
Esas No: 2012/10687
Karar No: 2013/742
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/10687 Esas 2013/742 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, milli bayram, dini bayram, haftalık tatil ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dava, davacının ödenmeyen kıdem, ihbar, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücret alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Davalı ... davacının işi ihale ile alan diğer yüklenici şirketin işçisi olduğundan davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Davalı şirket ise taleplerin zamanaşımına uğradığını davacının şirket işçisi gibi görünse de belediyenin işçisi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Mahkemece taleplerin kabulüne verilmiştir.
Karar davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir
2-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 26. maddesinin 1. fıkrasında, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Somut olayda davacı vekili 23.03.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile ulusal bayram genel tatil alacağını toplamda 350,00 TL olacak şekilde ıslah ettiği halde mahkemece talep aşılarak 406,70 TL toplam alacağa hükmedilmesi hatalı olmuştur.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 297. maddesinde mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı belirtilmiştir. Hüküm kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak
şekilde gösterilmesi gerekir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar. Hükmün hedefine ulaşılmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.06.1991 gün 323/391 sayılı ve 10.09.1991 gün 281-415 sayılı ve 25.09.1991 gün 355-440 sayılı kararları).
Somut olayda hükümün 2. -a. bendinde yer alan alacaklar yazılırken izin ve hafta tatilinin ıslah ile artırılan kısımlarının her ikiside yıllık izin alacağı yazılmak suretiyle bu iki alacağın miktarlarının infazında tereddüt olacak şekilde karıştırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yıllık izin ve hafta tatil ücretlerinin şüphe ve karışıklığa yer vermeycek şekilde sonuç kısmında ayrı ayrı açıkça yazılması gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi