11. Ceza Dairesi 2016/8479 E. , 2019/1967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 sayılı yasaya muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Düzce Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 5530 322 123 vergi kimlik numaralı mükellefi olan sanığın, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, annesinin hastalığı nedeniyle işlerin idaresini ... isimli kişiye bıraktığını, sahte fatura düzenlemediğini söylemesi nedeniyle, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
a)Faturaları kullanan mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
c)Faturaları kullanan mükelleflerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
d)Mülk sahibi ... ile muhasebe işlerine bakacağı bildirilen ... (muhasebeci olduğu tespit edildiği takdirde CMK 46 (1)-b maddesine göre) tanık olarak dinlenmesi, kendisinden sanığın işyerinde işin başında ... kişinin bulunup bulunmadığının, fiilen işleri idare edenin kim olduğunun sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre;
a)Sanık hakkında "2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılında ait birden fazla fatura kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden ve hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin tek mahkumiyet hükmü kurulması,
b)Temel cezanın belirlenmesi sırasında, uygulanan kanun maddesinin 213 sayılı VUK"nin "359/b" maddesi yerine, "359/2-b" maddesi olarak belirtilmesi,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.