Esas No: 2021/39840
Karar No: 2022/6462
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/39840 Esas 2022/6462 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/39840 E. , 2022/6462 K."İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanıklar ...ve ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1 ve 125/4. maddeleri gereğince 4'er kez 3 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, sanık ... yönünden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ...Asliye Ceza Mahkemesinin ...tarihli ve ... sayılı kararı ile anılan kararın sanık ... Karagöl yönünden itiraz edilmeksizin ... tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde ... tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanmasına ve adı geçen sanığın 5237 sayılı Kanun'un 125/1 ve 125/4. maddeleri gereğince 4 kez 3 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ...Asliye Ceza Mahkemesinin ... tarihli ve .... sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanıkların eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı anda birden fazla mağdura karşı işlediklerinin kabul edilmesine rağmen, 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanarak cezaların artırılması yerine her bir mağdur için ayrı ayrı hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; mahkemece gerekçeli kararın sanık ...’ün en son bildirdiği adres yerine doğrudan MERNİS adresine tebliğ edilmesi karşısında, öncelikle en son bildirdiği adrese tebligat yapılıp, tebliğ yapılamaması halinde MERNİS adresine tebliğ edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi sebebiyle, temyiz iradesinin belirlenmesi bakımından gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ olunması gerektiğinden kanun yararına bozma konusu yapılan hükmün, sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması nedeniyle henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi olanaklı görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce hükmün henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Dosyanın, kanun yolu bildiriminin başvuru mercii, süresi ve yöntemi açısından şerhli davetiye ile sanığa bildirilip, tebligat eksikliğinin ikmali ile süresinde başvuruda bulunulması halinde temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesini, aksi takdirde usulünce kesinleştirme işlemi yapılarak, bu aşamadan sonra kanun yararına bozma isteminde bulunulmasını teminen mahkemesine iadesine, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, ... tarihinde oy birliğiyle karar verildi.