13. Hukuk Dairesi 2018/4798 E. , 2018/11151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 1993 yılında ... ... mevkii 2676 parsel üzerindeki 4 adet taşınmazın her biri için 20.000 DM karşılığında satışı konusunda anlaştığını, davalının 20.000 DM verdiğini, kalan miktar için ... mevkii 14147 parselde bulunan 10 nolu bağımsız bölümü ... Başkonsolosluğunun 30.10.1993 tarihli vekaletnamesi ile teminat olarak gösterdiğini, davalı bakiye miktarı yatırmadığından işlemi beklettiğini, 1994 yılında üçüncü şahıslar tarafından dolandırılarak taşınmazların hile yoluyla elinden alındığını, bunun üzerine ... 1. Ağır Ceza Mahkemesi, ... 1. ve 3. Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılan davaların lehine sonuçlandığını, bu süreçte de taşınmazların devrini yapamadığını, 1995 yılında devirlerin yapılamaması sebebiyle ... Başkonsolosluğunun vekaletnamesini davalıya iade ettiğini, davalının verdiği 20.000 DM’nin 2003 yılına kadar 12.900,00-TL’sini ödediğini, davalının talebi üzerine teminat olarak gösterilen taşınmazın tüm tadilatlarını yaptırdığını ve işlerin bedelinin 13.125,00-TL olduğunu, 2008 yılında davalıya taşınmazların devrini teklif ettiğini, ancak davalının kabul etmediğini, yapılan sözleşme gereği davalıya nakit 12.900,00-TL ödediğinin belgeli olduğunu, tarafından ödenen tadilat masraflarını davalının kabul etmediğini ileri sürerek, teminat konusu taşınmazın tadilat masrafının tespiti ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının yaptığını iddia ettiği tadilat işlemleri üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçtiğini, öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, taşınmazda tadilat yapılmadığını ve bu konuda davacıya yetki vermediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 9.425,00-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bilikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile, davalıya ait taşınmaza tadilat yaptırdığını, tadilat masraflarının ödenmediğini ileri sürerek, belirlenecek bedelin davalıdan tahsilini istemiş; davalı, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının tadilat yaptırmadığını ve davacıya tadilat yapması için yetki vermediğini savunarak davanın reddini dilemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayın özelliğine göre uyuşmazlık, nitelik itibariyle vekaletsiz iş görme olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece, davalının zamanaşımı itirazı 14.11.2013 tarihli celsede reddedilmiş ise de red kararında hukuki ilişki ve red sebebi açıklanmamıştır. O halde mahkemece, TBK"nun 147. maddesindeki şartlar dosyadaki tüm delil ve belgelerle birlikte ve aynı zamanda anılan kanunun 529. maddesi de gözetilip zamanaşımının değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı ve eksik gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2 numaralı bent uyarınca davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.