15. Ceza Dairesi 2017/13153 E. , 2020/1161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-f-son, 43, 168/2, 62/1, 52/2, 51, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının açıklanması ile nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin mahkumiyet hükmü, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın kendisini mankenlik yapan ... adıyla Facebook adlı internet sitesinde profil düzenleyerek ve ..."nun fotoğraflarını kullanarak mağdur ..."e e-mail attığı, gerek attığı e-maillerde gerek açtığı telefonlarda kendisini ... olarak tanıttığı, bir süre sonra mağdurdan ev arkadaşı ...a ev tutması, ev eşyaları alması ve tatil yeri ayarlamasını istediği ve sanık ile ...in arkadaşı olduğunu zannederek buluşan mağdurun kendisine toplam 15.000 TL civarında gerek nakit gerek eşya almasına sebebiyet vermek suretiyle atılı suçu işlediği iddia edilen olayda;
Sanık savunması, katılan beyanı ile tüm dosya kapsamına göre sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün aynen açıklanması yerine, TCK"nın 51/1. maddesi uyarınca erteleme kararı verilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nun 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün adli para cezası, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK"nın 158/1-f. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken önce 500 gün adli para cezası belirlenip, aynı kanunun 52. maddesi uygulandıktan sonra TCK"nın 158/1-f-son, maddesi gereğince suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katı olan 30.000 TL adli para cezasına çıkartılarak indirimlerin TL olarak belirlenen bu miktar üzerinden yapılmak suretiyle fazla adli para cezası tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından TCK"nın 158/1-f. ve 52. maddelerinin uygulanmasına ilişkin 3. ve 4. Paragrafların çıkartılmak ve "ancak " ibaresi ile başlayan 5. Paragraftan "ancak" kelimesinin çıkartılıp yerine "sanığın eylemine uyan" ibaresinin eklenmek ve adli para cezasına ilişkin sırasıyla “30.000 TL”, "37.500 TL", "18.750 TL", "15.625 TL" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine sırasıyla “ 1500 gün”, “1875 gün”, " 937 gün" ve “ 780 gün” adli para cezası ibaresinin eklenmek ve ardından "tayin olunan 780 gün adli para cezasının TCK"nın 52/2 maddesi gereğince beher günü sanığın sosyal ve ekonomik durumu gözetilerek takdiren 20 TL üzerinden hesaplanmak suretiyle 15.600 TL adli para cezasına çevrilmesine," cümlesinin de eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30/01/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif Üye)
KARŞI OY
Sanığın manken S.K. adıyla ve resmiyle facebook internet sitesinde profil düzenleyerek şikayetçiye elektronik posta gönderdiği, yine telefonla kendisini aynı kişi olarak tanıtıp görüşmeler yaptığı, bir süre sonra müştekiden ev arkadaşı..."a tatil yeri ayarlaması, ev eşyaları alması vb konularda yardımcı olmasını istediğini, müştekinin de S.K.’nın arkadaşı zannettiği sanık ... ve annesinin bir hafta tatil yapmalarını sağladığı, yine bu kişiye ev kiraladığı, 1.000 TL depozito ödediği, çok sayıda ev eşyaları aldığı, sanığın sonrasında internetteki profili iptal ettiği, müşteki ile görüşmeleri kestiği, müştekinin bir defilede S.K. ile görüştüğünde olayın gerçek şeklini öğrendiği ve şikayetçi olduğu, sanığın bu şekilde bilişim sistemlerini araç olarak kullanmak suretiyle menfaat temin ederek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında sanık hakkında eylemi sabit kabul edilerek mahkumiyetine dair yerel mahkeme hükmünün Dairemizin sayın çoğunluğu tarafından onanmasına karar verilmiştir.
Sanığın olay tarih itibariyle tanınan ve bilinen bir mankenin resmi ve ismi ile internet ortamında bir profil oluşturarak mağdurla iletişime geçtiği hususunda bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Sanığın yine aynı isimli kişi gibi mağdurla yaptığı telefon görüşmeleri sırasında bir arkadaşı için yardım isteğinde bulunduğu, kararlaştırılan görüşmeye de gerçek kimliğiyle anılan kişinin arkadaşı gibi gittiği de sabittir.
Dairemizin sayın çoğunluğu ile ayrıldığımız nokta sanığın mağdura karşı eyleminin nitelikli dolandırıcılık kapsamında kabul edilmesidir.
Dosya kapsamına göre olay tarihi itibariyle sanık 22 yaşında, üniversite öğrencisi bir kadın, mağdur ise 51 yaşında ve gazetecidir.
Gazeteciliğin temel kurallarından birisi “kuşku” duymaktır. Gazeteci kendisine gelen bilgi ve belgelerin kaynağını teyit etmeli, doğruluğunu olabildiğince araştırmalıdır.
Dosyaya konu olay her ne kadar bir gazete haberinin kaynağı ile ilgili olmasa bile mağdur yaptığı gazetecilik mesleğinin imkanları bakımından kendisi ile iletişime geçen kişinin gerçekte arayan kişi olup olmadığını araştırabilecek konumda ve yeterliliktedir.
Sanık bilinen ve meşhur birisi adına açılmış sahte bir sosyal medya hesabı üzerinden mağdurla iletişime geçmiş olsa bile sonrasında yüzyüze görüşmelerin olduğu, menfaatin de yüzyüze yapılan görüşmelerden sonra elde edildiği, bilişim sisteminin menfaatin elde edilmesi aşamalarında kullanılmadığı, Dairemizin yerleşmiş ictihatları bakımından sanığın hangi eylemlerinin mağdurun bu araştırma ve denetleme imkanını ortadan kaldırıcı ve/veya engelleyici mahiyette bulundukları ile bilişim sistemi aracılığıyla hangi haksız menfaatin elde edildiği yerel mahkeme kararında denetime imkan verecek şekilde gerekçeye yansıtılmamış, sayın daire çoğunluğu tarafından da bu yön ilamda yeterince irdelenmemiştir.
Bu nedenle sanığın mağdura karşı söylediği sözlerin yalan olmakla birlikte mağdurun denetleme imkanını ortadan kaldıracak mahiyette / nitelikte bulunmadığı, bu haliyle nitelikli dolandırıcılık suçunun dosya kapsamına göre oluşmadığı, sanığın mağdurdan elde ettiği meblağın ise 12/05/2010 tarihli oturumda vekilin beyanına göre ödenmiş olması ve şikayetten vazgeçilmesi de dikkate alındığında sanığa atılı eylemin uzlaştırma kapsamında yer alan basit dolandırıcılık suçuna uyduğu ve uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmek üzere yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiği kanaatindeyim.