Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1648
Karar No: 2019/7729
Karar Tarihi: 13.11.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/1648 Esas 2019/7729 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, komşusu olan davalının inşaat çalışmaları nedeniyle evinin bahçesinde toprak kaymasına sebep olduğunu ve bunu önlemek için istinat duvarı yapmasını talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vererek davalının istinat duvarı yaparak el atmasının önlenmesine karar vermiştir. Davalı vekili bu kararı temyiz etmiş, Yargıtay ise hükmü bozmuştur. Yargıtay, bilirkişi raporlarında somut bir zararın oluştuğunu gösteren bir illiyet bağı olmadığına dikkat çekerek, ek rapor alınması ve kot farkının doğal arazi yapısından kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 683, 730 ve 737. maddeleri.
14. Hukuk Dairesi         2019/1648 E.  ,  2019/7729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01/04/2015 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/01/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _ K A R A R _

    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili; davacının 576 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, davalının ise 576 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının arsasının düzgün yapıda olmaması nedeniyle üzerine ev inşa etmek için iş makinesi ile kazı yaptırarak arsasını düzelttiğini, ardından ev inşasına başladığını ancak bu işlem sonucunda davacıya ait evin davalıya ait evden 3-4 metre kadar yüksekte kaldığını, aradaki yükseklik farkından dolayı meydana gelebilecek toprak kaymalarını önlemek maksadı ile davalı tarafından istinat duvarı inşa edildiğini ancak davacıya ait evin bahçesinin bulunduğu kısma istinat duvarı inşa edilmemesi nedeniyle toprak kaymaları meydana geldiğini, ayrıca davalının evinde çatlaklar oluştuğunu, davalının uyarılara rağmen istinat duvarı yapmayı reddettiğini beyanla istinat duvarı yapılması suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ve davalıya ait taşınmazlar arasında oluşan kot farkının doğal bir kot farkı olduğunu, davalının gereken çalışmayı yaptığını ortada bir zarar veya zarar tehlikesi olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne; davacıya ait 576 ada 2 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan 15 metre uzunluğundaki istinat duvarına ek olarak ve bu duvarın devamına 15 metre uzunluğunda ve 13.01.2016 havale tarihli inşaat bilirkişi raporu ekinde vasıfları belirtilen şekilde istinat duvarı yapılması sureti ile davalının el atmasının önlenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683. maddesine göre "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "Komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Taşınmaz malikinin katlanma yükümlülüğü tamamen mülkiyetin içeriğinden doğmaktadır. Mülkiyet geniş haklar, buna bağlı yetkilerin yanında, söz konusu ödevlerle birlikte bir bütündür. Anayasanın 35. maddesinde de mülkiyet hakkının kamu yararına sınırlandırılabileceği ve mülkiyet hakkının toplum yararına aykırı kullanılamayacağı öngörülmüştür.
    Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
    Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
    Bunun için de mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece hükme esas alınan 13.01.2016 havale tarihli inşaat bilirkişi ve 28.12.2015 havale tarihli ziraat bilirkişi raporunda 576 ada 2 parsel üzerinde tek katlı betonarme ev, 576 ada 1 parsel üzerinde 2 katlı kargir bina ve ahır bulunduğu, taşınmazların birbirine sınırdaş olduğu, sınırın bir kısmına taşlarla istinat duvarı örüldüğü, davacı parselinde bulunan çam ağaçlarının olduğu kısımda istinat duvarı olmadığı, istinat duvarı bulunmayan yerde yağışlardan dolayı toprak kayması meydana geleceğinden davacı parselinin sınırına toprak kaymalarını önlemek amacıyla istinat duvarı yapılmasının gerekli olduğu belirtilmiştir. Bunun üzerine mahkemece, davalının ev inşa ettiği sırada açtığı oyuklar nedeniyle davacıya ait arazide toprak kayma tehlikesinin meydana geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak hükme esas alınan raporlarda illiyet bağı konusunda bir açıklık olmadığı gibi gerçekleşmesi muhtemel bir tehlikeden bahsedilmiş, somut bir zarar olup olmadığı tam olarak açıklanmamıştır. O halde bilirkişiden ek rapor alınarak davacı binasında oluşan zararın davalının yaptığı eylem nedeniyle olup olmadığı, bu bağlamda illiyet bağının bulunup bulunmadığı araştırılarak kot farkının doğal arazi yapısından kaynaklandığının anlaşılması halinde fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği istinat duvarı imalatına tarafların birlikte katlanmaları gerektiği gözetilerek infaza elverişli olacak şekilde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi