14. Hukuk Dairesi 2018/1472 E. , 2021/2818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11/12/2014 gününde verilen dilekçe ile 775 sayılı Kanunun 3. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ... Mahallesi 1618 parsel sayılı taşınmaz Hazine adına tapuda kayıtlı ise de, belediye sınırları içerisinde olup, 775, 2805 ve değişik 2981 sayılı Kanunlar gereğince Belediyeye bedelsiz intikali gereken yerlerden olduğunu, taşınmaz hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/711 Esas sayılı hakem sıfatı ile verilen mülkiyetin tesbiti kararı bulunduğunu belirterek tapunun iptalini ve belediye adına tescilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, tespit hükmünün dayandığı Kanunun yürürlükten kaldırıldığını, davaya konu taşınmazın devredilebilmesi için belediyece ıslah-imar planı düzenlenip, valilik olurunun ve bakanlık onayının alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece "775 sayılı Yasa 7, 8, 10 ve 11. madde kapsamı ve 3194 sayılı Kanun 11. maddesi kapsamında taşınmazın belediyeye devri için gereken koşullar oluşmadığından kazanılmış hak kapsamında da değerlendirilmeyeceği, son imar bilgisine göre taşınmazın depolama alanı olarak tahsis edilmiş olduğu, tespit kararının ise mülkiyetin özünü çözen bir karar olmadığı ve kesinleşme tarihi itibariyle de 775 sayılı Yasanın mülga olduğu, üstelik 5393 sayılı Yasa kapsamında bu hususa ilişkin herhangi bir düzenlemenin yer almamış olduğu birlikte değerlendirildiğinde tescil şartları oluşmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere 775 sayılı Kanunun 1. maddesinde, ""Mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önlenmesi ve bu amaçlarla alınması gereken tedbirler hakkında bu kanun hükümleri uygulanır."" hükmü; tespit hükmüne ilişkin davanın açıldığı tarihte halen yürürlükte bulunan 3. maddesinde, ""Bu kanunun yürürlüğü girdiği tarihte, Hazinenin, Özel İdarelerin ve Vakıflar İdaresi dışındaki katma bütçeli dairelerin mülkiyetindeki arazi ve arsalardan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden, belediye sınırları içinde olanlar ve 8785 sayılı Kanunun 47. maddesine dayanılarak tesbit edilen mücavir sahalarda bulunanlar, bu kanunda belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere, bedelsiz olarak ilgili belediyelerin mülkiyetine geçer.
Ancak bir kamu hizmetine ayrılmış olan veya 23/12/1960 tarih ve 189 sayılı Kanun kapsamına girenlerle, 4753 sayılı Kanun hükümlerince kültür arazisi olarak tesbit edilenler veya gerek bu gerekse diğer kanunlarda belirtilen amaçlarda kullanılmak üzere Hazine veya özel idare elinde bırakılması Bakanlar Kurulunca lüzumlu görülenler bu hüküm dışındadır.
Bu kanunun uygulanması dolayısıyla yapılacak imar veya ıslah planlarında genel muvazeneye dahil dairelerin ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile ayrılan veya ayrılacak olanlar veya yukarıda ikinci fıkradaki hizmetler için lüzumlu görülenler, daha önce belediyelere devredilmiş ise aynı şartlarla eski sahiplerine geri verilir.
Tapu daireleri, bu maddede sözü geçen arazi ve arsaları devralacak idarelerin yazılı müracaatları üzerine, en geç 6 ay içinde, yeni malikleri adına tescil eder ve durumu ilgililere yazı ile bildirirler.
5218, 5228 ve 6188 sayılı kanunlara dayanılarak, birinci fıkrada sözü geçen daire ve kurumlarca belediyelere devrolunan arazi ve arsaların ödenmemiş taksitleri alınmaz ve bu sebeple adı geçen daire ve kurumlar lehine tesis edilmiş ipotek kayıtları kaldırılır."" hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 7. maddesinde de, ""Belediyelerin mülkiyetinde bulunan ve bundan sonra bu kanuna göre mülkiyetine geçecek olan arazi ve arsalardan, belediye meclisi kararı ile belli edilip, Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca uygun görülenler, bu kanun hükümleri dairesinde konut yapımına ayrılır.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, belediye meclislerince tesbit edilen yerleri redde, aynen veya değiştirerek onaylamaya veya değiştirilmek üzere geri göndermeye yetkili olduğu gibi, teklif edilenler dışında lüzumlu gördüğü yerlerin de bu maksada ayrılmasını belediyelerden isteyebilir"" hükmü düzenlenmiş olup bu taşınmazların ancak bu kanun hükmüne göre konut yapımına ayrılacağı belirtilmiştir.
Diğer yandan 03.05.1985 tarihli 3194 sayılı İmar Kanununun 11. maddesi ile ""İmar planlarında; meydan, yol, su yolu, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan ... ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili ... ait harekat ve savunma amaçlı yerler hariç Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediye veya valiliğin teklifi, ..."nın onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye; belediye ve mücavir alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve tapu kaydı terkin edilir. Ancak, bu yerlerin üzerinde bina bulunduğu takdirde, arsası hariç yalnız binanın halihazır kıymeti için takdir edilecek bedel ödenir. Bedeli ve ödeme şekli taraflarca tespit olunur.
Bu suretle maledilen arazi ve arsalar belediye veya özel idare tarafından satılamaz ve başka bir maksat için kullanılamaz. Bu hususta tapu kütüğünün beyanlar hanesine gerekli şerh konur.
Bu yerlerin kullanılış şekli, yeni bir imar planıyla değiştirilip özel mülkiyete konu olabilecek hale getirildiği takdirde, bu yerler devir alınan idareye belediye veya özel idarece aynı usulle iade edilir. Buna aykırı davranışı sabit olan ilgililer şahsen sorumludur. Bu terkinler hiçbir şekilde resim, harç ve vergiye tabi değildir.
(Değişik : 25/2/1998 - 4342/35 md.) Hazırlanan imar planı sınırları içindeki kadastral yollar ile meydanlar imar planının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybederek, onaylanmış imar planı kararı ile getirilen kullanma amacına konu ve tabi olurlar.
(Ek fıkra : 24/7/2008 - 5793/14 md.) Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ağaçlandırılmak üzere izin verilen taşınmazlardan projesine uygun olarak ağaçlandırılanlar, imar planı kararıyla başka amaca ayrılamaz."", hükmü uyarınca Hazine arazilerinin belediyeye bedelsiz devredilebileceği ve tapu kaydından terkin edileceği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; dava konusu 1618 parsel sayılı taşınmaz revizyon görerek başka parsel numaralarını almışsa da hangi parseller olduğu hususunda tapu cevabı, 08.01.2016 tarihli bilirkişi raporu ve ... Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü 08.10.2013 tarihli cevabında birbirinden farklı parsel numaraları bildirildiğinden çelişki bulunmaktadır. Öncelikle Tapu Sicil Müdürlüğünden 1618 parsel sayılı taşınmazın revizyon gördüğü parseller sorularak, son parsel numaraları itibariyle imar planındaki nitelikleri tespit edilip, 775 sayılı Kanun gereğince gecekondu önleme bölgesinde olan taşınmazlar ile 3194 sayılı Kanunun 11. maddesi gereği meydan, yol, su yolu, park vs alanlarında kalan taşınmazların belirlenmesi, gecekondu önleme bölgesinde kalanlar için tapu kaydının iptali ile belediye adına tescili, 3194 sayılı Kanun kapsamında kalanlar için ise tescili mümkün olmayanların tapudan terkini, kalanların ise Belediye adına tescili yönünde karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.04.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.