8. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/11996 Karar No: 2017/9276 Karar Tarihi: 19.06.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/11996 Esas 2017/9276 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2017/11996 E. , 2017/9276 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı 3. kişi vekili, müvekkili şirketin borçlu şirkete ait hastane ruhsatı ile bir kısım cihazı 28/02/2011 tarihinde devraldığını ve devrin 07/03/2011 tarihinde ilan edildiğini, Türk Borçlar Kanunu"na göre iki yıllık mesuliyet süresinin 07/03/2013 tarihinde sona erdiğini, borçlu şirketin yöneticileri ve ortakları ile müvekkili şirketin yönetici ve ortaklarının birbirinden farklı ve bağımsız işletmeler olduğunu, yapılan işlemin gerçek bir devir işlemi olduğunu, haczedilen cihazın devir işlemiyle ve fatura karşılığında satın alınan bir cihaz olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; hacizli mallardan sadece birinin davacı şirket tarafından ibraz edilen fatura içeriğinde bulunduğu, hacizli diğer mallara ilişkin olarak davacı şirketin elinde fatura ile belge bulunmadığı ve bu mallar açısından istihkak iddiasının ispatlanamadığı, fatura içeriğine uyan monitörlü defirillatör isimli makina bakımından istihkak iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile monitörlü defirillatör niteliğindeki menkul malın mülkiyetinin davacı 3.kişiye ait olduğunun tespitine, bu mal üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. 1- İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi gerekir. Buna göre, bir takipte haciz aşamasına geçilebilmesinin ve haczin geçerli olmasının ön koşulu da geçerli ve halen ayakta bir alacağın ve takibin bulunmasıdır. Davaya dayanak ... 13.İcra Müdürlüğü"nün 2012/1046 Esas sayılı takip dosyasında bulunan ve temyize konu karar verildikten sonra alacaklı vekili tarafından sunulan 17.08.2015 tarihli beyan dilekçesine göre, davalı alacaklının takipten vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Bu bilgilere göre, temyiz incelemesi tarihi itibariyle geçerli bir takip bulunmamakta olup, bu doğrultuda dava da konusuz kalmıştır. Bu nedenle, davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilebilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı 3. kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, yerel Mahkeme hükmünün İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428.maddeleri gereğince BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.