10. Hukuk Dairesi 2012/7612 E. , 2013/3973 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, geç ödenen aylıkların işlemiş faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosya kapsamına göre, 02.04.2002 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebi, yeterli prim gün sayısı bulunmaması nedeniyle reddedilen davacının, sigortalılık süresinin tespiti için açtığı dava sonunda verilen kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden, Kurum tarafından 01.05.2002 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
Eldeki dava ise, geç ödenen aylıkların toplu ödeme tarihine kadar olan işlemiş faizlerinin aylık bağlama kararına göre, davacının 01.05.2002-21.08.2008 tarihleri arasındaki birikmiş aylıkların 22.08.2008 tarihinden itibaren ... Banka gönderildiği, davacı tarafından toplu para çekildikten sonra faizleri içermediği belirtilerek Kuruma 3.9.2008 tarihinde intikal eden dilekçe ile faiz alacaklarının tahsilinin istenildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinden, davacının toplu ödemeye ilişkin alacağını hangi tarihte aldığı ve söz konusu alacağı itirazi kayıt koymak suretiyle alıp almadığı anlaşılamamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 01.03.2006 tarihli ve 2005/10-755 esas, 2006/32 karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; bir borç ilişkisi, asıl hakla birlikte bazı fer’i hakları da içerir. borç ilişkisinin içerdiği asıl hak, alacak hakkı; fer’i haklar ise, cezai şart, faiz, kefalet, rehin, hapis hakkı gibi haklardır.
Borcu sona erdiren en önemli neden, tarafların kendilerine yüklenen edimleri ifa etmeleridir. Genel olarak ifa, borçlanılmış edimin yerine getirilmesi suretiyle alacaklının tatmin edilerek borcun sona erdirilmesidir. Kural, asıl borç sona erdiğinde, bu borca bağlı fer’i borçlarında sona ereceğidir. Bu sonuç, ek bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir.
Ancak, evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulması (ihtirazi kayıt) veya saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin
istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir suretle son bulmuş olsa bile, borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.
Mahkemece, davacının birikmiş aylıklarını hangi tarihte aldığı ve söz konusu toplu ödemeye ilişkin alacaklarını alırken veya almadan önce faiz haklarını saklı tuttuğuna ilişkin ihtirazi kayıt bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve elde edilecek sonuca karar verilmesi gerekmektedir
2-Kabule göre de, 506 sayılı Yasa´nın 116 ncı maddesine göre, "Kurum, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için gerekli belgeler tamamlanınca, bağlanacak aylıkları ve yapılacak toptan ödemeleri tesbit ederek en geç üç ay içinde ilgililere yazıyla bildirir". Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bu süre gözardı edilerek, 01.05.2002 tarihli tahsis talebine göre, birikmiş aylıklara 02.05.2002 tarihinden itibaren faiz hesaplandığı anlaşılmaktadır. kurumun yaşlılık aylığını bağlayabilmesi için, işlem yapması gereken yasal sürenin faiz hesabına dahil edilmesi, usul ve yasa´ya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.