Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5610
Karar No: 2022/6445
Karar Tarihi: 25.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5610 Esas 2022/6445 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/5610 E.  ,  2022/6445 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Anadolu 4. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

    Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davacının hâlen davalı Şirkette kebap ustası olarak aylık net 3.150,00 TL ücret karşılığında çalıştığını ileri sürerek hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiş; dilekçe içeriğinde çalışma süresine ilişkin beyanda bulunmamıştır.

    2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; davacının 01.05.2008-11.02.2017 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesini fazla çalışma alacaklarının ve ücretinin ödenmemesi sebebiyle haklı olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, 05.10.2016- 11.02.2017 tarihleri arasında yapılan çalışma için ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    1.Davalı Şirket vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; davalının işletmeyi 06.06.2016 tarihinde devraldığını, dolayısıyla işletmeyi devredenlere davanın ihbarı gerektiğini, sözleşmenin 4 üncü maddesi uyarınca 01.06.2016 tarihinden önceki işçilik alacaklarından devredenlerin sorumlu olduğunu, davacının 01.05.2008 tarihinde işe girdiğini, işyerinde fazla çalışma olmadığını, karşılığının ödendiğini ve tatil günlerinde de çalışma yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    2. Davalı Şahıslar vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunarak kendilerinin tüm hisselerini devrettiklerini, tüzel kişiliğin hâlen faal olduğunu, bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, pay devir sözleşmesinin iptali için ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/902 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, sözleşmenin 4 üncü maddesi gereği kendilerinin 01.06.2016 tarihine kadar sorumlu olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan kanıtlara ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak;
    "...
    Dava dışı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. ,... Şarküteri ve Yemek Serv. San. Tic. Ltd. Şti, Tasfiye halinde Namlı Et Gıda Paz. Dağ. ve Tic. A.Ş. İle davalı şirket arasında organik bağın olduğunun dosya kapsamındaki belgelerden anlaşıldığı,
    Diğer davalıların davalı... Restorant Tur İşlt San Ve Tic Ltd Şti'nin eski paydaşları olduğundan pay devri sözleşmesi gereği devir öncesi tarihler için tüzel kişilik perdesinin aralanarak davalıların sorumlu tutulmaları talep edilmiş ise de; davalıların devreden işveren olmadığı, şirket ortakları oldukları, davacının davalı şahısların nezdinde çalışmadığı, davalı şirket bünyesinde çalıştığı, davacının işverenin değişmediği, davalıların şirket yetkilisi olarak limited şirketin sorumlu olduğu borçlardan sorumlu tutulmalarını gerektirecek herhangi bir sebep olmadığı anlaşıldığından birleşen dosyada davalılar yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiği, ..." gerekçesiyle birleşen davada davalılar ..., ..., ... ve ... yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; asıl dava yönünden ise davacının tanıklarla ortak çalıştığı dönemler dikkate alınarak haftada 30 saat fazla çalışma yaptığı, yine duruşmada dinlenen tanık anlatımlarına göre davacının resmî bayramların tamamında, dinî bayramlarda ise 2 gün haricinde çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hüküm altına alınmış; hafta tatili ücreti alacağı reddedilmiş; birleşen dava yönünden de davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek kıdem tazminatına hükmedilmiş, 21 günlük yıllık izin alacağı olduğu kabul edilerek ücret alacağına hükmedilmiş, talep edilen döneme ilişkin ispatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücreti talepleri ise reddedilmiştir.



    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; asıl ve birleşen dava yönünden hükmedilen vekâlet ücretlerinin hatalı olduğunu, asıl davadaki talepleri kabul edilmesine karşın asıl dava yönünden lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmediğini, fazla çalışma alacağının kısmen kabul edilmesinden dolayı karşı vekâlet ücreti çıkmaması gerektiğini, sair alacak kalemleri yönünden de kabul ve ret oranları incelendiğinde davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hukuka aykırı ve yersiz olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 6 ncı maddesine göre işyerinin veya bir bölümünün devri hâlinde devreden işverenin sorumluluğunun devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarla sınırlı olduğunu, devreden işverenin devir tarihinden itibaren 2 yıl süreyle sorumluluğunun bulunduğunu ve davanın 2 yıllık yasal sürede açıldığını, kıdem tazminatını düzenleyen mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerektiğini, Mahkemenin birleşen davada davalılar yönünden ret kararı vermesinin yasalara ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.


