Esas No: 2022/4405
Karar No: 2022/6722
Karar Tarihi: 05.07.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4405 Esas 2022/6722 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin verdiği karar, anlaşmalı boşanma davasında tebliğin usulüne uygun olmaması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun kabul edilmesi ve davanın çekişmeli boşanma davasına dönüştürülmesine karar verilmesiyle ilgilidir. Ancak davalının, tebliğin usulsüzlüğünün farkında olduğu ve zaten icra takibi nedeniyle gerekçeli karardan haberdar olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmesine karar verilen davalının istinaf başvurusunun kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesinde yer alan bölge adliye mahkemesince duruşma yapılmadan kesin olarak verilecek kararlara ilişkin düzenlemeler detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından 21.02.2022 tarihli temyiz başvurusunun reddine dair ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar arasında görülen anlaşmalı boşanma davasının (TMK m.166/3) yapılan yargılaması sonucunda tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiş, hüküm davalı erkek tarafından, gerekçeli karar tebliğinin usulsüzlüğü itirazı ile birlikte davanın çekişmeli boşanma davasına dönmesi istemiyle istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince, istinaf isteminin süresinde olmadığından bahisle davalı erkeğin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, iş bu ek karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın, davalı erkeğe usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği gerekçesiyle erkeğin istinaf isteminin kabulüne ve davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir. Karara karşı davacı kadın tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuş, Bölge adliye mahkemesince kadının temyiz istemi ek karar ile reddedilmiş, ek karar davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353. maddesinde bölge adliye mahkemesince duruşma yapılmadan kesin olarak verilecek kararlar şu şekilde belirtilmiştir;
MADDE 353- (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.
2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması (…) (1)
4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.
5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, (…) (1) karar verilmiş olması. (1)
6) (Değişik:22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.
Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, davanın yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiş ise de; bu karar, HMK 353-l/a maddesinde sınırlı olarak sayılan bir karar olmayıp, kesin nitelikte değildir.
Temyiz yolu açık olan bu karara ilişkin davacı kadının temyiz itirazlarının incelemesine gelince; davalı erkek vekiline yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olmadığı şüphesiz ise de; usule aykırı tebligatın akıbetini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun 32’inci maddesinde; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davalı erkeğin, anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan mali yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle birden çok kez icra takibine maruz kaldığı, ilk olarak 28.06.2020 tarihinde Bakırköy 14. İcra Müdürlüğü aracılığıyla gönderilen ödeme emrinin eki niteliğindeki mahkeme kararını da tebliğ aldığı anlaşılmaktadır. Öyleyse davalı erkek ilk derece mahkemesinin boşanmaya ilişkin gerekçeli kararından 28.06.2020 tarihi itibariyle haberdar olup, tebliğin bu tarihte yapıdığının kabulü gerekir. Davalı erkeğin yasal sürenin bitiminden sonra 14.12.2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurduğu hususu gözetilmeden hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 05.07.2022 (Salı)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.