Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2236
Karar No: 2020/3420
Karar Tarihi: 10.06.2020

1- Mağdur ’ya yönelik hakaret - tehdit - görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/2236 Esas 2020/3420 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2019/2236 E.  ,  2020/3420 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suçlar : 1- Mağdur ...’ya yönelik hakaret, tehdit, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal
    2- Mağdur ...’a yönelik kişilerin huzur ve sükununu bozma
    Hükümler : 1- Hakaret suçundan TCK’nın 125/1, 62/1, 52/2-3-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
    2- Tehdit suçundan TCK’nın 106/1-1, 43/1, 62/1, 50/1, 52/2-3-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
    3- Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK’nın 134/2, 62/1, 53/1-a-b-c-d-e, 53/2-3. Maddeleri gereğince mahkumiyet
    4- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan TCK’nın 123/1, 62/1, 50/1, 52/2-3-4. maddeleri gereğince mahkumiyet


    Hakaret, görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, kişilerin huzur ve sükununu bozma ile tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
    Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun"un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanık hakkında hakaret suçundan dolayı 08.03.2016 tarihinde doğrudan hükmedilen 1500 TL"den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
    B) Görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, kişilerin huzur ve sükununu bozma ile tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre,
    1- İddianamedeki anlatıma ve dosya kapsamına göre; “10.01.2014, 05.03.2014” olan suçların işlendiği tarihlerin, gerekçeli karar başlığına, “10/01/2014” olarak eksik yazılması suretiyle CMK’nın 232/2-c madde, fıkra ve bendine uyulmaması,
    2- Tanıklar Semih ve Mehmet’in hazır edildiği duruşmanın 08.03.2016 tarihli son oturumuna, tanık yoklaması yapılmadan başlanmak ve tanıklar duruşma salonundan çıkartılmadan peş peşe dinlenilmek suretiyle CMK’nın 191/1-2 ve 52/1. madde ve fıkralarına uyulmaması,
    3- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun açıklanmasıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça ifade edilmesi, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirilmesinin yapılması, Ceza Kanununda öngörülen sıra ve esalara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkumiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır. Hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı Kanun"un 308/7 ve 5271 sayılı CMK"nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada, yerel mahkemenin gerekçeli kararının, karar başlığı ve hüküm fıkrası ile beraber yedi sayfadan ibaret olduğu, bunun ilk üç sayfalık kısmında iddia, sanığın, katılanın ve tanıkların beyanlarına yer verilmesinden sonra, “Tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; ...sanığın Rabia"ya ‘Benimle barışmazsan fotoğraflarını herkese dağıtırım, senin ellerini kırarım, başkası ile birlikte olursan seni yaşatmam’ dediği, facebook hesabından ‘...senin canını yakmakta bana rahat yok, silmiyorum fotoları, babanla konuşcam sana sahip çıksın, fotoları da amcana gönderiyorum, orospu, çok kaşar bir kızsın, sevgilinden ayrılıp hemen bir tane sevgili yapmışsın, boşuna herkes sana kaşar demiyor, akhisarın orospusu’ mesajı gönderdiği ve ayrıca iddianamede belirtilen mesajları gönderdiği ardından sanığın katılan ..."a iddianamede belirtildiği şekilde birçok mesaj attığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı tüm suçları işlediği sanık, katılan, mağdur ile tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır...” biçimindeki ibarelere dayalı olarak görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, kişilerin huzur ve sükununu bozma ile tehdit suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulduğu anlaşılmakla;
    Yerel mahkemece, yargılama sonucunda ulaşılan kanaatin, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açıkça hükmün gerekçesine yansıtılması gerekirken, bu ilkelere uyulmaksızın ve sanığa yüklenen suçların sübutuna yönelik ayrıca bir gerekçe gösterilmeksizin, kısmen iddianameye atıf yapılmakla yetinilerek yasal gerekçeden yoksun hükümler kurulması,
    4- Kabul ve uygulamaya göre de:
    a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesinin 5. fıkrasının; “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 147/1-e madde, fıkra ve bendinin; “Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur... e) Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir...” hükümleri gereğince susma hakkı bulunan sanık hakkında; takdiri indirim nedeni olarak açıklanan; “Sanığın sosyal ilişkileri, fiilden sonra ve yargılama sürecinde olumlu tavırlar içerisinde bulunması, mahkeme heyetine karşı olumlu tavırlar içerisinde bulunması, hakkında fazlaca ceza verilmesi halinde sonraki hayatında olumsuz etkiler olacağı, cezasında indirim yapılması halinde alacağı ceza itibariyle kendisine ders çıkartacağı mahkememizce görülmüştür. Bu sebeple hakkında takdiri indirim uygulanmıştır.” ibareleri ile çelişki oluşturduğu da düşünülmeden, “Sanığın söz konusu suçtan dolayı pişmanlık duymaması, kaçamaklı savunma yapması, samimi beyanlarda bulunmaması, kişilik özellikleri bakımından daha sonra yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmaması...” biçiminde, sanığın suçlamalarla ilgili savunmasının inkara dayandığına dair yasal olmayan ve kanundaki ibarelerin tekrarından ibaret yetersiz gerekçelerle görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan hükmedilen hapis cezasının ertelenmemesine karar verilmesi,
    b) Karar tarihinden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK"nın 106/1-1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK"nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre tehdit suçu açısından sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi