Esas No: 2017/6256
Karar No: 2022/473
Karar Tarihi: 02.02.2022
Danıştay 8. Daire 2017/6256 Esas 2022/473 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/6256
Karar No : 2022/473
DAVACI : …
DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN ÖZETİ :
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından 31/01/2015 tarihli Genel Kurulda kabul edilen "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Programı Açılması ve Yürütülmesine Dair İlkeler"in "Danışman Atanması" başlıklı B bölümünün 1. maddesi ile 20/04/2016 tarih 29690 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. fıkrasının 1. ve 2. cümlelerinin iptali istemidir.
DAVACININ İDDİASI :
İstanbul Teknik Üniversitesi … Mühendisliği bölümünde "araştırma görevlisi doktor" unvanıyla kadrolu olarak görev yaptığı, dava konusu işlemler nedeniyle süregelen bir şekilde tez danışmanı olamadığı, dava konusu düzenlemeler uyarınca yalnızca öğretim üyelerinin (dava tarihi itibariyle yardımcı doçent, doktor öğretim üyesi, doçent ve profesör kadrosunda görev yapanlar) lisansüstü eğitim öğretim programlarında birinci danışman olabildikleri, öğretim görevlisi doktor ve araştırma görevlisi doktor unvanıyla görev yapan akademik personelin ders açabildiği, ders verebildiği, ancak tez danışmanlığı yapamadığı, ilgililerin akademik anlamda yeterli olsalar bile anılan düzenlemeler nedeniyle tez danışmanlığı yapamadığı, bu durumun hem kişisel mağduriyetlere neden olduğu hem de üniversitelerin bilimsel çalışma yürütmesine engel teşkil ettiği, öte yandan; doçentlik unvanı için yapılacak başvurularda Doçentlik Başvuru Şartları'nın 9 nolu kriterinde lisansüstü tez danışmanlığının yer aldığı, bu bölümden adayların on puan alabildiği, anılan düzenlemenin fırsat eşitliğine aykırı olduğu ve düzenlemelerin yürürlükte kaldığı süre zarfında öğretim üyesi dışındaki akademik personelin tez danışmanlığı yapamayacağı iddia edilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :
Usul yönünden, davanın yasal süresinde açılmadığı; esas yönünden ise doktora, sanatta yeterlik, tıpta veya diş hekimliğinde uzmanlık eğitimini tamamlamış araştırma görevlilerinin doktora çalışması biter bitmez yeterliliklerini kazanamayacağı dikkate alınarak doktor ünvanına sahip araştırma görevlilerinin tez danışmanı olarak atanabilmesi hususunun 06/12/2017 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında incelendiği ancak söz konusu talebin uygun görülmediği, davaya konu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, istemin ve davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının yurt dışında olduğu ve adresinin açık olmadığı görüldüğünden, açık adresin tespitine yönelik ilgili birimlerle yapılacak yazışmalar neticesinde 7201 sayılı Kanun'un 25/a maddesi uyarınca tebligatın yapılması, bu yolla tebligatın yapılamaması halinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesinin 3. fıkrasının işletilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dava dilekçesi ve ekleri 2577 sayılı Kanunun 14. Maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY:
Davacı tarafından 31/01/2015 tarihli Yükseköğretim Kurulu Genel Kurulunda kabul edilen "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Programı Açılması ve Yürütülmesine Dair İlkeler"in "Danışman Atanması" başlıklı B bölümünün 1. maddesi ile 20/04/2016 tarih 29690 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. fıkrasının 1. ve 2. cümlelerinin iptali istenilmiştir.
USUL YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlığını taşıyan 14. maddesinin 3/e bendinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden inceleneceği; 6. fıkrasında ilk incelemeye ilişkin hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; ''İlk inceleme üzerine verilecek karar'' başlığını taşıyan 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, süre aşımı yönünden yapılan incelemede Kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği hususları hüküm altına alınmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde;
"1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
...
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." hükmüne,
"İdari makamların sükutu" başlıklı 10. maddesinde;
1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2. (Değişik fıkra: 10.06.1994 - 4001 S.Kanun/Madde 5) Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler." hükmüne,
"Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesinde ise,
1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümlerden anlaşıldığı üzere; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak; bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından 04/02/2016 tarihli dilekçeyle; Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 31/01/2015 tarihli Genel Kurul toplantısında kabul ettiği "Lisansüstü Eğitim Öğretim Programı Açılması ve Yürütülmesine Dair Karar" başlıklı düzenlemenin, lisansüstü eğitim öğretim programlarında danışman atamasını düzenleyen (B) bendinde yer alan ve sadece "öğretim üyelerinin" danışman olmasına imkan sağlayan "öğretim üyesi" "ibaresinin "öğretim elemanı" olarak değiştirilmesi istemiyle İstanbul Teknik Üniversitesi'ne başvurulduğu görülmekte olup; İstanbul Teknik Üniversitesi'nin … tarih ve … sayılı işlemiyle davacının başvurusu reddedilerek işlem aynı gün davacıya tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından, görülmekte olan dava 01/06/2017 tarihinde açılmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından 04/02/2016 tarihli dilekçeyle yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen işlemin tarafına tebliğinden itibaren genel dava açma süresi (işlemin tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün) içerisinde davanın açılması gerektiğinden 01/06/2017 tarihinde açılan davanın esasının inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Bu itibarla davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekmektedir.
Öte yandan; davacı tarafından düzenlemelerin yürürlükte kaldığı süre boyunca kendisine fiilen uygulandığı ileri sürülmekte ise de; düzenleyici işlemlerin, genel dava açma süresi geçtikten sonra dava konusu edilebilmeleri için; ancak o düzenlemeye dayalı olarak ilgililer hakkında tesis edilmiş uygulama işleminin varlığı aranıldığından bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Ayrıca; Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından 31/01/2015 tarihli Genel Kurulda kabul edilen "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Programı Açılması ve Yürütülmesine Dair İlkeler"in "Danışman Atanması" başlıklı B bölümünün 1. maddesi ile 20/04/2016 tarih 29690 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Lisansüstü Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinin 8. maddesinin 2. fıkrasının 1. ve 2. cümlelerinin (ilanı üzerine genel dava açma süresi geçtiğinden) şu aşamada ancak ilgililere uygulanması üzerine dava konusu edilebileceği hususunun 2577 sayılı Kanun'un açık hükmü olduğu, bu haliyle davacı tarafından anılan Kanun'un 10. maddesi uyarınca Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na yapılacak yazılı bir başvuru üzerine talebinin açıkça reddedilmesi ya da zımnen reddedilmesi üzerine genel dava açma süresi içinde 2575 sayılı Kanun'un 24. maddesi uyarınca her zaman dava açılabileceği açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın süreaşımı nedeniyle reddine,
2. Aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta avansının istemi halinde davacıya iadesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 02/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.