Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/8758 Esas 2017/2461 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8758
Karar No: 2017/2461
Karar Tarihi: 27.03.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/8758 Esas 2017/2461 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, alacaklı şirket ile dava dışı kefil arasındaki satış sözleşmesine dayanıyor. Sözleşme gereği 250.000 USD'lik cezai şartın ödenmesi gerektiği belirlenmiş ancak mahkeme bunun fahiş olduğunu tespit ederek cezai şartın 1/5 oranında indirilmesine karar vermiştir. Takip dayanağı olan senedin 75.750 USD'lik kısmından borçlu olunmadığı tespit edilmiştir. Bu sebeple istirdat talebi kabul edilirken tazminat isteği reddedilmiştir. Ancak, dava konusu bononun batıl olması sebebiyle davanın reddi gerektiği belirtilmiştir. Kararda TTK'nun 702/2. maddesi (e6762 TTK 614/2) açıklanmıştır.
19. Hukuk Dairesi         2016/8758 E.  ,  2017/2461 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı alacaklı şirket ile dava dışı ... Arasında 15.10.2007 tarihli Satış Noktası Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye dava dışı... kefil olduğunu, sözleşmedeki cezai şart gereğince 250.000.-USD mablağlı bono alındığını bu bonoda da müvekkilinin imzasının bulunduğunu, müvekkilinini satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi sözleşmede de imzasının bulunmadığını, müvekkili aleyhine ... 9. İcra Müdürlüğü"nün 2009/18970 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, takip dayanağı senedin, davalı tarafın haksız ve satış sözleşmesine aykırı şekilde doldurulduğunu, müvekkilinin aracının icra kanalıyla 30.000,00.-TL"ye satıldığını belirterek müvekkilinin takip dayanağı senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini, aracının icra kanalıyla satılması sonucu tahsil edilen 30.000,00.-TL"nin avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadını, davalının %40"tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının ... Yiyecek İçecek Gıda ve Turizm Ltd. Şti."nin ortağı olduğunu, kendi rızasıyla senedi imzaladığını, kota dolmadan satış noktasının kapandığını, sözleşmenin genel şartlar 18. maddesinde sözleşmeye aykırılıkların düzenlendiğini belirterek davanın reddini, %40 tazminatın karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi kurulunun raporlarına göre, sözleşme hükümleri uyarınca davalıya cezai şart ödenmesi gerektiği, sözleşmede ödenmesi gereken cezai şart miktarının 250.000,00.-USD olarak kararlaştırıldığı, eT.T.K."nun 24. maddesi tacir olan davalının, eB.K."nun 161/son maddesi gereğince cezai şart miktarından indirim yapılmasını engelliyor ise de, Yargıtay"ın yerleşmiş içtihatlarına göre, cezai şart, onu ödeyecek olanın ekonomik mahvına neden olacaksa hakim tarafından tenkis edilebileceği, davalı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen sözleşme içeriği ve dosya kapsamı itibariyle cezai şart miktarının fahiş olup, davalının ödemesi gereken cezai şartın taktiren 1/5 oranında indirildiği, 250.000,00 USD cezai şarttan 1/5 oranında indirim yapıldığında indirime konu miktarın 50.000,00 USD olduğu, 25.750,00 USD yapılan satışa konu miktara isabet eden kısım olup bu kısımdan da borçlu olunmadığı, böylece takibin dayandığı senedin 50.000,00 USD + 25.750,00 USD = 75.750,00 USD kısım yönünden borçlu olunmadığı anlaşılmakla bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, kötü niyetli takibe geçildiği kanıtlanamadığından davacının, uygulanmış bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davalının tazminat isteklerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Dava icra takibine konu bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir. Davacı dava konusu bonoda aval veren konumunda olup, 6102 sayılı TTK"nun 702/2.maddesi (e6762 TTK 614/2) uyarınca aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da, aval verenin taahhüdü geçerlidir. Buna göre davacının bonoda ki şekle ait noksanlıklar dışında itirazda bulunamayacağından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,peşin harcın istek halinde iadesine, 27/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.