16. Hukuk Dairesi 2016/10755 E. , 2019/932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 12.02.2019 gün ve saatte temyiz eden ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 27 parsel sayılı 925,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacı-karşı davalı ... adına, aynı ada 28 parsel sayılı 506,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı-karşı davacı ... adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir. Davacı- karşı davalı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ..."a ait 116 ada 28 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğu iddiasıyla, davalı-karşı davacı ..., ..."a ait 116 ada 27 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı-karşı davacı ..."ın davasının reddine, davacı-karşı davalı ..."ın davasının kabulüne, çekişmeli 116 ada 28 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 40,37 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile aynı ada 27 parsel sayılı taşınmaza ilavesi suretiyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taraflara ait taşınmazların sınırının keşif mahallinde fen bilirkişilerince tespit edilen ve 1 nolu briket duvar olarak belirlenen sınır olduğu, bu sınırın evlerin arka kısmında bulunan ve 2 nolu briket avlu olarak nitelendirilen avluya kadar devam ettiği, ihtilaflı bu kısmın davalı-karşı davacıya ait 28 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan, fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 40,37 metrekarelik kısım olduğu, bu yerin kadastro öncesinde davacının zilyetliğinde iken davalı adına tescil edildiği, evlerin arka kısmında bulunan taşınmazın diğer kısmında ise keşif mahallinde tel avlu olarak belirlenen sınırın her iki taşınmazın sınırını teşkil ettiği, daha önceleri burada sınırı belirleyen toprak bir set olduğu, tel avlunun da tam bu setin üzerine inşaa edildiği, bu sebeple sınırın doğru olduğu, davalı-karşı davacının dava konusu ettiği taşınmazın bir kısmının zaten kendisi adına kayıtlı 28 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, iş bu kısmın davacı-karşı davalı adına tesciline karar verildiği, bu durumda (B) harfiyle nitelendirilen ve 27 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısmın da mahalli bilirkişi ve tanık beyanları neticesinde davacı-karşı davalının zilyetliğinde olduğunun anlaşıldığı, bu sebeple karşı davanın sübut bulmadığı gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; mahallinde icra edilen keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarınca taraflar arasındaki ortak sınırın tel avlu, 1 no"lu briket duvar, 2 no"lu briket duvar gibi işaretlerle tarif edildiği, halde, fen bilirkişi raporunda bu sınırların işaretlenmediği, ek raporla briket duvarlar ve tel avlunun krokide nerelere denk düştüğünün tarif edildiği, ancak yine ek rapor ekinde söz konusu sınır yerlerini gösterir kroki bulunmadığı, bu nedenlerle fen bilirkişi raporunun ve ek raporun keşfi izlemeye olanak vermediği, öte yandan keşifte dinlenen tüm kişilerce taraflar arasındaki tel avlu sınırının doğru olduğu bildirilmesine ve mahkemenin gerekçesinde de bu sınırın doğru olduğu kabul edilmesine karşın, sınırın doğru olduğu söylenen bölümünün fen bilirkişi raporunda ayrı olarak gösterilmediği ve çekişmeli taşınmazın (A) bölümü yönüyle tamamen kabul kararı verilmek suretiyle gerekçeyle hüküm arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için; taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tamamı ve fen bilirkişisi katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, davacı ve davalı-karşı davacının dava konusu ettiği yerler duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek ve önceki keşif beyanları da göz önüne alınarak yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tespit sırasında taraflar arasındaki ortak sınırın doğru ve yanlış belirlendiği bölümler sorulup saptanmalı, bu bölümlerinin kim veya kimler tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli bilimsel verilere dayalı, keşifte tarif edilen briket duvarlar ve tel avlu sınırları ile ortak sınırın doğru olarak tespit edildiği söylenen bölümünü gösterir rapor alınmalı, daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 12.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.