MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, dava dışı ... İç ve Dış Ticaret Pazarlama Limited Şirketi ile davalı taraf arasında 28.02.2013 tarihli sözleşme düzenlendiğini, dava dışı ... İç ve Dış Ticaret Pazarlama Limited Şirketi tarafından sözleşmeden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerin süresi içinde ve usulen yerine getirildiğini, davalı tarafa 01.04.2013 tarih ve 135.416,40 TL bedelli fatura düzenlendiğini, dava dışı ... İç ve Dış Ticaret Pazarlama Limited Şirketinin daha sonra davalı taraftan mevcut alacağını temlik ettiğini, temlik almış olduğu alacağın tahsili hususunda davalı taraf aleyhine ... 23. İcra Müdürlüğünün 2013/14531 esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi yaptıklarını, kendisine usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilen borçlunun süresi içinde takibe ve borca itirazı sonucu icra takibinin durduğunu, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle davalı borçlu tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinin devamına ve davalı tarafın %20 oranından aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece verilen 16.06.2015 tarih, 2014/317 esas ve 2015/355 karar sayılı kararın, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 19.02.2018 tarih, 2015/34221 esas ve 2018/2089 karar sayılı ilamı ile bozulmuş olup, Mahkemece bozmaya uyularak yeniden hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, ... 23. İcra Dairesinin 2013/14531 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptaline, asıl alacak miktarı olan 25.986,56 TL üzerinden takdiren %20 hesabı ile 5.197,31 TL tazminata hükmedilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalı asıl alacağı icra takibinden sonra davadan önce ödemiştir. Davacı tarafından açılan eldeki dava, işlemiş faiz ve vekalet ücreti alacağına ilişkindir. Mahkemece işlemiş faiz ve vekalet ücreti alacağı miktarı olan 25.986,56 TL üzerinden takdiren %20 hesabı ile 5.197,31 TL tazminata hükmedilmesine karar verilmiş olsa da; alacağın ferileri üzerinden icra-inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinden, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi gereğidir.
3-(2) nolu bentte açıklanan düzelterek onama gerekçesi dikkate alındığında, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince mahkeme kararının hüküm bölümünün 5. bendindeki cümlenin çıkarılarak, kararın değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 3.bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 44,40 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.