22. Hukuk Dairesi 2017/22508 E. , 2019/11470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/05/2008 -01/05/2010 tarihleri arası davalı işyerinde kamyon şoförü olarak çalışığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdini kendisinin feshettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacağı bakımından usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmaları bulunduğundan bahsedilmekle birlikte dilekçenin “sonuç ve talep” bölümünde sadece kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve yıllık ücretli izin alacaklarının hüküm altına alınması istenmiştir. Davacı tarafça ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacağı talebinde bulunulmadığı gibi bu alacak kalemleri bakımından herhangi bir talep miktarı belirtilmemiş ve dava açarken harç da yatırılmamıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının da hesaplanması üzerine bu kez; davacı vekili, 28/10/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettiği alacak kalemleri yönünden dava değerini artırırken bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre brüt 4.119,72 TL hafta tatili, 348,42 TL ulusal bayram ve genel tatil alacaklarını da talep etmiştir.
Mahkemece söz konusu alacakların ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki; davacının ıslah dilekçesi ile yapmış olduğu ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacağı taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak değerlendirilemeyeceği de dikkate alındığında; ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacağı taleplerine ilişkin usulünce açılmış bir dava bulunmamasına karşın ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının esası yönünden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının günlük 15 saat çalıştığı günlük 3 saat ara dinlenme haftalık 27 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek alacak hesaplanmış ise de ağır vasıta şoförlerinin yirmidört saat içinde dokuz saatten fazla araç kullanmalarının yasaklandığı Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin 98. maddesi hükmü ile tanık beyanları dikkate alındığında davacının günlük fiilen 10 saat çalışma ile haftalık 15 saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-İşçinin fazla çalışma alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Bu indirim, dosyadaki delillerin durumu ve niteliğine göre yapılması gerekli uygun bir indirimdir. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir.
Somut olayda, davacı taraf davalı işyerinde fazla çalışma yaptığını iddia ederek fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuş, tanık beyanlarının değerlendirilmesi neticesinde söz konusu alacağın kabulüne karar verilmiş ise de anılan alacaktan uygun bir indirim yapılmaması hatalı olmuştur. Davacının işyerinde yaptığı işin niteliğine, çalışma süresine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre uygun bir oranda indirim yapılarak fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.