3. Hukuk Dairesi 2017/11911 E. , 2019/1376 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından kaçak elektrik tutanağına dayalı olarak borç tahakkuk ettirildiğini, tutanak tutulan adreste kiracı olduğunu, bu yerde çiçekçi dükkanı işletmekte iken işlerinin kötü gitmesi nedeniyle birikmiş borcunu ödeyemediği için davalı tarafça elektrik sayacının sökülüp götürüldüğünü, hemen yeni bir sayaç taktırdığını ancak birikmiş borcu ödeyemediği için yeni sözleşme yapma imkanı olmadığını, bunun üzerine hakkında bir kaç kez kaçak elektrik tutanağı tutulduğunu, aslında sayaç takılı olup kullandığı elektriğin sayaç tarafından kaydedildiğini, kaçak elektrik kullanmadığını, tahakkuk ettirilen kaçak bedelin fahiş olduğunu belirterek, davacının davalıya kaçak elektrik tutanakları nedeniyle 24.000,00 TL"lik kısmı için borçlu olmadığının tespitini ile davalı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; kaçak elektrik tüketimi tespitlerinin yürürlükteki elektrik dağıtım mevzuatına uygun işlemler olduğunu, davanın hukuki dayanağının bulunmadığını ileri sürerek haksız ve yersiz açılan davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeni ile davacı aleyhinde tahakkuk ettirilen bedelden davacının borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır. Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece; kaçak kullanım olup olmadığı, var ise davacının sorumluluğunun belirlenmesi açısından bilirkişi raporu alınmış, bilgisine başvurulan bilirkişi, davacının kuruma kayıtlı olmayan sayaçtan kaçak elektrik kullandığını, davacı hakkında tutulan 14 adet kaçak tutanaktan 2"si hakkında hesaplama yapıldığını, yapılan bu hesaplamanın diğer 12 kaçak tutanağına emsal teşkil ettiğini ileri sürerek davalı kurumun hesabının doğru olduğunu belirtmiştir. Bahse konu raporda benimsenen hesaplama yöntemi, davacının sorumlu olduğu bedelin belirlenmesinde yeterli olmadığı gibi denetime de açık değildir.
Ayrıca dosya içerisinde bulunan davalı ..." ın 07.11.2014 tarihli yazısından, davacının kuruma olan borçlarını 6111 sayılı Yasa kapsamında yapılandırarak ödediği anlaşılmıştır. Mahkemece, yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmiş ise de, davacının yapılandırma kapsamında ödediği borçlar dikkate alınmamıştır.
Bu durum karşısında mahkemece; borcun yapılandırılması sırasında davacı tarafından imzalanan abone taahhüt belgesi ve taksitlendirme protokolü davalı kurumdan temin edilmek suretiyle, dosyanın konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tevdiyle davacı tarafından yapılandırılan ve ödenen borcun ne miktarda olduğunun tespit edilip davacının borçlu olduğu bedelin tereddütsüz şekilde belirlenmesi açısından itirazları karşılar şekilde taraf ve Yargıtay denetimine açık rapor alınması ve edinilecek kanaate göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz rapora göre yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.