Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2942
Karar No: 2019/1963
Karar Tarihi: 26.02.2019

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2942 Esas 2019/1963 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanık, resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla mahkum edilmiştir. Ancak kararın bozulmasına karar verilmiştir çünkü bononun duruşmada incelenmemesi, belgenin zorunlu unsurlarının tartışılmaması ve eksik araştırma yapılarak hüküm kurulması gibi nedenlerle hüküm yanlış verilmiştir. Ayrıca suç tarihindeki hata ve TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulama bozma sebepleri arasında yer almaktadır. Kararda belirtilen kanun maddeleri 5271 sayılı CMK'nin 217/1. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesidir.
11. Ceza Dairesi         2017/2942 E.  ,  2019/1963 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    A) Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu gözetilerek, 5271 sayılı CMK"nin 217/1. maddesi de dikkate alınıp, sahte olduğu iddia edilen bononun duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özellikleri duruşma tutanağına tutanağına geçirilip, TTK’da belirtilen zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı, aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığı yöntemince tartışılarak denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
    B) Sanığın, kendisinin alacaklı katılanın borçlu olarak gösterildiği suç konusu bonoyu icra takibine koyduğu iddiasıyla açılan kamu davasında; tanık ...’un; “katılanın bir dönem yanında inşaat işinde çalıştığını, inşaatlarında çalışan işçilerin kalması için inşaata yakın yerde bulunan sanığa ait hisseli evi kiraladıklarını, sonrasında katılanın bu evi satın aldığını, evin sanığın ablasının üzerine tapuda kayıtlı olduğunu, sanığın hissesini ablasının oğluna teminat amacıyla verdiğini, bu kişinin de zarar etmesi nedeniyle evin yasal yollardan satışa çıkarıldığını ve katılanın evi bu şekilde satın aldığını, sanığın bu duruma itiraz ederek kendi hissesini teminat olarak verdiğini ve hissesinin satılamayacağını söylediğini” beyan etmesi, sanığın dosyada bulunan 06/05/2014 tarihli beyan dilekçesinde, ablası olan ...’e vekalet verdiğini, katılan ile kat karşılığında inşaat sözleşmesi imzalandığını, ablası da dahil diğer hissedarların haksız kazanç elde etmek için kendisine komplo kurduklarını, tapuya şerh koydurduklarını, icra müdürlüğünde ödeme yapıp borçlarını kapattıkları halde tapudaki şerhi kaldırtmadıklarını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;
    1- Sanığın, taşınmazın satışı için ablası olan ...’e vekaletname verip vermediğinin araştırılması, verilmiş ise bir örneğinin dosya içine konulması, katılanın söz konusu hisseli taşınmazı kimden ve ne şekilde satın aldığının Tapu Müdürlüğünden sorulması, taşınmazın tüm tedavüllerini gösteren tapu kaydının istenmesi,
    2- Taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmış ise örneğinin dosya içine konulması,
    3- Sanığın taşınmazdaki hissesini diğer hissedar olan ablasının oğluna teminat amacıyla verip vermediğinin, ablasının oğlunun taşınmazı rehin göstermesinden dolayı icra yoluyla satılıp satılmadığının tespiti için sanığın ablası olan ... ile oğlu ...’in tanık olarak dinlenmesi,
    Sonucuna göre, sanığın eyleminin TCK’nin 211. maddesinde düzenlenen “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması,
    4- Kabule göre;
    a) Suç tarihinin, bononun icra takibine konulduğu 05/03/2013 olması gerekirken gerekçeli karar başlığında 01/10/2011 olarak yazılması,
    b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi