteliğinde değildir. Hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkar. Hükmün bozulması üzerine mahkemece, davacının talep ettiği tüm alacaklarla ilgili kabul veya ret yönünde yeniden hüküm kurulmalıdır.

    2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak direnme kararı veremeyeceği gibi hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalan bölümleri hakkında da yeni bir karar veremez. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.

    3. Mahkemece, bozma ilâmı doğrultusunda, yukarıda yapılan açıklamalara uygun şekilde hüküm kurulduğu, bozmaya konu alacaklar yönünden bozma gereklerinin de yerine getirildiği anlaşılmıştır.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    24.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi