13. Hukuk Dairesi 2016/18496 E. , 2018/11156 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıya vekalet verdiğini ancak davalı yanın ... 14. İcra Müdürlüğü"nün 2010/759 Esas sayılı takibinde 21.774,64 TL tahsil ettiğini, ancak tahsilatı kendisine bildirilmediğini, ödemenin de yapılmadığını, bu nedenle davalıyı azlettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000,00 TL"nin 28.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıdan vekalet ücreti alacağı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 12.489,45 TL"nin 30/12/2011 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davalı avukat tarafından icra dosyasından tahsil edilerek hapis hakkı kullanılan paranın iadesi istemine ilişkindir. Davalı takip ettiği dosyalara ilişkin vekalet ücretlerinin ödenmediğini savunarak hapis hakkını kullandığını bildirmiştir. Davalının icra dosyasında davacı adına tahsilat yaptığı daha sonra 16.9.2011 tarihli azilname ile azledildiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Avukatlık Kanunu"nun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Somut olayda; mahkemece davalının haklı nedenlerle azledildiği kabul edilmiş ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davalının sadece azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti hak kazandığı kabul edilerek %15 üzerinden davalının vekalet ücreti hesaplanmış olup, mahkemece de anılan rapor benimsenerek davalının vekalet ücretini %15 üzerinden hesaplanmış ise de, Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre; “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir.” Bu halde davanın ve takibin parayla değerlendirilmesi halinde %10 ile %20 arasında oran belirlenirken hangi ölçünün esas alındığının da gerekçeli olması gerekir. Mahkemece, %10 oranın aşılması halinde kararda bu oranın esas alınmasına ilişkin somut dayanaklar gösterilmelidir. Mahkemece, avukatlık ücret alacağına ilişkin %15 uygulanmasının somut yasal dayanakları gösterilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde soyut ifadelerle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.