14. Hukuk Dairesi 2019/1084 E. , 2019/7660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17/06/2015 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08/10/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ıslahla tazminat talep edilen davada, davanın kabulüne dair verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin vekili ... ile davalı arasında 24.04.2013 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede müvekkilinin maliki olduğu 610 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satışının vadedildiğini, davalının müvekkili aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığını, taşınmazın üçüncü kişilere devredilmesi nedeniyle davayı ıslah ederek tazminat isteminde bulunduğunu, Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.04.2014 tarih, 2013/481 Esas, 2014/192 Karar sayılı, 06.06.2014 tarihinde kesinleşen kararıyla davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin 11.02.2009 tarihinde kısıtlandığını, 07.11.2012 tarihli kararla müvekkilinin kısıtlılık halinin kaldırılmasına karar verildiğini, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 16.01.2014 tarih, 2013/15352 Esas, 2014/495 Karar sayılı ilamı ile bu kararın bozulduğunu, vekil ...’nın müvekkilinin akıl sağlının yerinde olmamasınından yararlanarak vekaletname ve satış vaadi sözleşmesi düzenlettiğini, satış bedelinin vekile ödendiğini ileri sürerek Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/481 Esas, 2014/192 sayılı Kararının yargılamanın yenilenmesi yoluyla ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/481 Esas, 2014/192 sayılı Kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi hükmü gereğince, acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere dava açmak için vesayet makamından izin alması zorunludur. Bunun yanısıra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 54/1. maddesine göre, “Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hallerde izin belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi taktirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre, “İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması halinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenir.” 3. fıkrasına göre, “Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması halinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.”
Dosya içeriği ve toplanan delilerden; Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin, 11.02.2009 tarih, 2007/929 Esas, 2009/111 sayılı Kararıyla davacının kısıtlanmasına, 07.11.2012 tarihli ek kararla davacının kısıtlılık halinin kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 16.01.2014 tarih, 2013/15352 Esas, 2014/495 Karar sayılı ilamıyla bozulduğu, daha sonra davacının Alanya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin, 11.07.2018 tarih, 2014/228 Esas, 2018/830 Karar sayılı ilamıyla kısıtlanmasına karar verildiği, bu kararın da Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarih, 2019/3307 Esas, 2019/6124 Karar sayılı ilamıyla bozulduğu, temyiz incelenmesine konu yargılamanın yenilenmesi davasında dava tarihinin 29.08.2013 olduğu, davacının bu tarihte kısıtlı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, vasi tarafından vekile verilmiş vekaletname ile davanın görülmesi gerekirken, kısıtlı tarafından verilmiş vekaletname ile davanın görülüp karara bağlanması yanlıştır. Öte yandan, vasi tarafından vekaletname alındıktan sonra, Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 54/1-2. maddesi uyarınca, vesayet makamından dava açmak için izin almak üzere davacı tarafa süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 12.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.