Esas No: 2022/5748
Karar No: 2022/6454
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5748 Esas 2022/6454 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5748 E. , 2022/6454 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Batı 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasına ilişkin yargılamanın iadesi talebi nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz feshi sebebiyle açılan kıdem ve ihbar tazminat istemli davada, müvekkili hakkında hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçu sebebiyle Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığı gerekçesiyle müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddedildiğini ve bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini ancak mahkemenin kararına dayanak yaptığı ... Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/169 Esas 2013/630 Karar sayılı kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2017/7126 Esas 2019/3252 Karar sayılı ilâmı ile bozulduğunu ve ... Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2019 tarihli ve 2019/414 Esas, 2019/430 Karar sayılı kararı ile müvekkilinin beraatına karar verildiğini, verilen kararın kesinleştiğini, böylelikle ... Batı 1. İş Mahkemesinin yargılamanın iadesi talebine konu 31.10.2013 tarihli ve 2012/354 Esas, 2013/390 Karar sayılı kararının dayanağının ortadan kalktığını ve onu tamamen değiştirecek nitelikte bir durum ortaya çıktığını, bu durumda davalı Şirketin iş sözleşmesini haksız ve bildirimsiz olarak feshettiği sonucunun doğduğunu beyan ederek Mahkemenin 31.10.2013 tarihli ve 2012/354 Esas, 2013/390 Karar sayılı kararının yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılarak davaya konu kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ... Batı 1 Asliye Ceza Mahkemesince bozma ilâmı doğrultusunda verilen beraat kararının delil yetersizliğinden verildiğini, delil yetersizliğine dayalı beraat kararlarının hukuk mahkemesini bağlamadığını ve yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) yargılamanın iadesi başlıklı üçüncü bölümünde yargılamanın iadesine ilişkin hüküm ve esasların belirlendiği, ... Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2019 tarihli ve 2019/414 Esas, 2019/430 Karar sayılı kararında davacı hakkında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verildiği, bu nedenle ileri sürülen nedenin 6100 sayılı Kanun'da öngörülen yargılamanın iadesini gerektirir sebeplerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılanmanın iadesi koşullarının bulunduğunu, ayrıca müvekkili aleyhine vekâlet ücreti hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...Somut uyuşmazlıkta, yargılamanın iadesine konu dosyada ceza mahkemesi hükmü esas alınarak tesis edilmiş bir karar yoktur. Anılan dosyada işverenin haklı fesih iddiasını tanık beyanları ve açılan ceza davasıyla ispat ettiğinden söz edilmiştir. Bir diğer anlatımla, yargılamanın iadesine konu dosyada hükme dayanak alınan bir ceza mahkemesi kararı bulunmamakta, dosya kapsamında yer alan tanık beyanlarını destekleyici mahiyette davacı hakkında açılmış bir ceza davasının varlığından söz edilmiştir. Ayrıca ceza mahkemesi tarafından oluşturulan beraat hükmünün gerekçesi delil yetersizliği olduğuna göre bu kararın hukuk mahkemesini bağlaması da mümkün değildir. Somut olayda, HMK’nun 375/1-ğ maddesinde ifadesini bulan yargılamanın iadesi koşulları bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yargılamanın iadesi talebi reddedildiğine göre yargılamanın iadesini isteyen (davacı) aleyhine vekâlet ücreti takdir edilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu itibarla usul ve kanuna uygun bulunan karara karşı, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf itirazları yerinde değildir." şeklindeki gerekçe ile davacı vekilinin istinaf başvusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada davacının kıdem ve ihbar tazminatının “...hizmet nedeniyle emniyeti suiistimalden hakkında Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmakla ispat ettiği anlaşılmış olup davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı kanaati ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle reddedildiğini, kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarihli ve 2014/1855 Esas, 2015/12558 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğini, Mahkemenin hükme dayanak yaptığı Asliye Ceza Mahkemesi kararının bozulduğunu ve yeniden yapılan yargılama neticesinde müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini, bu nedenle yargılamanın iadesi koşullarının oluştuğunu, ayrıca müvekkili aleyhine vekâlet ücreti hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un "Yargılamanın iadesi sebepleri" başlıklı 375 inci maddesi şu şekildedir:
"(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir."
3. Değerlendirme
Somut uyuşmazlıkta, yargılamanın iadesine konu davada verilen kararın salt ceza mahkemesi hükmü esas alınarak tesis edilmiş bir karar olmadığı, ilgili kararda işverenin haklı fesih iddiasını tanık beyanları ve davacı işçi aleyhine açılan ceza davasıyla ispat ettiğinin kabul edildiği, ayrıca Asliye Ceza Mahkemesi tarafından oluşturulan beraat hükmünün delil yetersizliğine dayandığı ve bu gerekçeyle verilen beraat kararının İş Mahkemesini bağlamasının mümkün olmadığı, somut olayda 6100 sayılı Kanun'da sayılan yargılamanın iadesine ilişkin koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, kararın (IV/C) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında dayanılan hukuki gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.