Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6293
Karar No: 2022/6907
Karar Tarihi: 01.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6293 Esas 2022/6907 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/6293 E.  ,  2022/6907 K.

    "İçtihat Metni"


    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 12. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : İŞLETME DÜZEYİNDEKİ OLUMLU YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 14. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki olumlu yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 25.02.2021 tarihli ve 477527 sayılı işyeri yetki tespiti yazısının müvekkili Şirket tarafından 03.03.2021 tarihinde tebliğ alındığını, Teksif Sendikasının müvekkili Şirket işletmesinde yetkili sendika olduğuna dair itirazların ve işbu dava dilekçesinin 08.03.2021 tarihinde ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne verildiğini, davalı ... Sendikasının yetki tespiti talebi ile Bakanlığa müracaat ederken kendisinde mevcut üyelik fişleri ve kayıtlarını başvurduğu tarihten itibaren 3 iş günü içinde müvekkili Şirkete vermesi gerekirken liste/belge göndermediği ve mevzuata uymadığını, müvekkili Şirket çalışanlarının Teksif Sendikasına üye sayısının iddia edildiği kadar olmadığını, bu sebeple işletme yetki tespitini kabul etmediklerini, Teksif Sendikasınca 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca sayısal çoğunluğun sağlanamadığını, kanunun açık hükmüne rağmen sendika üyesi olan ve üyelik işlemlerini sonlandırmayan çalışanları dahi kendi bünyesinde göstermeye çalıştığını, 6356 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereği bir kısım üyeliklerin geçersiz olduğunu, çalışan işçilerin sendika üyelik bilgilerinin ve üyelik saatlerini gösteren ayrıntılı kayıtların celbi ile durumun tespiti gerektiğini, Şirkette Şubat ayı da dâhil gerek kendi isteği gerekse Şirket tarafından ahlak ve iyiniyet kurallarına uyulmaması sebebiyle işten çıkarılanlar olduğunu, tespit yapılırken bu durumun dikkate alınmış olduğunu, sağlık ve Covid-19 sebebiyle ücretli veya ücretsiz izinli olan ancak işyeri kayıtlarında, dönem bordrolarında gözükmediği hâlde fiili olarak çalışan işçiler olduğunu, davalı Bakanlığın yazısında müvekkili Şirketin çalışan sayısı 117 olarak gözükmekte ise de tüm çalışanların sayısının toplamda 150 kişi olduğunu, müvekkili Şirketin çalıştığı bölüm itibarıyla yapılan işkolu tespitinin de yanlış olduğunu, davalı Sendika ile müvekkili Şirketin işkolu aynı olmadığından toplu iş sözleşmesi yapmak için yetkili olmadığını iddia ederek davalı Aile, Çalışma ve Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen 25.02.2021 tarihli olumlu yetki tespiti belgesinin iptaline ve davalı ... Sendikasının müvekkili Şirket işletmesinde yetkisiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    1.Davalı Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; Teksif Sendikasının davacı Firma (05 nolu dokuma, hazır giyim ve deri iş kolunda faaliyet gösteren) işyerlerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için 23.02.2021 tarihinde başvuruda bulunması üzerine 6356 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince e-Devlet kapısı üzerinden yapılan üyelik işlemleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işçi bildirimleri doğrultusunda alınan dökümlerde başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işyerlerinde 117 işçinin çalıştığı, bunlardan 63 işçinin Teksif Sendikasına üye olduğunun tespit edildiğini ve buna ilişkin yetki yazısının taraflara gönderildiğini, 23.02.2021 tarihli ve 477527 sayılı yetki tespiti yazının davacıya 03.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz dilekçesinin görevli makam ... Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne 08.03.2021 tarihinde 6356 sayılı Kanun’un 41 inci maddesinin yedinci fıkrası ve 42 nci maddeleri doğrultusunda işlem yapıldığını, sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerin kanuni süresi içinde SGK’ya yapılmayanların yetkili işçi sendikası tespitinde dikkate alınmayacağını, çalışan ve sendikalı işçi sayısı hesabında, sendikanın yetki tespit başvuru tarihinin esas alınarak yetki tespiti işleminin gerçekleştirildiğini, İşkolları Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesine göre işkolunun Bakanlıkça belirlendiğini ve Resmî Gazete'de yayımlandığını, bu tespite karşı 6356 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre kararın yayımı tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açılabileceğini, ancak Kanunun 5 inci maddesinde belirtildiği üzere yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliğinin bir sonraki dönem için geçerli olduğunu, işkolu tespiti talebi ve buna ilişkin açılan davaların yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici mesele sayılmayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; 6356 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesine göre itiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itirazın incelenmeksizin reddedilmesi gerektiğini, işçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkemenin 6 iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlayacağını, davanın yetki işlemlerini durdurarak işyerindeki işçilerin anayasal haklarını kullanarak toplu iş sözleşmesi yapma haklarını engellemek amacıyla açıldığını ve dava açma hakkının kötüye kullanıldığını, buna ilişkin emsal mahkeme kararlarını dosyaya sunduklarını, Bakanlığın, davacı Şirket tarafından SGK’ya bildirilen işçi bildirimleri ve listelerine göre gerekli tespiti yaptığını, dava dilekçesinde işyerinde sigortasız çalışanların bulunduğunun bildirilmesinin davacı Şirketin kanuna aykırı davrandığının açık itirafı olduğunu ve itibar edilmemesi gerektiğini, Bakanlığın işkolu tespitine ilişkin aleyhe bir tespit ve açılmış bir dava bulunmadığını, resmî kayıt ve belgelere göre işyerinde yetki tespit başvurusu tarihi olan 19.02.2021 tarihi itibarıyla işyerinde toplam 117 işçi bulunduğunu, bu işçilerin 63’ünün de müvekkili Sendika üyesi olduğunu, 31.01.2021 tarihli ve 31381 sayılı Resmî Gazere’de yayımlanan en son “İşkollarındaki işçi sayıları ve sendikaların üye sayılarına ilişkin Ocak 2021 istatistiği”ne göre müvekkili Sendikanın 5 sıra nolu tekstil işkolundaki toplam işçilerin 47611’ini üye yaptığını ve Kanun'un aradığı 51’lik işkolu barajını aşacak şekilde % 3,9’luk üye oranına sahip olduğunu, Bakanlığın yetki tespit kararına davacı Şirket tarafından yapılan itirazın hakkın kötüye kullanımı niteliği taşıdığını, Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve 6356 sayılı Kanun ile tanınan sendikal hak ve özgürlükleri engellemeye, toplu iş sözleşmesi sürecini uzatmaya matuf ve art niyetli olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuru tarihi itibarıyla davacı Şirketin 115 işçisinin 55'inin davalı ... üyesi olması karşısında %40 üye sayısına (115x0,40=46) ulaşılması şartı sağlandığından davalı Bakanlıkça yapılan tespitin usul ve kanuna uygun olduğu ve davacı tarafın tespite ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Şirket çalışanlarının Teksif Sendikasına üye sayısının hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kadar olmadığını, Teksif Sendikasının, sendika üyesi olan ve üyelik işlemlerini sonlandırmayan çalışanları dahi kendi bünyesinde göstermeye çalıştığını, 6356 sayılı Kanun'un 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının açık hükmü gereği davalı ... Sendikasının irade fesadı ile kendisine üye gösterdiği bir kısım çalışanların üyeliklerinin geçersiz olduğunu, işbu durumun tespit edilebilmesi için müvekkili Şirkette çalışan ve davalı tarafından üye olduğu bildirilen çalışanların, Teksif Sendikasından ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından üyelik tarih ve saatlerini gösterir bilgi ve belgelerin ayrı ayrı getirtilmesi gerekmekte iken Mahkemenin bu hususa ilişkin hiçbir inceleme ve araştırma yapmadığını, üye olduğu iddia edilen işçilerin diğer sendikalara üyeliklerinin araştırılması ve söz konusu sendika üyeliklerinin bitmiş olması hâlinde biten üyeliğin usulüne uygun bitip bitmediğinin araştırılması gerektiğini, müvekkili Şirketten sendika üyesi işçiler istifa etmiş olup müvekkili Şirkette sendikalı çalışan kalmadığını, işbu durumun da SGK'ya müzekkere yazılarak teyit edilmesi, akabinde bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bakanlık tarafından her ne kadar davalı işletmedeki işçi sayısı 117 olarak belirlenmiş ise de SGK kayıtları incelendiğinde, sendika üyesi olan 2 işçinin başvuru tarihinden önce (Gönül Gürsoy ve Emin Taş Ay) 22.03.2021 tarihinde işten ayrıldıkları anlaşılmakla 23.02.2021 yetki tespiti başvuru tarihi itibarıyla davacı Şirketin toplam işçi sayısının 115 olduğu, yine dosya içeriğine göre, yetki tespiti için başvuru tarihinden önceki 4 günlük süreçte (19.02.2021 ila 23.02.2021 tarihleri arasında) 6 işçinin davalı Sendika üyeliğinden çekildiğinin görüldüğü, ancak sendika üyeliğinden çekilme durumunda, üyeliğin bir ay daha devam edeceği hususunun tartışmasız olduğu gibi kanuni düzenlemenin de yoruma yer bırakmayacak şekilde açık olduğu; somut uyuşmazlıkta, 6 işçinin 19.02.2021-23.02.2021 tarihleri arasında sendika üyeliğinden çekildiği ve Mahkemece aksi yönde değerlendirme yapılmış ise de 6356 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre bir aylık sürenin son günü dikkate alındığında 6 işçinin başvuru tarihinde sendika üyeliğinin devam ettiğinin tartışmasız olduğu, bu kapsamda, davalı işletmedeki davalı Sendika üye sayısının (sendika üyesi 2 işçinin işten ayrılması nedeniyle 61) şirketteki toplam işçi sayısına (115), oranlanmasıyla %53,04 oranına ulaşılmakla, davalı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığına yönelik Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının dava konusu yetki tespit kararında bir hata bulunmadığı, her ne kadar Mahkemece oran farklı tespit edilmiş olsa da sonuç değişmeyeceğinden, Mahkemenin davanın reddine dair kararının isabetli bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili Şirket çalışanlarının Teksif Sendikasına üye sayısının hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kadar bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir anlığına müvekkili Şirket işletmesinde, davalı Sendikaya üye olan çalışanların olduğu kabul edilse dahi, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca yeterli sayısal çoğunluğun davalı Sendika tarafından sağlanamadığını, davalı Sendikanın irade fesadı ile kendisine üye gösterdiği bir kısım çalışanların üyeliklerinin geçersiz olduğunu, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından üyelik tarih ve saatlerini gösterir bilgi ve belgelerin ayrı ayrı getirtilmesi gerekmekte iken Mahkemece bu hususa ilişkin hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, ayrıca üye olduğu iddia edilen işçilerin diğer sendikalara üyeliklerinin ve söz konusu sendika üyeliklerinin bitmiş olması hâlinde biten üyeliğin usulüne uygun bitip bitmediğinin de araştırılması gerektiğini, öte yandan müvekkili Şirketten sendika üyesi işçiler istifa ettiğinden müvekkili Şirkette sendikalı çalışan kalmadığını, işbu durumun da SGK'ya müzekkere yazılarak teyit edilmesi, akabinde bilirkişiden ek rapor alınması gerekmekteyken Mahkemenin bu husustaki taleplerini de göz önüne almadığını ileri sürmüştür.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, olumlu yetki tespitine itiraza ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) "Duruşma yapılmadan verilecek kararlar" kenar başlıklı 353 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
    "(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
    a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
    ...
    b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
    1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
    2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
    ...
    duruşma yapılmadan karar verilir."

    3. Değerlendirme
    1.Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf denetiminde, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının hatalı gerekçeye dayandığı tespiti yapılarak davacı tarafın başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    2. İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiğine göre Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken anılan hükme aykırı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.

    3. Bölge Adliye Mahkemesi kararı 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendine aykırı olduğundan, 6100 sayılı Kanun'a uygun uygun şekilde karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın da kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

    Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,


    Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    01.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi