Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5592
Karar No: 2019/11228
Karar Tarihi: 26.06.2019

İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/5592 Esas 2019/11228 Karar Sayılı İlamı

 

 

18. Ceza Dairesi         2019/5592 E.  ,  2019/11228 K.

  •  


"İçtihat Metni"



KARAR

İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında yapılan yargılama sonunda, atılı suçtan mahkumiyetlerine dair, Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 06/03/2012 gün ve 2009/74 (E) ve 2012/184 (K) sayılı hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması talebi üzerine,
Dairemizin 06/02/2019 gün ve 2018/7567 esas, 2019/2525 karar sayılı ilamıyla;
1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi "Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbiki kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından istifade ederler." şeklindedir.
Maddenin uygulanabilmesi için
- Birden fazla sanığın aynı suçu işlemiş olması,
- Aynı mahkemede yargılanıp aynı ilamla mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
- Hükmün temyiz edilebilir nitelikte olması,
- Kanuna muhalefet edilmesi nedenine dayalı bozma kararının, sanıkların lehine olması, gerekir.
Bozma kararının, hükmü temyiz etmeyen sanığa sirayet ettirilmesi için bu hususun açıkça bozma kararında belirtilmesine ya da sanığın talep etmesine gerek yoktur. Mahkemenin kendiliğinden anılan düzenlemenin gereğini yerine getirmesi mümkündür.
İnceleme konusu somut olayda; işyeri dokunulmazlığının ihlal suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu davası açıldığı, sanıkların aynı mahkemede yargılanıp birlikte TCK"nın 116/2-4 maddelerinden mahkum oldukları, hükmün temyizi kabil olduğu, sanıklar ... ve ..."in temyiz etmeleri üzerine 23. Ceza Dairesi"nin 11/05/2016 tarih 2015/20404 esas ve 2016/6137 sayılı kararı ile hükmün, “Dosya içindeki 25/05/2011 tarihli 188.902 sayılı ... cevabi yazısı ile davaya konu binanın ... İşletme Müdürlüğü"ne ait Avlanbey Dağıtım Merkezi adı altında Ulaş Trafo Merkezi"nden gelen enerjiyi Vakıflar Köyü, Ulaş Beldesi ve Marmaracık Beldesi bölgesindeki sanayi abonelerinin elektrik ihtiyacını karşılayan dağıtım merkezi olduğu, normal şartlar altında içinde personel bulunmayan, ihtiyaç duyulması halinde ... personelinin içine girerek elektrik açma - kesme işlemlerini yaptığı, işyerinin Kanun"da kişinin meslek ve sanatını icra ettiği veya ticari faaliyetini gösterdiği yer olarak tanımlanması karşısında; suça konu yerin elektrik dağılımının yapıldığı trafo olduğu, trafoda herhangi bir şekilde mesleki ve ticari faaliyet yürütelemeyeceğinden unsurları itibariyle oluşmayan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden oluşa uygun olmayan/yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,” gerekçesiyle hükmü temyiz eden sanıklar ... ve ... yönünden bozulduğu, diğer sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında ise temyiz isteminde bulunmamaları nedeniyle cezalarının kesinleştirildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay 23. Ceza Dairesi"nin 11/05/2016 tarih 2015/20404 esas ve 2016/6137 sayılı kararı ile yapılan bozmanın, aynı suçu temyiz eden sanıklarla birlikte işleyen sanıklar ..., ..., ... ve ..."nın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, temyiz davası açma hakkından yararlanamayan sanıkların yasal şartları oluştuğundan 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi gereğince, bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilebilecektir. Bozma ilamına uyulması veya farklı gerekçeyle karara direnilmesi yönünde yeni bir hüküm kurulması da mümkündür.
İncelenen dosyada, yasaya aykırılığı, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, oy birliğiyle karar verilmiştir.
