10. Hukuk Dairesi 2012/6440 E. , 2013/3889 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, geçici köy korucusu ve muhtar olarak 1991 yılında şehit düşen davacılar murisinden, 2330 sayılı Kanun gereğince dul ve yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile yoksun kalınan maaş farklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Aynı zamanda muhtar olması, dolayısıyla Bağ-Kur sigortalısı olması sebebiyle bu kapsamda ölüm aylıkları bağlanılan davacıların talebinin, kedilerine 2330 sayılı nakdi tazminat ve aylık bağlanması hakkında Kanun kapsamında aylık bağlanması gerektiğinin tespiti istemine dair olduğu, anılan Kanunun 4. maddesinin "d" bendinde ise, kanun kapsamına girenlerin sakat kalmaları halinde... kendilerine, ölümlerinde dul ve yetimlerine 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre T.C. Emekli Sandığınca görev malullüğü aylığı %25 artırılarak bağlanacağı düzenlenmiştir.
5510 sayılı Yasanın geçici 7.maddesinin birinci fıkrası “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir.” hükmünü getirmiş, 5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesi ise, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1"nci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden
dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32"nci, 34"ncü ve 37"nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir.
5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak çalışmaya başlayanlardan vazife malûllüğü kapsamına girenler hakkında, bu Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasına göre işlem yapılır.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 47.maddesi, bu yasanın yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa 4/c kapsamında sigortalı olanlar hakkında uygulanacağını hükme bağlamıştır. Davacının 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten çok önce, 1991 yılında meydana gelmiş olay sebebiyle, Emekli Sandığı tarafından 2330 sayılı Kanun gereği aylık bağlanması gerektiğini iddia ettiği açıktır.
Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın, yukarıda sıralanan düzenlemeler ışığında idari yargıda çözümlenmesi gerektiği yönü gözetilmeksizin, davanın esasına girilerek karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.