18. Ceza Dairesi 2019/3554 E. , 2019/11226 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4 ve 62. maddeleri gereğince 2 ay 27 gün adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/02/2018 tarihli ve 2016/806 esas, 2018/220 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın hakaret suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1. maddesi gereğince 3 ay adlî para cezası ile cezalandırılmasını müteakip, anılan Kanun"un 125/4. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırım yapılarak hesaplanan 3 ay 15 gün adlî para cezası üzerinden aynı Kanun"un 62. maddesi gereğince yapılan indirim sonucunda 2 ay 27 gün adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair karar verilmiş ise de;
5237 sayılı Kanun’un 52/1. maddesindeki “Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.” ile aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan "Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın ayrı ayrı gösterileceği, ekonomik ve şahsî haller göz önünde bulundurularak hükmedilen adlî para cezasının taksitlendirme süresi iki yılı geçmemek kaydı ile belirli taksitler halinde ödenmesine karar verilebileceği, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve adlî para cezasının ödenmemesi halinde karşılaşabileceği muhtemel durumun sanığa ihtar edilmesi gerektiği hususları nazara alınmadan sanık hakkında tayin olunan adlî para cezasının tam gün sayısı olarak belirlenmediği gibi, adlî para cezası için bir gün karşılığı takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle sonuç cezanın belirlenmemesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinin 8. fıkrasında, “ Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenlemeye göre adli para cezasının belirlenmesinde öncelikle gün üzerinden tespit yapılması, bu miktar üzerinden TCK"nın 61. maddesindeki sıralamaya göre artırım ve indirimlerin yapılması ve son olarak TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca bir gün karşılığı belirlenen miktarın, gün üzerinden belirlenen rakamla çarpılması sonucu para cezasının hesaplanması gerekmektedir.
İncelenen dosyada; mahkemece TCK"nın 61/8. ve 52/2. maddelerindeki usule riayet edilmeksizin para cezasının belirlenmesi ve belirlenen para cezasının bir gün karşılığı takdir edilen miktar ile çarpılmaması suretiyle sonuç cezanın belirlenmemesi hukuka aykırıdır.
5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinde, “(1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
a) Adlî para cezasına,............ çevrilebilir.
(5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.” hükümlerine yer verilmiş,
Aynı Kanun"un 52/4. maddesinde ise, “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” hükmü düzenlenmiştir.
5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesinde doğrudan verilen adli para cezalarının infazı ile kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak hükmedilen adli para cezalarının infazı farklı düzenlenmişken, 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılmasıyla, adli para cezalarının infaz rejimlerindeki farklılıklar ortadan kaldırılmıştır. Yapılan bu değişiklikle kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, TCK"nın 50/6. maddesi uygulanamayacaktır.
Bu itibarla, yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler ve açıklamalara göre, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde karşılaşabileceği muhtemel durumun sanığa ihtar edilmemesi hukuka aykırı görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Iğdır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/02/2018 tarihli ve 2016/806 esas, 2018/220 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılıklar aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre, TCK’nın 125/1. maddesi uyarınca, mahkemece cezanın alt sınırdan takdir edilmiş olması da değerlendirilerek, sanığın 90 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
3- TCK"nın 125/4. maddesi gereğince 1/6 artırılarak, sanığın 105 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
4- TCK’nın 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek, sanığın 87 gün adli para cezası ile cezalandırılmalarına,
5- TCK"nın 52/2 maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20 TL"den paraya çevrilerek, sanığın 1.740 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
6- İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına, kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.