14. Hukuk Dairesi 2016/14371 E. , 2019/7690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17.08.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar 439 (yeni hali ... ilçesi, ... Mahallesi 439 parsel sayılı ve 1545 parsel sayılı taşınmazların ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından birlikte satın alındığını, taşınmaz tarla vasfında olduğundan 1/6 oranında ortaklar adına tapuya tescilinin yapılamadığını ve tamamının hissedarlardan davalı ... adına tescil edildiğini, taşınmazlar arsa vasfını aldıktan sonra 6 hissedar adına tapuya tescillerinin yapılacağı konusunda taraflar arasındaki inanç sözleşmesi yapıldığını, belirterek taşınmazların tapusunun iptali ile 1/6"şar payın adlarına ayrı ayrı tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacıların dayandığı sözleşmenin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tapuya kayıtlı bir gayrimenkulün tapu kaydının iptalinin mümkün olmadığını, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımı ve hak düşürücü süreye uğradığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun "Tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi" kenar başlıklı 8. maddesinde;
"Tarım arazileri; doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılır. Ayrıca Bakanlık tarım arazilerinin korunması, geliştirilmesi ve kullanımı ile ilgili farklı sınıflandırmalar yapabilir.
Asgari tarımsal arazi büyüklüğü, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirlenir. Belirlenen asgari büyüklüğe erişmiş tarımsal araziler, bölünemez eşya niteliği kazanmış olur.
Asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektardan küçük belirlenemez. Bakanlık asgari tarımsal arazi büyüklüklerini günün koşullarına göre artırabilir. Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz. Ancak, tarım dışı kullanım izni verilen alanlar veya çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak ihtiyaçları olan bitkilerin yetiştiği alanlarda arazi özellikleri nedeniyle belirlenen asgari tarımsal arazi büyüklüğünden daha küçük parsellerin oluşması gerekli olduğu takdirde, Bakanlığın uygun görüşü ile daha küçük parseller oluşturulabilir. Yatırım programında yer alan kamu yatırımı projeleri muhtevasında yapılan zorunlu ifraz işlemlerinde Bakanlık onayı aranmaz." hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükme göre tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz.
Somut olaya gelince; davacılar, dava konusu 439 ve 1545 parsel sayılı taşınmazları davalı ile birlikte satın aldıklarını, tescil işleminin davalı adına yapıldığını ileri sürerek 1/6"şar payın adlarına tescilini istemiştir. Dava konusu taşınmazların tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup, görüş alındıktan sonra pay tescili konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmünün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan