Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/11022 Esas 2019/937 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11022
Karar No: 2019/937
Karar Tarihi: 12.02.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/11022 Esas 2019/937 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı kişi miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle çekişmeli taşınmazların tespit ve tescil işlemlerini yapmıştır. Davacılar ise miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescil edilmesi ve ecrimisilin davalıdan tahsili için dava açmışlardır. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Temyiz itirazları sonucunda 125 ada 38 ve 49 parsel sayılı taşınmazlar için temyiz itirazları reddedilirken, diğer taşınmazlar için olarak davanın hak düşürücü süre geçmiş olduğundan reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesidir. Bu madde, kadastro tespitinden sonra açılacak hak veya muris arama davalarında, tespitten sonra 5 yıl içinde açılmayan davaların zamanaşımına uğrayacağını belirtmektedir.
16. Hukuk Dairesi         2016/11022 E.  ,  2019/937 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen 12.02.2019 gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucunda ..., ... ve ... Köyleri çalışma alanında bulunan 87, 101 ada 1, 32, 125 ada 38 ve 49 parsel sayılı sırasıyla 30.704, 252, 14.500, 10.100 ve 5.200 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ... miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptali ile adlarına tescili ve 1.000 TL ecrimisilin davalıdan tahsili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- 125 ada 38 ve 49 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle anılan parsellere yönelik usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
    2- 101 ada 1, 32 parsel ve 87 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı taraf 18.05.2015 tarihli dilekçe ile, çekişmeli taşınmazların ortak muristen kaldığını ve kendilerinin köy dışında olmasını fırsat bilerek davalı yanın taşınmazları kendi adına yazdırdığını ileri sürerek miras paylarının adlarına tescil edilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların murisin sağlığında davalı adına tespit edildiği, tespitlerin 1983 ve 1991 yıllarında kesinleşerek tescil edildiği, murisin 06.07.1992 tarihinde öldüğü, mirasçıların muris muvaazasından kaynaklanan haklarının ölümden sonra doğacağı, muris tespitten sonra öldüğüne göre eldeki muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı ancak çekişmeli taşınmazların tapusuz olması nedeniyle muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava kadastro tespitinden önceki nedene ve murisin tespitten sonra ölmesi nedeniyle miras yolu ile gelen hakka dayalı olarak açılmıştır. Tespitten önce taşınmaz tapuda kayıtlı olmadığına göre mahkemenin de kabulünde olduğu gibi somut oluyda muvazaa iddiasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki, davacılar murislerinin kadastro tespitinden önceki haklarına dayandıklarına ve kadastro tespitinin kesinleştiği 21.04.1983 ve 21.09.1991 tarihleri ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre geçmiş olduğuna göre davanın bu nedenle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsiz ise de ret kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün, gerekçesi belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.