Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/1261 Esas 2018/4272 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili kadastro mahkemesine vermiş olduğu 04/06/2012 havale tarihli dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde kain 31150 m2 yüzölçümlü 565 nolu parselin 19459,79 m2"lik kısmının yapılan kadastro çalışmalarında 13417 ada 37 parsel olarak adlarına yazıldığını, 565 parselden 7898,65 m2"lik kısmın Hazineye ait tarımsal alan (sarı alan) olarak askıya çıktığını, müvekkilinin toplamda 31.150 m2 alanın yıllardır zilyedi olduğunu ileri sürerek hatalı yapılan bu tespitin iptali ile 31.150 m2 arsanın zilyetliğinin müvekkili olduğunun tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece dava konusu yer hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmediği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine davanın gönderildiği asliye hukuk mahkemesince dava konusu yerin ... mahallesi, 13417 ada 37 ve ... nolu parseller olduğu, 13417 ada 37 parsel sayılı taşınmazda davacı şirket adına kullanıcı tespiti yapıldığı, 13417 ada ... parsel sayılı taşınmazın ... olarak tespit dışı bırakıldığı, dava konusu yerin ... adına ... dışına çıkarılan alanın dışında kaldığı ve ... Kanunu ...B maddesi kapsamında olmadığı, bu yerde 3402 sayılı Kanunun Ek .... maddesi kapsamında ...B çalışması yapılmadığı, tutanak düzenlenmediği ve askı ilanı yapılmadığı, taşınmazda kullanım ve zilyetlik ile kullanıcı tespiti yapılmasının yasal dayanak ve imkanının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; taşınmazın 6831 sayılı Kanunun ...B madde uygulamasıyla ... adına ... sınırları dışına çıkarılması ve zilyedi olarak tespit ve tescil edilmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk kez 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1946 yılında yapılarak kesinleşen ... kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra, 1976 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ile 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulamaları; 1988 yılında ise evvelce sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ile sınırlaması yapılmış ormanlarda 3302 sayılı Kanunla değişik ...B uygulamaları yapılmış; son çalışmanın sonuçları 15/08/1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz davacı ve davalı ..."e ayrı ayrı yükletilmesine 04/06/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.Başkan