10. Hukuk Dairesi 2012/276 E. , 2013/4171 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 5.3.2008 ile 21.4.2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdi ile kesintisiz çalıştığının ve 5.3.2008 sonrasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmadığının tespiti ve 1.7.2009 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa mevzuatına göre yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının taksicilik işi nedeniyle vergi kaydı ile çakışan 30.3.2006 sonrası dönem bakımandan 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığına itibar edilmesi gerektiğinden tahsisi talep tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamında geçen hizmetlerinin 1260 günü bulmadığından bahisle tahsis koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmış ve davanın reddine karar verilmiş ise de; Mahkemenin bu kararının eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, 3.9.1996 tarihli bildirgeye istinaden 1479 sayılı Yasa kapsamında 6.12.1995 tarihi itibariyle tescil edilen davacının 17.8.2005 tarihi itibariyle terk verildikten sonra, taksicilik işi nedeniyle 19.1.2006 tarihinden itibaren vergi kaydı, 22.9.2006 tarihinden itibaren sicil kaydı ve 23.2.2006 tarihinden itibaren oda kaydı bulunması nedeniyle; davacının, aynı zamanda 2004/10. ayından itibaren 29.6.2009 tarihine kadar çakışan 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalarının bulunması nedeniyle, 6.3.2008 tarihinden sonraki 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının geçersiz sayıldığı ve buna dayalı olarak da aylık bağlama koşullarının oluşmadığından bahisle talebin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalarının fiili olup olmadığı ve kesintiye uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 53. maddesi olup, 8/05/2008 tarih ve 26870 S.R.G. de yayımlanan 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı kanunun 33. maddesi ile değiştirilen birinci fıkrasında;
""Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır. "" düzenlemesi öngörülmüş olup, anılan madde, 1.3.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değiştirilmiştir.Değişiklik sonrası;
(Değişik fıkra: 13/02/2011-6111 S.K 33.mad. ) Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Ancak, sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılığı esas alınanlar, yazılı talepte bulunmak ve Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırına ilişkin hükümler saklı olmak kaydıyla, esas alınmayan sigortalılık statüsü kapsamında talep tarihinden itibaren prim ödeyebilirler. Bu şekilde ödenen primler; iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar yönünden, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde, kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan diğer yardımlar ile uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlar yönünden ise Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde değerlendirilir. Bu fıkra hükümlerine göre ödeme talebinde bulunulduğu halde ait olduğu ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen primlerin ödenme hakkı düşer. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi olacak şekilde çalışılması durumunda, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki diğer sigortalılık durumu dikkate alınır. "" olarak düzenlenmiş ise de, 6111 sayılı Kanunun 52. maddesi ile 5510 sayılı Kanun"a eklenen geçici 33. madde ile; "" Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz.""denilerek geçmişe yürütülmesi engellenmiş bulunmaktadır.
Davacıya ait sigorta hizmet cetveline göre, 2006 yılının 4. Ayından itibaren 5.3.2008 tarihine kadar davalıya ait 1046866 sicil no"lu işyerinde sürekli çalıştığı anlaşılmakta olup, davalı tanıkları ise, davacının şoför olarak çalıştığını ve 2008 yılının nisan ayında işten ayrıldığını, çalışmasının sürekli olduğunu beyan etmişler ise de, davacının çalışmalarının fiili olup olmadığı ve kesintiye uğradığı tarihin yeterince araştırılmadığı anlaşılmaktadır.Buna göre; işverenin şahıs mı, yoksa, şirket mi, olduğu araştırılmalı, gerekirse, husumetin işverene yöneltilmesi sağlanmalı, işyeri kayıtları
celbedilmeli, kayıtlara göre, işten ayrılma tarihi araştırılmalı, dönem bordro çalışanları ile, çalışmayı bilebilecek durumda bulunan komşu işveren ve komşu işyeri çalışanları re"sen saptanarak, çalışmanın fiili olup olmadığı ve kesintiye uğrayıp uğramadığı kuşukuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konularak, sonucuna göre yaşlılık aylığı bağlama koşullarının irdelenmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.