I- İtiraz Nedenleri
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 29/04/2019 gün ve 2018/89899 sayılı yazısı ile;
"İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/2-4 ve 62/1. maddeleri gereğince ayrı ayrı 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına dair Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/03/2012 tarihli ve 2009/74 esas, 2012/184 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde, 25/05/2011 tarihli ve 188.902 sayılı ... cevabi yazısı ile davaya konu binanın ... İşletme Müdürlüğü"ne ait Avlanbey Dağıtım Merkezi adı altında Ulaş Trafo Merkezi"nden gelen enerjiyi Vakıflar Köyü, Ulaş Beldesi ve Marmaracık Beldesi bölgesindeki sanayi abonelerinin elektrik ihtiyacını karşılayan dağıtım merkezi olduğu, normal şartlar altında içinde personel bulunmayan, ihtiyaç duyulması halinde ... personelinin içine girerek elektrik açma-kesme işlemlerini yaptığı, işyerinin kanunda kişinin meslek ve sanatını icra ettiği veya ticari faaliyetini gösterdiği yer olarak tanımlanması karşısında; suça konu yerin elektrik dağılımının yapıldığı trafo olduğu, trafoda herhangi bir şekilde mesleki ve ticari faaliyet yürütülemeyeceğinden unsurları itibariyle oluşmayan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 01/11/2018 tarihli yazısı ile ihbar olunmakla, Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/03/2012 tarihli kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 09/11/2018 gün ve 2018/89899 sayılı tebliğnamesiyle bozma talebi sunularak ilgili dosya Yargıtay 18. Ceza Dairesi Başkanlığı"na gönderilmiştir.
Yüksek 18. Ceza Dairesi, 06/02/2019 gün ve 2018/7567 esas, 2019/2525 sayılı kararı ile özetle, "Yargıtay 23. Ceza Dairesi"nin 11/05/2016 tarih 2015/20404 esas ve 2016/6137 sayılı kararı ile yapılan bozmanın, aynı suçu temyiz eden sanıklarla birlikte işleyen sanıklar ..., ..., ... ve ..."nın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, temyiz davası açma hakkından yararlanamayan sanıkların yasal şartları oluştuğundan 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi gereğince, bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilebilecektir. Bozma ilamına uyulması veya farklı gerekçeyle karara direnilmesi yönünde yeni bir hüküm kurulması da mümkün olduğundan ... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE" karar verilmiş, 5271 sayılı CMK"nin 308. maddesi çerçevesinde yapılan incelemede, Yüksek 18. Ceza Dairesi"nin anılan kararına karşı aşağıda açıklanmaya çalışılacak nedenlerden dolayı itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur.
İtiraz nedenleri : Yüksek Daire ile Başsavcılığımız arasında itirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in cezalandırılmasına dair Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/03/2012 tarihli 74-184 sayılı kararının sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden temyiz edilmeksizin kesinleşmesinden sonra, anılan kararın diğer sanıklar ... ve ... yönünden temyiz edilmesi sonucu Yargıtay tarafından bozulması üzerine 1412 sayılı CMUK"un 325. maddesi gereğince, bozma kararının sanıklar ..., ..., ... ve ..."e sirayet ettirilmesinin mümkün olup olmadığının tespitine ve sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden unsurları oluşmayan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat kararı verilmesi gerekliliği nedeniyle ihbar edilen kanun yararına bozma talebinin kabul edilip edilemeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
1412 sayılı CMUK"un 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken “Hükmün bozulmasının diğer maznunlara sirayeti” başlıklı 325. maddesi; “Hüküm, cezanın tatbikatında kanuna muhalefet edilmesinden dolayı maznun lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunamamış olan diğer maznunlara da tatbikı kabil olursa bu maznunlar dahi temyiz talebinde bulunmuşcasına hükmün bozulmasından istifade ederler” şeklinde, benzer düzenlemeyi içeren 5271 sayılı CMK"nin “Hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisi” başlıklı 306. maddesi ise; “Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar” biçiminde düzenlenmiş olup, hükmü temyiz etmeyenlerin veya temyiz istemi reddedilenlerin, temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek amacı ile yasaya konmuştur. Bu suretle temyiz edenler lehine oluşacak durumdan, temyiz etmeyenlerin de istifadesi sağlanmış olacaktır. Bozmanın sirayetinde Yerel Mahkeme hükmü, temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmamakta, anılan maddeler uyarınca sanık, bozma kararının sonucundan yararlandırılmaktadır. Ancak sirayetin mümkün olabilmesi için "uygulanması olanağının" bulunması gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre; sanıklar ..., ..., ... ve ... ve inceleme dışı sanıklar ... ve ..."in işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan mahkûmiyetlerine ilişkin hükümlerin sanıklar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Ceza Dairesi tarafından 11/05/2016 tarihli 2015/20404 esas, 2016/6137 karar sayılı ilamıyla sanıklar Tugay ve Gökhan yönünden bozulmasına karar verildiği, sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden verilen hükümlerin ise temyiz edilmeksizin kesinleştiği, Adalet Bakanlığı"nca sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden kesinleşen yerel mahkeme hükmünün kanun yararına bozulması istemiyle talepte bulunulduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbarnamesi üzerine anılan talebi inceleyen Özel Dairece; bozmanın, yerel mahkemece sanıklar ..., ..., ... ve ..."e sirayet ettirilerek, buna göre hüküm kurulması mümkün olduğundan, bu yol tüketilmeksizin de kanun yararına bozmaya başvurulamayacağı belirtilerek kanun yararına bozma talebinin reddine karar verildiği anlaşılmış ise de;
Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanıklar ... ve ... yönünden Yargıtay 23. Ceza Dairesi"nin 11/05/2016 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verildiği ancak temyiz dışı sanıklar ..., ..., ... ve ..."e bozmanın sirayet ettirilmediği, bozma doğrultusunda anılan mahkemenin 05/10/2016 tarihli 2016/405 esas, 2016/657 sayılı kararı ile sanıklar ... ve ..."in beraatlerine hükmolunduğu, beraat hükümlerinin temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bozma sirayet ettirilmediğinden sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında aynı suçtan verilen 06/03/2012 tarihli ilk kararın ise temyiz edilmeksizin 14/06/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Sanıklar ..., ..., ... ve ... ve inceleme dışı sanıklar ... ve ..."in birlikte işledikleri aynı suç nedeniyle mahkûmiyetlerine karar verilmesi, yerel mahkemece haklarında verilen hükümlerin temyiz edilebilir nitelikte olması ve inceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkındaki bozmanın diğer sanıkları etkilemesi nedenleriyle Özel Daire kararındaki söz konusu bozma sebebinin sirayet ettirilebileceği hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte, bozmadan sonra inceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerinin kesinleşmesi karşısında, anılan bozma nedenlerinin sanıklar ..., ..., ... ve ..."e sirayet ettirilmesi olanağı bulunmamaktadır. Nitekim, Yargıtay 4. Ceza Dairesi"nin 22/11/2018 tarih ve 2018/7267 esas, 2018/20255 karar sayılı ilamına konu olan benzer bir uyuşmazlıkta, inceleme dışı sanıklar hakkındaki kararların kesinleşmesi nedeniyle sirayet olanağı ortadan kalkmış olduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma talebi kabul edilmiş, Yargıtay 2. Ceza Dairesi"nin 19/02/2019 tarih ve 2017/5601 esas, 2019/2952 karar sayılı ilamında ise benzer bir uyuşmazlıkta kanun yararına bozma yolunun açık olduğu vurgulanmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kurulan 06/03/2012 tarihli ve 2009/74 esas, 2012/184 karar sayılı hükmün kanun yararına bozma isteminin reddine ilişkin Yüksek 18. Ceza Dairesi"nin kararının isabetli olmadığı kanaatine varıldığından olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.
Sonuç ve İstem: Açıklanan gerekçelerle;
1) Yüksek Dairenizin, 06/02/2019 tarihli ve 2018/7567 esas, 2019/2525 sayılı KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE dair kararının kaldırılması,
2) Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 06/03/2012 tarihli ve 2009/74 esas, 2012/184 sayılı kararına yönelik Adalet Bakanlığı"nın, haklı nedene dayanan kanun yararına bozma talebinin KABULÜNE karar verilmesi,
3) Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesi, 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- Karar
5320 sayılı Yasa"nın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 325. maddesinde; “hüküm, cezanın tatbikinde kanuna muhalefet edilmesinden dolayı sanık lehine olarak bozulmuşsa ve bozulan cihetlerin temyiz talebinde bulunmamış olan diğer sanıklara da tatbiki kabil olursa bu sanıklar dahi temyiz talebinde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından istifade ederler” hükmüne yer verilmiş, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CYY’nın 306. maddesinde de; “hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar” şeklinde benzer bir düzenleme getirilmiştir.
Temyiz incelemesinin yapılabilmesi için kural olarak süre ve istek koşullarının yerine getirilmesi gerekir. Sanıklardan birinin talebi diğer sanıkların da isteği yerine geçemez. İlgililer tarafından yasa yoluna başvurulmadığı takdirde hüküm kesinleşecektir. Ancak yasa koyucu, temyiz etmeyen sanıkların, hükmü temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılmasını önlemek, adli yanılgılara engel olmak ve adaleti sağlamak için genel kuraldan ayrılmış, temyiz isteminde bulunulmuş gibi inceleme yapılmasında yarar görmüş ve bu amaçla “bozmanın sirayetini” kabul etmiştir. 1412 sayılı Yasa"nın 325. maddesi uyarınca, “cezanın uygulanmasında kanuna aykırılık nedeniyle hüküm bozulduğu takdirde, temyiz etmeyen sanıklar dahi temyiz isteminde bulunmuş gibi hükmün bozulmasından yararlanacaklardır.”
1412 sayılı CYUY’nın 325. maddesine benzer şekilde düzenlenmiş bulunan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu"nca, “cezanın belirlenmesinde hukuka aykırılıktan dolayı” ibaresi metinden çıkartılmak suretiyle kabul edilen 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasası"nın 306. maddesinin uygulanma koşulları, anılan madde gerekçesinde; “mahkemece verilen hüküm, temyiz etmeyen sanık yönünden kesinleşir ve infaz edilebilir hâle gelir. Kural bu olmakla beraber aynı mahkemece aynı hükümle cezalandırılan sanıklar hakkında birbiriyle çelişen sonuçların doğmasının önlenmesi, adalet düşüncesiyle ve bazı koşullarda Yargıtay’ın bozma kararından temyiz etmeyen sanıkların da yararlandırılması uygun görülmüştür.
Bunun için;
1- Aynı mahkemece aynı kararla birden çok sanığın hükümlendirilmesi,
2- Sanıkların fiilinde 8. maddede tanımlanan nitelikte bağlantı bulunması,
3- Hükmün Cumhuriyet Savcısı, katılan veya sanıklardan bir veya birkaçınca ve sanıkların tümünü kapsamayacak şekilde temyiz edilmiş olması,
4- Hükmün cezanın belirlenmesinde hukuka aykırılık nedeniyle sanık yararına bozulması,
5- Bu bozmanın hükmü temyiz etmeyen veya kendileriyle ilgili temyiz bulunmayan sanıklara da uygulanma olanağına sahip olması gerekecektir.
Suç unsurlarının oluşmaması, fiilin suç olmaması, cezanın azaltılması veya ortadan kaldırılmasını gerektiren nedenler de cezanın belirlenmesinde hukuka aykırılıktır.
Temyiz etmeyen deyimine; temyiz yoluna hiç başvurmayan, süresinden sonra başvuran, temyiz istemi reddolunanlar dâhildir.
Yargıtay, bozma kararında, temyiz etmeyen sanıklardan hangilerinin yararlanacağını gösterir; ancak gösterilmemiş olması yararlanmayı önlemez. Mahkeme kanun gereği olarak bu durumu gözetmek zorundadır.
Bu bozmayla temyiz yoluna başvurmayan sanıklar hakkında kesinleşen hüküm de ortadan kalkar, aynı sanıklarla ilgili olarak yeniden hüküm kurmak gerekir” şeklinde ifade edilmiştir.
Görüldüğü gibi, 1412 sayılı CYUY’nın 325 ve 5271 sayılı CYY’nın 306. maddesinde düzenlenen sirayet kurumunun; “aynı hükümle cezalandırılan sanıklar hakkında birbirileriyle çelişen hükümlerin verilmesinin önlenmesi ve temyiz yoluna başvurmamış bulunanlar aleyhine doğabilecek adaletsizliklerin önlenmesi” olmak üzere başlıca iki amacı bulunmaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; işyeri dokunulmalığını ihlal etme suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu davası açıldığı, sanıkların aynı mahkemede yargılanıp birlikte TCK"nın 116/2-4. maddesi uyarınca mahkum oldukları, hükmün temyizi kabil olduğu, Yargıtay 23. Ceza Dairesi"nin 11/05/2016 tarih 2015/20404 esas ve 2016/6137 sayılı kararı ile sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin, “1- Dosya içindeki 25/05/2011 tarihli 188.902 sayılı ... cevabi yazısı ile davaya konu binanın ... İşletme Müdürlüğü"ne ait Avlanbey Dağıtım Merkezi adı altında Ulaş Trafo Merkezi"nden gelen enerjiyi Vakıflar Köyü, Ulaş Beldesi ve Marmaracık Beldesi bölgesindeki sanayi abonelerinin elektrik ihtiyacını karşılayan dağıtım merkezi olduğu, normal şartlar altında içinde personel bulunmayan, ihtiyaç duyulması halinde ... personelinin içine girerek elektrik açma - kesme işlemlerini yaptığı, işyerinin kanunda kişinin meslek ve sanatını icra ettiği veya ticari faaliyetini gösterdiği yer olarak tanımlanması karşısında; suça konu yerin elektrik dağılımının yapıldığı trafo olduğu, trafoda herhangi bir şekilde mesleki ve ticari faaliyet yürütelemeyeceğinden unsurları itibariyle oluşmayan işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden oluşa uygun olmayan/yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, 2- TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulanması zorunluluğu,” gerekçesiyle hükmü temyiz eden sanıklar ... ve ... yönünden bozulduğu, diğer sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında ise temyiz isteminde bulunmaması nedeniyle cezasının kesinleştirildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay 23. Ceza Dairesi"nin 11/05/2016 tarih 2015/20404 Esas ve 2016/6137 sayılı kararı ile yapılan bozmanın, aynı suçu sanıklar ... ve ... ile birlikte işleyen sanıklar ..., ..., ..., ..."nın hukuki durumunu da etkilemesi nedeniyle, temyiz davası açma hakkından yararlanamayan sanıkların yasal şartları oluştuğundan 1412 sayılı CMUK"nın 325. maddesi gereğince, bozma kararının sirayet ettirilmesi suretiyle mahallinde yargılamaya devam edilebilecektir. Bozma ilamına uyulması veya farklı gerekçeyle karara direnilmesi yönünde yeni bir hüküm kurulması da mümkündür.
İncelenen dosyada, Yerel Mahkemece, sanıklar ..., ..., ..., ... haklarında sirayet hükümleri uygulanmadan, diğer sanıklar ... ve ... hakkında beraat hükümleri kurulması ve bu hükümlerin kesinleşmesi, sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında sirayet hükümlerine dayanarak hüküm kurulmasına engel teşkil etmemekte olup, Yerel Mahkemece re"sen inceleme yapılıp her zaman hüküm kurulabilecektir. Bahse konu yasaya aykırılığa yönelik, hükmün kesinleşmesini ve infazını engelleyen usule ilişkin yasal düzenleme mevcut iken, bu yolun kullanımına başvurulmaksızın, olağanüstü yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi hukuka aykırıdır.
Bu itibarla; Dairemizin 06/02/2019 gün ve 2018/7567 esas, 2019/2525 sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararındaki gerekçeye göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE, 6352 sayılı Yasa"nın 99/3. maddesiyle 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 3. fıkra hükmüne göre dosyanın Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesine, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi