20. Hukuk Dairesi 2018/955 E. , 2018/4295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2009 yılında yapılıp 09/02/2010 ila 10/03/2010 tarihleri arasında ilan edilen arazi kadastrosu sırasında çekişmeli, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 284 ada 1 parsel sayılı 10654,13 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 13.095,00 m2 yüzölçümündeki 16.08.1988 tarih ve 20 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak davacı adına tesbit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi kadastro mahkemesinde, çekişmeli taşınmazın eksik ölçüldüğünü, eksik ölçülen kısmın yol olarak bırakılan yer olup bu yerin kadim yol olmadığını ileri sürerek 284 ada 1 sayılı parsele eklenmesi istemiyle dava açmıştır. Kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, davacının temyizi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 12/12/2011 tarih ve 2011/10223 – 14475 E.K. sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Kararın kesinleşmesi üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu krokide (A) ile gösterilen taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 21/10/2013 tarih ve 2013/8049 – 9165 E.K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle, “davacı tapu kaydına dayandığı halde, tapu kaydı ve dayanak tescil dosyası getirtilip keşifte uygulanmadığı, tescil krokisinin ve tapu kaydının sınırlarının mahallinde keşfen belirlenmediği, taşınmazın sınırında orman bulunmasına rağmen, yöntemince orman araştırması yapılmadığı belirtilerek, usulüne uygun şekilde orman araştırması yapılması, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kaydı ve tescil krokisi yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanması, uygulamada kayıtların revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulması, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanması, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmesi, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmesi, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanması, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/119 sayılı tescil ilâmı Orman Yönetimi taraf olmadığı için Orman Yönetimi yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı gözönünde bulundurulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın batısından geçen, fen bilirkişisinin 01/10/2014 tarihli kroki ekli raporu ve 25/03/2015 tarihli kroki ekli ek raporunda (C) harfi ile gösterilen 265,86 m2 taşınmaz ile (B) harfi ile gösterilen 466,18 m2 taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 04/06/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.