12. Hukuk Dairesi 2016/27717 E. , 2018/1055 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine (1) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun, icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile 06/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda borçlunun haline münasip mesken temini için gerekli bedel olan 40.000,00 TL"nin haczedilen yerin satışından sonra borçluya bırakılmasına, satış bedelinden arta kalan kısmın alacaklıya ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınabileceği haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, İİK"nun 82/3. maddesine göre satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu unsurları içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Borçlunun, şikayete konu taşınmazın bulunduğu yerde oturması zorunlu olmadığından, sosyal ve ekonomik durumuna uygun daha mütevazi semtlerde edinebileceği meskenin değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut olayda; meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın 21.900 metrekare olduğu ve 9/96 hissesi, borçlu ... adına kayıtlı olup, anılan taşınmazın şikayetçi dışında 8 hissedarının daha bulunduğu görülmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 14.10.2015 tarihi itibariyle, şikayetçiye isabet eden arsa değeri ve şikayetçiye ait mesken ile ahır-samanlık değeri toplamı 105.461, 13 TL olarak belirlenmiş, fakat yine aynı raporda borçlunun hissesine düşen arsa değeri 16.843,13 TL olarak tespit edilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira şikayetçiye ait taşınmaz hissesi tespit edilirken, anılan taşınmazın ve üzerindeki muhtesatın toplam değerinden borçlunun hissesine düşecek miktarın tesbiti gerekmektedir.
O halde, mahkemece; taşınmaz ve üzerindeki muhtesatın toplam değeri tesbit edildikten ve bu değerden borçlunun taşınmazdaki hissesi oranına göre hissesine düşecek miktar belirlendikten sonra, bu miktar mahcuzun değeri olarak nazara alınıp, bilirkişi raporuna göre borçlunun alabileceği ev bedeli ile karşılaştırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.