MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava dilekçesinde, davalı apartman yöneticiliği tarafından yapılan 13/06/2015 tarihli kat malikleri kurulu toplantısının yasaya ve yönetim planına uygun olarak yapılmadığını, toplantı tarihi ve gündeminin tüm kat maliklerine toplantıdan 15 gün evvel tebliğ edilmediğini, toplantının olağanüstü toplantı olduğunu, yönetim planına aykırı olarak yönetim ve yönetim kurulu oluşturulduğunu, toplantı tutanağının doğru şekilde oluşturulmadığını, denetime izin verilmediğini, usulüne aykırı olarak yönetimin ibra edildiğini, bu nedenle toplantının ve toplantıda alınan kararların iptali istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile, Yakamoz apartmanının 13/06/2015 günü yapılmış olan kat malikleri kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptaline, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kat malikleri kurulu toplantısı iptali istemine ilişkindir.
Kat Mülkiyeti Kanununun .... maddesinde, kat malikleri kurulunun yılda bir defadan az olmamak üzere yönetim planında gösterilen zamanlarda eğer böyle bir zaman gösterilmemişse her takvim yılının ilk ayı içerisinde, önemli bir sebebin çıkması halinde yöneticinin veya denetçinin veya kat maliklerinden üçte birinin istemi üzerine veya toplantı için istenilen tarihten en az 15 gün önce bütün kat maliklerine imzalattırılacak bir çağrı veya bir taahhütlü mektupla toplantı sebebi de bildirilmek şartıyla kat malikleri kurulunun her zaman toplanabileceği hükme bağlanmış; dava konusu anataşınmaza ait yönetim planının .... maddesinde ise kat malikleri kurulunun her yılın Ocak ve Ekim ayının ilk on günü içinde toplanacağı, önemli bir sebebin çıkması halinde yönetici veya denetçinin yahut kat maliklerinin üçte birinin istemi üzerine kat malikleri kurulunun olağanüstü toplantıya çağrılabileceği, toplantının sebebini bildiren bir taahhütlü mektup gönderilmesi veya çağrının imza karşılığı verilecek bir yazı karşılığında yapılması gerektiği düzenlenmiştir.
Yargıtay uygulamalarına göre usulüne uygun bir duyuru bulunmamasına rağmen toplantıya katılıp alınan kararlarda olumlu oy kullanan kat malikinin Türk Medeni Kanununun 2. maddesi gereğince alınan kararlara karşı dava hakkı kabul edilmemektedir. İptali istenen toplantıya davacının katılıp muhalefet şerhi verdiği anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; özellikle iptali istenen kat malikleri kurulu kararının alındığı 13/06/2015 tarihli kat malikleri kurulu toplantı çağrısı, yasanın ve yönetim planı hükümlerine uygun olarak yapılmamış ise de, davacı toplantıya katılmış olduğundan çağrının usulsüzlüğü sebebine dayanamayacaktır. Diğer taraftan dosya içine aldırılan uzman bilirkişi raporunda; anataşınmazda ... bağımsız bölümün olduğu toplantıda 18 bağımsız bölümün temsil edildiğini ancak bir kısmının yazılı vekaleti olmaması, davalının da sözlü
vekaletler hususunda tanık deliline dayanmaması nedeniyle geçersiz sayılacağından sadece 8 bağımsız bölümün usulüne uygun toplantıda temsil edilmiş sayılacağını bu nedenle toplantı yeter sayısının sağlanmamış olduğundan toplantı ve alınan kararların iptalinin gerektiği belirtilmiştir. Oysa ki borçlar yasası hükümlerine göre vekalet hiç bir şekil koşuluna bağlı değildir. Vekalet sözleşmelerinin resmi ya da yazılı olması zorunluluğu yoktur. Kat mülkiyeti yönünden de yasalarda bu konuda bir istisna bulunmamaktadır. Vekalet kavramının bu niteliği dikkate alındığında, bir bağımsız bölüm malikini vekaleten temsil ettiğini bildiren kişi, toplantıya bu sıfatla katıldığında, bu kişinin yazılı vekaleti bulunmadığı gerekçesiyle toplantı ve oylama yeter sayısında hesaba alınmayacağı, vekalet olunan kişinin bir itirazı yoksa ileri sürülemez. Kaldı ki davacının dava dilekçesinde, toplantıda ki temsile ve vekaletlere ilişkin bir usulüzlük iddiası bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle mahkemece toplantıda alınan kararlar ayrı ayrı değerlendirilerek yasanın aradığı nisabı sağlayıp sağlamadığı hususu belirlenmeli, yeterli nisapla alınmamış bir karar var ise bu kararların iptaline karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi bu nedenlerle doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/06/2018 günü oy birliği ile karar verildi.