Taksirle Yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/991 Esas 2020/3413 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/991
Karar No: 2020/3413
Karar Tarihi: 10.06.2020

Taksirle Yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/991 Esas 2020/3413 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından taksirle yaralamadan suçlu bulunan bir sanığın temyiz itirazı incelenmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarına göre, hüküm ve kararlarda başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şekli açıkça belirtilmelidir. Dosyada, hükümde temyiz süresinin yanlış olarak 15 gün olarak belirtilmesi nedeniyle sanığın temyiz hakkının engellendiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, temyiz istemi süresinde kabul edilmiştir. Sanık hakkında verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunun infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Disiplin hapsi cezasının uygulanması da incelenmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Karara göre, TCK'nın 89/4, 62, 50/1-a, 52/2-3-4, 53/6 maddeleri uygulanmıştır.
12. Ceza Dairesi         2019/991 E.  ,  2020/3413 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle Yaralama
    Hüküm : TCK"nın 89/4, 62, 50/1-a, 52/2-3-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.03.2019 gün, 2016/13-1281-2019/216 sayılı ve benzer nitelikteki birçok kararında vurgulandığı üzere; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 232/6. maddeleri gereğince, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunludur. Bunlardan bir veya birkaçının eksik ya da hatalı gösterilmesi CMK"nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenini oluşturmaktadır. Bu bildirimlerdeki temel amaç, kanun yollarına başvuru hak ve yetkisi bulunanların, başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması ve bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
    İncelenen dosyada; sanık müdafinin yokluğunda verilen ve 12.11.2018 tarihinde tebliğ edilen hükmün sanık müdafii tarafından CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 22.11.2018 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmış ise de; hükmün yasa yolu kısmında temyiz süresinin tebliğ tarihinden itibaren ""15 gün"" olarak belirtilmesi sebebiyle sanık müdafinin bu yanılgılı bildirimden kaynaklı olarak temyiz hakkını süresinde kullanmasının engellendiği anlaşılmış olup, sanık müdafinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek ve temyiz isteminin reddine ilişkin 23.11.2018 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesine yönelik uygulama bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA; 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.