12. Ceza Dairesi 2019/13074 E. , 2020/3419 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : TCK"nın 136, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 22.05.2019 tarihli tevdi kararı uyarınca yerel mahkemece yapılan araştırma sonunda; kayden 19.02.1998 doğumlu olup, suç ve karar tarihi itibariyle 15 yaşından büyük, 18 yaşından küçük, medeni hakları kullanmaya ehil katılan mağdur ...’nun annesi olan Derya’nın, UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneği ile 13.08.2015 tarihinde öldüğünün belirlenmesinden dolayı adı geçen mağdurun annesine tebliğ yapılamadığı, üç oturumda tamamlanan duruşmanın 17.03.2015 tarihli son oturumunda ve soruşturma evresinde katılan mağdur ... vekili olarak hazır bulunan Avukat ...’in katılan mağdur adına dava tarihini de kapsayan vekaletnamesinin ve katılan mağdur için kovuşturma evresinde baro tarafından görevlendirildiğine dair bir yazının bulunmadığının 04.07.2019 tarihli tutanakla tespit edildiği; ancak, katılan mağdur ... için kovuşturma evresinde vekil olarak görevlendirilen ve duruşmanın 28.01.2015 tarihli 2. oturumunda katılan mağdurla beraber hazır bulunan Avukat ...’a yokluğunda verilen kararın tebliğ edildiği ve adı geçen avukatın hükmü temyiz etmediği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz istemi ile sınırlı olarak yapılan incelemede:
Yaşı küçük mağdura CMK"nın 239. maddesi uyarınca baro tarafından vekil atanmasından dolayı 5320 sayılı Kanun"un 5560 sayılı Kanun"la değişik 13. maddesi gereğince Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2015 Yılı Tarifesi"ne göre tespit edilecek zorunlu vekillik ücretinin yargılama gideri olarak sanıktan tahsil edilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.08.2014 tarihli iddianamede; sanık ...’in, 18 yaşından küçük mağdur ...’ya, şikayet tarihi olan 14.07.2014 tarihinden yaklaşık 2 ay kadar önce sürekli bakarak ve onu evine kadar takip ederek cinsel tacizde bulunduğu, mağdurun cep telefonu numarasını, temyiz dışı sanık ...’e verip, ana kız fuhuş yaptıklarından bahsederek, aramasını söylemek suretiyle temyiz dışı sanık ...’i cinsel taciz suçuna azmettirdiği, temyiz dışı sanık ...’in de, sanık ...’den öğrendiği cep telefonu numarası ile 13.07.2014 tarihinde mağdur ...’yu arayıp, kendisini Emrah adıyla tanıttığı, “Buyur Emrah abi” diye cevap veren mağdura, “Abiyi bir kenara bırak, bu işlerde iyiymişsin, fiyatını söyle” diyerek cinsel tacizde bulunduğu iddia edilmiş olup, sanık ...’in, mağdur ...’ya sürekli bakıp, onu evine kadar takip etmesi eylemine ilişkin cinsel taciz suçu açısından suç tarihinin 14.05.2014 tarihi olduğu, temyiz dışı sanık ...’in soruşturma evresinde 14.07.2014 tarihinde alınan; “...Takriben 5-6 ay önce Kemal isimli şahıs bizim işlettiğimiz işyerinin oraya gelip sürekli olarak oturmakta ve
içkisini içmekteydi. Bu arada Derya ve Banu isimli şahısların ikametlerini göstermekte ve bunlar balkona çıktığı zaman onları göstererek çamaşırlar seriyor balık etli kadın dedi. Bu arada bana 0... numaralı telefonu vererek, bu telefon sahibinin hayat kadını olduğunu, işim düştüğü zaman arayabileceğimi söyledi. 13.07.2014 günü saat 15.00 sıralarında aradım, telefondaki kişiye hitaben alo diyerek kim olduğunu sordum ve bana Banu olduğunu söyledi. Bende kendisine çıkmak için teklif ettim. Bana yaşının 15 olduğunu söyleyince duraksadım. Özür diledim ve kapattım...” biçimindeki beyanına göre, sanık ...’in temyiz dışı sanık ...’i cinsel taciz suçuna azmettirmesi ve mağdura ait cep telefonu numarasını temyiz dışı sanık ...’e vermesi eylemleri açısından suç tarihinin 14.01.2014 olduğu anlaşılmakla,
Sanık ...’in iddianamede açıklanan üç ayrı eyleminden dolayı cinsel taciz, cinsel taciz suçuna azmettirme ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, sanık ...’in, mağdur ...’ya sürekli bakıp, onu evine kadar takip etmesine ilişkin 14.05.2014 tarihli eylemiyle ilgili olarak hiçbir değerlendirme yapılmaksızın, iddianamede cinsel taciz ve cinsel taciz suçuna azmettirme olarak nitelendirilen eylemlerin tamamının verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğuna dair yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle yalnızca verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) TCK"nın 136/1. madde ve fıkrasında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüş iken, anılan madde ve fıkrada, suç tarihi olan 14.01.2014 tarihinden sonra ve karar tarihinden önce 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 4. maddesi ile yapılan değişiklikle ceza miktarının iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiş olması karşısında, TCK"nın 7/2. madde ve fıkrası gereğince, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan kanunun tespiti ile lehe kanunun bir bütün halinde uygulanması ve bu durumun kararın gerekçesine yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, suç tarihi şikayet tarihi olan 14.07.2014 tarihi olarak kabul edilip, sanık hakkında 6526 sayılı Kanun"un 4. maddesi ile yapılan değişiklikten sonraki düzenlemenin dikkate alındığı ve temel cezada asgari hadden uzaklaşıldığı açıklanarak, sanığın TCK"nın 136. maddesi gereğince 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının infazda gözetilerek saklı tutulmasına, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.