MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet

... Yem...Ltd.Şti."nin yetkilisi olan sanığın 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediğinin iddia ve kabul edildiği davada; sanığın istinabe ile alınan sorgusunda, tekrar ettiğini ifade ettiği 27.09.2013 tarihli soruşturma ifadesinde, özetle kendisini iş adamı olarak tanıtan “... "in sabıkası olması sebebiyle şirketi resmiyette kendisi ve Cumali Karataş adına açmayı teklif ettiğini, güvendiği ve iş bulacağı umuduyla teklifi kabul ettiğini ancak kendisinin şirketle ve faaliyetleriyle alakasının olmadığını, ... e vekaletname verdiğini, süreç içinde olumsuz olaylara şahit olduğunu, fabrikada bir faaliyetin yürütülmediğini, ... "i tanıyan birisinin, ..."in hayali faturalar düzenleyip alış veriş yapılmış gibi göstererek bundan kazanç elde ettiğini söyleyince verdiği vekaleti iptal ettirdiği ve 22.07.2009 tarihinde de hissesini ..."e devrederek şirketle olan resmi tüm bağlarımı kestiğini, şirketle ilgili hiçbir faaliyette bulunmadığını, kendisini kandırıp adına şirket açtıran, kirli işlerine alet eden ... ile bu işle ilgili herkesten şikayetçi olduğunu söyleyerek suçlamayı kabul etmemesi; dosyada örneği bulunan Gaziantep 4. Noterliğinin 17.01.2008 tarih ve 2640 sayılı vekaletnamesinden, sanık ..."ın şirket işlerini yürütmek konusunda ... "i vekil tayin ettiğinin anlaşılması; sanığın 22.07.2009 tarihinde şirket hisselerini ... "e devretmiş olması ve yoklamaların genel olarak ... Yetkin nezdinde yapılmış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sahte fatura düzenleme düzenleme eylemine sanığın iştirak edip etmediğinin tespiti bakımından,
1- Sanığın şirket faaliyetleriyle ilgili beyanname verip vermediğinin, şirkete ait bir belge düzenlenip düzenlenmediğinin, sanığın müdür veya ortak sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadığının araştırılması, sanığın savunmasında belirttiği azilname bilgilerinin kendisinden, sorularak bir örneğinin temini ile dosya içine konulması,
2- Sahte düzenlendiği iddia olunan faturalardan 2008 ve 2009 yılları için ayrı ayrı kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının getirtilmesi ve temin edilecek faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması; kendisine ait olmadığını, ... ait olduğunu söylemesi halinde; ... "in CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi ve ... "e faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
3- ... Yetkin de belgelerdeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa veya ... Yetkin"e ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
4- Şirket ortağı olan ..."ın CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi,
5- Belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa veya ... Yetkin"e ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen kişi ve şirketler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneğinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
c) Faturaları kullanan mükelleflerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldığının, sanığı tanıyıp tanımadığının ve faturaların alınması konusunda sanığın iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması,
6- Kabule göre de, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 27.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.