
Esas No: 2022/5163
Karar No: 2022/6741
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5163 Esas 2022/6741 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5163 E. , 2022/6741 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 9. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 10.08.1978 tarihinde Etibankta çalışmaya başladığını, Etibankın özelleştirilmesi sebebiyle 06.06.1998 tarihinde davalı işyerine aktarıldığını, en son yönetmen yardımcısı olarak çalıştığını, son ücretinin brüt 2.966,00 TL olduğunu, ücretinin kötüniyetli olarak unvan değişikliği varmış gibi gösterilerek 2.000,00 TL'ye düşürüldüğünü, fazla çalışma ve resmî tatil ücretlerinin ödenmediğini, 182 gün yıllık iznini kullanmadığını ve ücretinin de tam ödenmediğini, temettü ödemelerinin 2009 yılı itibarıyla ödenmeye başladığını, 2000-2009 yılları arasında ödenmediğini, tüm çalışanların aranarak ikale sözleşmesi imzalamalarını aksi hâlde iş sözleşmelerinin tazminatsız şekilde feshedileceğinin söylendiğini, bu nedenle 26.07.2012 tarihinde "ikale sözleşmesi, bilgi formu, emeklilik talebi ve beyanname" başlıklı dilekçeleri imzaladığını, iş sözleşmesinin bu belgeler uyarınca 02.01.2013 tarihinde feshedildiğini, fesihten sonra 24.950,00 TL kıdem tazminatı, iki aylık ücret tutarında ikramiye ve 11.000,00 TL yıllık izin ücreti, Emekli Sandığınca da 44.950,00 TL emekli ikramiyesi ödendiğini ancak kıdem tazminatı ödemesinde tüm çalışma döneminin dikkate alınmadığını, ikramiyenin düşük olduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret, temettü, sigorta prim ve ikramiye alacaklarının faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 02.01.2013 tarihinde kendi isteği ile ikale sözleşmesi imzalayarak emekliye ayrıldığını, 2012 yılından itibaren başlayan yapılandırma çalışmaları sırasında personel ünvanlarının da yeniden yapılandırıldığını, görev pozisyonları sistemine ve yeni ücret modeline geçildiğini, davacının ücretinin düşmesinin önlendiğini, 2.000,00 TL unvan ücreti ve 966,00 TL fark ücret ödenerek mevcut durumun korunduğunu, çalışanlardan fazla çalışmaya önceden onaylarının alındığını, davacının fazla çalışma yaptığına ilişkin talepleri üzerine fazla çalışma cetvellerine göre tespit edilerek ücretlerinin ödendiğini, davacının kullanmadığı yıllık izinlerinin 148 gün olarak hesaplanarak ödendiğini, temettü ödemelerinin her sene ödenmesi gereken bir tutar olmadığını, Genel Kurul kararı ile ödenebildiğini, çalışanların hissedar olmaması sebebiyle her çalışana ve eşit olarak temettü ödenmesi zorunluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 10.08.1978 - 02.01.2013 tarihleri arasında 34 yıl, 4 ay, 22 gün hizmetinin varlığı ve son brüt günlük ücretinin 98,87 TL, son giydirilmiş ücretinin 142,54 TL olduğu, ayrıca fesih tarihinde kıdem tazminatı tavanı gereği son günlük ücretin 104,31 TL olarak kabulü gerektiği, taraflar arasında 01.02.2002 tarihinde imzalanan iş sözleşmesinin 5 inci maddesinde yer alan "Personelin kıdem tazminatını diğer kamu kurum ve kuruluşları ile Bankada geçen hizmetlerinin toplamı üzerinden ödemeyi kabul ve taahhüt eder." hükmüne istinaden davacının çalışma süresinde hak kazandığı toplam kıdem tazminatının hesaplanmasıyla ulaşılan miktardan, önce davalı tarafça yapılan 24.465,00 TL kıdem tazminatı ödemesinin, sonrasında Kurum tarafından yapılan 45.131,00 TL ikramiye ödemesinin mahsubu ile sonuca gidilmesinin ilgili sözleşmenin 5 inci maddesinde yer alan düzenlemenin lafzına uygun olduğuna karar verilerek davacının 12.552 günlük hizmetinin karşılığı kıdem tazminatı tavanı dikkate alınarak yapılan toplam tazminat hesabından Banka ve Kurum tarafından yapılan ödemelerin mahsubu ile sonuca gidildiği ve davacının 38.016,00 TL fark kıdem tazminatının kabulü gerektiği; fazla çalışma ücretine ilişkin olarak dosyada mevcut tanık beyanlarından hareketle bir çalışma düzeni oluşturulmuş ise de davacının tüm çalışma dönemine ait log kayıtlarının mevcut olduğu dikkate alınarak davacının çalışma düzeninin bu kayıtlar doğrultusunda belirlenmesi gerektiği, davalının ilk cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmadığı ancak sonrasında 09.12.2015 tarihli dilekçesiyle cevap dilekçesini ıslah ederek zamanaşımı definde bulunduğu dikkate alınarak 28.04.2014 olan dava tarihinden geriye 5 yıl gidilmek suretiyle 28.04.2009 tarihinden sonraki kayıtlarla belirlenen fazla çalışmaların tespit edildiği ve ulaşılan miktara hakkaniyet indirimi yapılmadan sonuca gidildiği, ulusal bayram ve genel tatil alacağına ilişkin olarak bu günlerde çalışıldığının davacı tarafından ispatlanamadığı, ücrete ilişkin alacak talebinin ise fesih gününde çalışılmadığı hâlde son aya ait ücret ödemesinin yapıldığı anlaşıldığından her iki talebin reddi gerektiği, davacının sigorta prim alacağı talebi ile ilgili olarak davalı Bankanın 28.04.2009 - 01.01.2011 tarihleri arasında davacının çalıştığı Şubede 75.857,00 TL prim komisyonu biriktirildiği, bunun %60'ı olan 45.514,00 TL'nin şubede çalışan 13 personele eşit biçimde dağıtılması hâlinde 3.501,00 TL ödeme yapılması gerekirken davacıya bu alacak kalemi ile ilgili 3.180,00 TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından sigorta prim alacağı kaleminden bakiye 321,00 TL tutarın kabulü gerektiği; taraflar arasında 26.07.2012 tarihinde imzalanan ikale sözleşmesinde belirlenen iki aylık ikramiye tutarının ödendiği davacının da kabulünde olduğundan ikramiye alacağı talebinin reddine karar verildiği, temettü alacağı konusunda, davalı Bankanın esas sözleşmesi 33.1. maddesi düzenlemesinde "net kârın Genel Kurul tarafından YK üyeleri ve banka personeline brüt aylığının üç katını aşmamak üzere dağıtılabilir" hükmüne istinaden bu alacağın varlığına ya da ödenmesine dair belgenin dosya kapsamında bulunmaması, bordrolarda ikramiye ve yemek ücreti dışında bir ödemenin varlığına rastlanmaması nedeniyle bu talebin de reddi gerektiği, son olarak davacının yıllık izin ücreti talebinin değerlendirilmesinde, davacının 15.02.1990 tarihinden itibaren 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (399 sayılı KHK) kapsamında çalıştığı, davalı Banka nezdinde geçen 2002-2013 dönemi çalışmasının karşılığı 136 gün izin kullandığı, 148 günlük izin ödemesinin yapıldığı anlaşıldığından, davacının bu döneme ilişkin toplam 284 gün izin kullandığı ve davalı yanında çalıştığı döneme ilişkin yıllık izin alacağı olmadığı, ancak 399 sayılı KHK döneminde yapılan çalışmalara ilişkin yıllık izin talebinin değerlendirilmesinde 399 sayılı KHK'nın davacının çalıştığı dönemde yürürlükte olan 21 inci maddesinin ikinci bendi gereği, davacının 399 sayılı KHK döneminde geçen son yıl yıllık izin ücretine hak kazandığı kabul edilerek 30 günlük yıllık izin ücretinin kabulü gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yıllık izin talebine ilişkin verilen kararın yanlış olduğu, dosyada bulunan giriş-çıkışları gösteren log kayıtlarının hatalı olduğu, temettü alacağı, asgari geçim indirimi ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddinin de hatalı olduğu iddialarıyla istinaf talebinde bulunmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; zamanaşımı definde bulundukları, davanın hak düşürücü süreden reddi gerektiği, davacının bakiye kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin bulunmadığı ve ücretlerinin ödendiği iddialarıyla istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının istinaf talebi yönünden; dosyaya sunulan log kayıtları dikkate alınarak davacının fazla çalışma ücret alacağının hesaplandığı, bu doğrultuda davanın kısmen kabulü kararının doğru olduğu, davalı Banka tarafından 28.04.2009-01.01.2011 tarihleri arasında davacı ile çalıştığı ... Yıldırım Şubesinde çalışan 13 personele yapılan işlemlerin adet ve tutarına bakılmaksızın eşit derecede dağıtılan toplam prim komisyon tutarının 75.857,01 TL olduğu, davacıya ödenmesi gereken tutarın 3.501,09 TL olduğu, ancak ödemenin 3.180,00 TL olması nedeniyle bakiye kısmı üzerinden kısmen kabul kararı verilmesinin yerinde olduğu, davalı tarafından sunulan ücret bordroları, dinlenen taraf tanık beyanları dikkate alındığında, davacı ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayamadığından ret kararının yerinde olduğu, davacı temettü alacağının reddini istinafa taşımış ise de bordrolarda böyle bir ödemenin varlığına rastlanmadığı, alacağın varlığının ispatlanamadığı anlaşıldığından ret kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
2. Davalının istinaf talebi yönünden; 399 sayılı KHK kapsamında sözleşmeli personel olarak çalışılan dönem için hesaplanan kıdem tazminatı tavanının hatalı olduğu, yapılan değerlendirmede davalı Bankadan gelen 15.05.2014 tarihli ve 20027-405 sayılı yazı ve eklerinde, davacının kıdem tazminatı hesaplamasında görevden ayrılış tarihi itibarıyla emekli ikramiyesine esas hizmet süresinin 34 yıl, 5 ay olup bunun için Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından 44.790,75 TL ikramiye ödendiği, 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) tabi süre için Emekli Sandığınca ödenen ikramiye hesabının (A)=9.712,96 TL olduğu, 4603 sayılı Kanun'a tabi olarak çalışılan dönemdeki kıdem tazminatı hesabının (B) = 34.178,13 TL olduğu, kıdem tazminatı farkının (B-A) = 34.178,13 - 9.712,16 = 24.465,17 TL olduğu ve net ödenecek miktarın 24.279,48 TL olarak hesaplandığı ve bu miktarın davacıya ödendiği anlaşılmakla, davacının bakiye kıdem tazminatı alacağı kalmadığından bu talebin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün isabetsiz olduğu, davacının 01.02.2002 tarihi ile 02.01.2013 tarihleri arasında 284 gün izine hak kazandığı, 136 gününü kullandığı, 148 günlük izin ücreti olan 11.576,72 TL'nin hesabına yatırıldığı ve izin ücreti alacağı kalmadığı anlaşılmakla, bu talebin reddine karar verilmesi yerine kabulünün hatalı olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf talebi kabul edilerek karar kaldırılmış ve kıdem tazminatı ile izin ücreti taleplerinin reddine karar verilerek yeniden kurulan hükümde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kıdem tazminatı talebinin reddi ile fazla çalışma ücretinde sadece log kayıtlarının esas alınmasının hatalı olduğu, ıslah yoluyla ileri sürülen zamanaşımı definin kötüniyetli olduğu, temettü alacağında Genel Kurul kararının var olup olmadığı araştırılmadan karar verildiği, izin ücretinde tüm süre üzerinden karar verilmesi gerektiği, bu talep kabul görmezse taleple bağlı kalınarak 182 gün üzerinden hüküm kurulması gerektiği, makul yarar adı altında davacıya ödenen tutarın düşük olduğu, davacının makul yararının giderilip giderilmediğinin yapılan ödemeler, davacının kıdemi, görev pozisyonu, davalı Bankanın konumu ve kurumsallığı irdelenmeden ikramiye talebinin reddinin ve yine ücret ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddinin hatalı olduğu iddialarıyla temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Davalı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti ve sigorta prim alacağı taleplerinin reddi gerektiği, fazla çalışma iddiasının tanık beyanıyla ispatlanamayacağı iddialarıyla temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının bakiye kıdem tazminatı, temettü alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret, ikramiye ve sigorta prim alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma ücretinin hesap yöntemi, kullanılmayan ve ücreti ödenmeyen yıllık izin alacağının bulunup bulunmadığı ve ıslah yoluyla ileri sürülen zamanaşımı definin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı Kanun'un 41, 47 ve 59 uncu maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 176 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 190 ıncı maddesi, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi
3. Değerlendirme
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının bakiye yıllık izin ücreti ve kıdem tazminatı alacağının bulunmadığı, hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti ve sigorta prim alacağının hesap yöntemi ve bu kalemlerin kısmen kabulünün yerinde olduğu, ispatlanamayan ikramiye, ücret, temettü alacakları ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu anlaşılmıştır. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile kararın gerekçesi dosya kapsamına uygun olup tarafların temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.