    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Davacı vekili mahkemenin birleşen davalılar yönünden davayı reddetmesine itiraz etmiş, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesi anlamında iş yeri devri olduğunu belirtmiş, delil olarak da birleşen dosya davalıları ..., ..., ... ve ... ile dava dışı Recep Çatalbaş arasında düzenlenen pay devir sözleşmesinin 4. Maddesine dayanılmıştır. Tüm bu deliller kapsamında olayda iş yeri devri olup olmadığı konusundaki uyuşmazlık incelenmiştir. 4857 sayılı İş Kanunun 6. Maddesinde " İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer." demekle birlikte bu maddede yer alan devir, iş yeri veya iş yerinin bir bölümünün başka birine devri olup( gerçek kişi tüzel kişi veya tüzel kişi gerçek kişi vb.), ortaklar arasındaki değişiklik değildir. Şöyle ki, davacının incelenen sigorta kayıtlarından da davacının tüm çalışma döneminde davalı ... Restaurant Turizim İş. San. ve Tic. Ltd. Şti. De çalıştığı görülmekle, buradaki sorunun limited şirketi ortaklarının sorumluluğu bakımından çözülmesi gerekmektedir. Buna göre, TTK 602. Maddesinde açık bir şekilde " (1) Şirket, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığıyla sorumludur." demekte olup, emredici bu kanun hükmü karşısında şirketin borçlarından birleşen dava davalıları ..., ..., ... ve ... ın yapılan pay devir sözleşmesinde düzenlenen bir madde ile sorumluluklarının bulunduğunu kabul etmek mümkün değildir. Ayrıca Söz konusu pay devir sözleşmesi birleşen dava davalıları ..., ..., ... ve ... ile dava dışı Ramazan Kırbaç ın şirket iç ilişkilerine ilişkin olup, bunun iş yeri devri olarak nitelendirilmesi de mümkün değildir. Buna göre, davacının çalışmalarını davalı şirkette devam ettirdiği anlaşılmakta olup, davacının işvereni şirket olup, işveren sıfatı olmayan ortaklara husumet yöneltilemeyeceğinden ve gerçek kişi hakkında dava açılamayacağından davacı vekilinin bu itirazı kabul edilmemiştir.
    Davacı vekili vekalet ücreti bakımından itiraz etmiş, asıl dava yönünden lehine olarak vekalet ücretine hükmedilmemiş olduğunu, bilakis davalı lehine hükmedilmemesi gereken vekaletler hükmedilmiş olduğunu, birleşen dava bakımından ise gerekçeli kararda; ücret alacağının bir kısmı reddolunmuş, ugbt, hafta tatili ve fazla mesai taleplerinin tamamının reddedildiğine karar verilmiş olduğunu, ancak taleplerinin reddolunan kısmı birleşen dava bakımından davalı taraf yararına hükmedilen 422 TL vekalet ücretini kanunen haklı kılmadığını belirterek itiraz etmiş ise de, davacının asıl dava ve birleşen dava dilekçeleri ile ıslah dilekçesi kontrol edildiğinden hükmedilen vekalet ücretlerinin yerinde olduğu anlaşılmış, davacı vekilinin bu itirazı da kabul edilmemiştir.
    ..." gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili; asıl ve birleşen dava yönünden hükmedilen vekâlet ücretlerinin hatalı olduğunu, 4857 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesine göre işyerinin veya bir bölümünün devri hâlinde devreden işverenin devir tarihinden itibaren 2 yıl süreyle devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan sorumlu olduğunu, davanın 2 yıllık yasal sürede açıldığını, birleşen davada davalılar yönünden ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.


    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Taraflar arasında, davalı Şirketteki paylarını devreden davalı Şahısların, davacının işçilik alacaklarından sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve hükmedilen vekâlet ücretleri konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

    2. İlgili Hukuk
    1.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) "Limited Şirket" başlıklı altıncı kısmının "Tanım ve Kuruluş" başlıklı birinci bölümünün "Kavram" kenar başlıklı 573 üncü maddesinin ikinci fıkrası şöyledir;
    "Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler."

    2. 6102 sayılı Kanun'un "Ortakların sorumluluğu" kenar başlıklı 602 nci maddesi ise "Şirket, borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece malvarlığıyla sorumludur." düzenlemesini içermektedir.

    3. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri.

    3. Değerlendirme
    1.Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile yukarıda belirtilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde; davalı... Restaurant Turizim İş. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ortakları olan davalılar ..., ..., ... ve ...'ın Şirketteki hisselerini pay devir sözleşmesi ile dava dışı Recep Çatalbaş'a devrettikleri, Şirketin ortaklık yapısında değişiklik olduğu, pay devrinin işyeri devri anlamına gelmediği ve bu nedenle 4857 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin somut olayda uygulanamayacağı anlaşılmaktadır. 6102 sayılı Kanun uyarınca limited şirket ortaklarının şirketin borçlarından sorumlulukları bulunmadığından, birleşen davada davalı Şahıslar hakkında davanın husumetten reddine karar verilmesi de isabetlidir.

    2. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre asıl ve birleşen davada hükmedilen vekâlet ücretlerinin de Tarife hükümlerine uygun olduğu anlaşıldığından, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile kararın gerekçesi dosya kapsamına uygun olup davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi