Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/420
Karar No: 2013/4250

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/420 Esas 2013/4250 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/420 E.  ,  2013/4250 K.
  • İŞ KAZASI OLAN MAHALLİN RE`SEN İŞYERİ OLARAK TESCİLİ
  • İŞYERİ TESCİL İŞLEMİNİN İPTALİ
  • İSTİSNA AKDİ
  • ALT İŞVEREN / ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİ
  • SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Madde 4
  • SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Madde 87
  • BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 355

"İçtihat Metni"

Dava, re’sen işyeri tescil işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, Mersin Sanayi Sitesi’nde pirinç, bronz, fiber vs. alım satım işleri ile iştigal ettiğini ve bu kapsamda tescilli işyeri bulunduğunu, 02.10.2003 tarihli sözleşme ile kiraladığı ve halen işyeri olarak kullandığı dükkândaki boya, tamirat ve tadilat işlerini davalılardan Z.. K..’ya anahtar teslimli olarak verdiğini, 14.11.2003 tarihinde dükkân çatısında meydana gelen iş kazası sonucu Z.. K.. işçilerinden C.. Ç..’in öldüğünü, sigorta müfettişi denetimi sonunda dükkândaki tamirat ve tadilat işyerinin re’sen tescil edilerek Z.. K..’nın taşeron kendisinin ise asıl işveren olarak kabul edildiğini, oysa anılan davalı ile aralarında asıl işveren – taşeron ilişkisi bulunmadığını iddia ederek; söz konusu Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
506 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi hükmüne göre, işveren; sigortalıyı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamına giren işlerde hizmet akdine dayalı olarak çalıştıran gerçek ya da tüzel kişilerdir. “Çalıştıran” olgusu, hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Kanun’un “Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87’nci maddesi hükmünde ise; aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişi olarak tanımlanmış, sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı belirtilmiştir. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, tali işveren, taşeron, alt müteahhit, alt ısmarlanan gibi adlarla anılmaktadır. Aracı kavramı, her şeyden önce, asıl işverenin varlığını, bir başka işverenin asıl işverene ait işin bir bölümünü yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait iş yerinde veya iş yerinin bir bölümünde iş alanın kendi adına sigortalı çalıştırmasını gerektirir. Asıl işverenle aracı arasındaki ilişki taşıma, eser ve benzeri sözleşmelere dayanabilir ise de; hiçbir şekilde hizmet akdi unsurları bulunmamalıdır. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün aracı tarafından görülmesidir. Aracı kavramının belirleyici özelliği, asıl işverene ait işten bir bölüm iş alınması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırılmasıdır.
İstisna akdi ise, Borçlar Kanunu’nun 355’inci maddesinde, “İstisna, bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeği taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder.” şeklinde tanımlanmaktadır. İstisna akdinde müteahhit eser meydana getirmekten ibaret bir iş görme edimini borçlanmaktadır. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere; bir iş görme sözleşmesi olmakla birlikte, bu sözleşmede önemli olan çalışmanın kendisinden çok, bu çalışmadan ortaya çıkan ve objektif olarak görülmesi kabil olan sonuç yani eserdir. Asıl işverenlik – alt işverenlik ile istisna akdi arasındaki farkı da anılan husus oluşturmaktadır. İstisna akdinde iş sahibinin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin olmayan, iş sahibinin emir ve talimatları dışında bedeli karşılığında bir eser meydana getirilmesi söz konusudur. Asıl / alt işverenlik ilişkisinde ise; alt işverenlik ilişkisinin asıl işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işte, asıl işin bir bölümünde veya eklentilerinde işletmenin veya işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde alt işverenin iş alması, alt işverenin bu işi için görevlendirdiği işçilerini kısmen bile olsa bu işyerinde aldığı işte çalıştırması gerekir.
Somut olayda Mahkemece; davacı ile davalı Z.. K.. arasındaki hukuki ilişkinin niteliği eser sözleşmesi – asıl / alt işverenlik çerçevesinde değerlendirilmiştir. Ancak bu tür bir değerlendirilmenin sağlıklı biçimde yapılabilmesi için Z.. K..’nın işverenlik sıfatının belirlenmesi gerekir. Bunun için de; işyerlerine ve anılan davalıya ilişkin tüm bilgi ve belgeler taraflar ve vergi dairesi dâhil ilgili kurumlardan temin edilerek; davalının vergi ya da sicil kaydı ile yürüttüğü iddia edilen iş koluna uygun oda kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmalı; gerek iş kazasına maruz kalan sigortalıyla, gerek diğer işçilerle ve gerekse davacı ile arasındaki ücret ve bağımlılık gibi hizmet akdi unsurları bakımından ilişkisi araştırılmalı, davalı Z.. K..’nın davacının işçisi ya da yapılan işin bağımsız işvereni olup olmadığı tespit edilerek, tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi