19. Hukuk Dairesi 2016/5488 E. , 2017/2436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ... Müzik Film Yapım Org.İnş.Tur. Gıda San.ve Tic.Ltd.Şti ile davalı arasında 25/09/2013 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında 9 adet çeki davalıya temlik ettiğini, ayrıca teminat amacıyla tanzim tarihi, vade tarihi ve bedel kısımları boş bırakılmış bonoyu davalıya verdiklerini, çeklerin ikisinin tahsil edildiği, diğer çeklerin ise henüz vadesinin gelmediğini, davalının haksız yere teminat senedini doldurarak takibe koyduğunu ileri sürerek, bononun bedelsiz olduğunun tespitine ve %20"den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından verilen çeklerin sadece ikisinin tahsil edildiğini, kalan 7 çekin karşılıksız çıktığını, bedelin tahsiline yönelik takiplerin semeresiz kalması üzerine sözleşme feshedilerek takip başlatıldığını,davacının iddiasını yazılı delil ile ispat etmekle yükümlü olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit davası olup, taraflar arasında 25/09/2013 tarihli faktoring sözleşmesi imzalanarak davacı tarafından davalıya toplam 373.984 TL tutarlı 9 adet çek verildiği, takip öncesi tahsil edilen 2 adet çek bedeli borca mahsup edildiğinde kalan çek tutarı 303.200 TL olup, davacının senet tutarı kadar takip alacaklısına borçlu bulunduğunun dosya kapsamıyla sabit olduğu, senet üzerinde teminat senedi olarak düzenlendiğine yönelik herhangi bir ibare bulunmadığı gibi, taraflar arasındaki sözleşmede, yükümlüklerin ihlali halinde faktoring şirketine derhal fesih yetkisi tanındığı da gözetildiğinde davacının davasında haksız olduğu kanaatine varıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu senette ... Müzik Film Ltd. Şti keşideci, ... avalist, davalı ... ise senet lehtarı olarak görünmektedir. Davacı şirket ile davalı ... şirketi arasında faktoring sözleşmesi bulunduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasındaki 24/09/2013 tarihli faktoring sözleşmesinin 5. maddesinde "Müşteri, ayrıca kendisine sağlanan finansmanın, faktoring ücretlerinin, komisyonların faiz ve bilcümle masraflar ile fer’ilerinin teminatını teşkil etmek üzere ... talep ettiği miktarda ve türde teminat vermekle yükümlüdür. ..., müşterinin ve/veya borçlularından herhangi birinin ödemelerini geciktirdiği, ödeme güçlüğü içine düştüğü ya da teminat açığının doğduğu, borçların vadelerinde tamamen ödenmeyeceğinin önceden anlaşıldığı hallerde teminatların değiştirilmesini ve/veya yeterli görülebilecek ek teminat verilmesini talep edebilir” hükmüne yer verilmiştir.
Sözleşmenin açıklanan bu hükmü karşısında taraflar arasında rücu edilebilir "gerçek olmayan " nitelikte bir faktoring sözleşmesi imzalandığı görülmektedir. Bu tür faktoring sözleşmelerinde borcun tahsil edilememesi halinde faktoring şirketinin müşterisine rücu edebileceği kabul edilmektedir. Yine faktoring şirketlerinin müşteriye rücu etmeleri halinde talep edebilecekleri alacağın teminatını teşkil etmek üzere ek teminat senetleri alabilecekleri de kabul gören diğer bir husustur.
Bu gibi durumlarda asıl borçlunun vadesinden sonra bir süre daha (genellikle 90 gün) beklenmesine rağmen borcun ödenmemesi halinde faktoring şirketi ek teminat niteliğinde almış olduğu senede dayanarak alacağı müşteriden talep etmektedir.
Nitekim bu husus dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’na dayanılarak çıkarılan ve 04/02/2015 tarih ve "29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan" Faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 8. maddesinde de açıkça düzenlenmiş ve ek teminat niteliğinde alınan senetlerin tahsil koşulları belirlenmiştir. Anılan Yönetmelik hükmüne göre “müşterilerden ek teminat mahiyetinde olmak üzere devralınan fatura veya fatura yerine geçen belgeler ile ilişkili olmayan kambiyo senedi veya diğer senetlerin tahsil edilebilmesi için, alacağın vadesinde ödenmeyip sorunlu hale gelmiş olması, alınan kambiyo senedi veya diğer senet karşılığında hiçbir şekilde kambiyo senedi veya diğer senedin ilgililerine finansman sağlanmaması, kuruluşun işlem ve muhasebe kayıtlarında ek teminat mahiyetinde anılan kambiyo senedi veya diğer senedin ilgili borcun teminatı karşılığında alındığına ilişkin kayıt düşülmesi gerekir.”
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu senedin faktoring sözleşmesinin taraflarından olan müşteriden ek teminat niteliğinde alındığı, davalı ... şirketinin kayıtlarına yukarıda sözü edilen yönetmelik hükmü uyarınca işlenmiştir. Bu itibarla yerel mahkemenin senedin teminat senedi olduğuna dair ibare bulunmadığı yönündeki görüşünde isabet görülmemiştir. Davalı ... şirketinin yukarıda açıklanan sözleşme hükümleri çerçevesinde müşteriden almış olduğu teminat senedini sözleşmede kararlaştırılan rücu hakkına dayanarak ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesine uygun biçimde takibe koymasında usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığı halde yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmediği gibi, aval veren yönünden ise dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nın 702/2 maddesindeki “ Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.” hükmü de gözetilmeksizin aval veren yönünden belirtilen bu gerekçe yerine somut olaya uygun düşmeyen gerekçeyle ret kararı verilmesi doğru değil ise de belirtilen yanlışlıklar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sonucu 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/son maddesi gereğince mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMK"nun 438/son maddesi uyarınca hükmün belirtilen gerekçeler doğrultusunda gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.