14. Ceza Dairesi 2020/8994 E. , 2021/3059 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Kolluk tarafından müdafi hazır bulundurulmayıp, kanuni hakları hatırlatılmaksızın düzenlenen 14.09.2009 tarihli tutanakta sanığın olay günü mağdurenin vazoyla yüzüne vurduğunu söylediği belirtilmesine rağmen aşamalardaki ifadelerinde sanığın bu durumu doğrulamaması, mahkemece dinlenen polis memurlarının esasen olaya ilişkin bilgileri bulunmamasına karşılık söz konusu iddianın sanığın aleyhine yorumlanması, geçici hekim raporunda sanıkta meydana gelen burun kırığıyla ilgili olayla illiyet bağı kurulması açısından kati hekim raporu aldırılması gerektiğinin gözetilmemesi, mağdurenin yüzüne vurduğunu iddia ettiği vazonun sanığa ait ikametgahta bulunup bulunmadığının tespit edilmemesi, mağdurenin iki arkadaşıyla birlikte kolluğa müracaat edip, esasen arkadaşları tarafından sanığın yaralandığı iddia edilmesine rağmen bu kişilerin açık kimlik bilgilerinin tespit edilerek mahkemece beyanlarının alınması gerektiğinin gözetilmemesi, mağdurenin doktor raporunda koltuk altında bulunduğu tespit edilen yüzeysel sıyrığın cinsel eylem sırasında gerçekleşip gerçekleşmediğine dair ayrıntılı ifadesinin alınmaması, göğüsleri öpme ve yalama sırasında bulaşması mümkün tükürük ve benzeri türdeki örneklerin alınmaması, sanığın olay günü mağdurenin kendisinden uyuşturucu madde istemesinden dolayı onunla tartıştığını iddia etmesi, 02.06.2009 günlü sosyal inceleme raporunda, kollarında jiletle atılmış kesiler bulunduğu yönünde tespit yapılan mağdurenin ancak başka delillerle desteklenmesi halinde itibar edilmesi mümkün ifadesine itibar edilip, bu kapsamda maddi vakıayı ispatlaması mümkün diğer somut delillerin elde edilmesi için çaba sarf edilmeden ve mağdure beyanı doğruluk, inandırıcılık yönünden sınanmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık hakkında müsnet suçtan eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 103/1. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken aynı Kanunun 61/1. maddesinde yedi bent halinde sayılan hususlar ile 3/1. maddesinde yer alan "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki kanuni düzenleme nazara alınıp, dosyaya
yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte değerlendirilerek, mahkemece suçun işleniş biçimi ile benzer olaylardan daha vahim bir hal oluşturmamasından dolayı alt hadden ayrılmayı gerektiren nedenlerin gerekçesiyle birlikte açıklanması gerektiği gözetilmeden kanun maddesinin metnini tekrardan öte gitmeyen yetersiz gerekçelerle TCK"nın 3. maddesindeki fiilin ağırlığıyla orantılı olmayacak şekilde teşdit uygulanması,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın olay tarihinde on beş yaşından küçük mağdureyi cebir, tehdit veya hileyle alıkoyduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil bulunmayıp, mevcut haliyle 5237 sayılı TCK’nın 109/1, 3-f maddeleri gereğince mahkumiyeti gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre;
İddianame, görevsizlik ve esas hakkındaki mütalaada sanığın 5237 sayılı TCK"nın 109/1, 3-f, 5 maddeleri gereğince cezalandırılmasının talep edilmesi karşısında, aynı Kanunun 109/2. maddesinin uygulanmasına yönelik sanığa usulüne uygun ek savunma hakkı verilmesi gerektiği gözetilmeden söz konusu maddenin tatbiki suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesine muhalefet edilerek savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.