16. Hukuk Dairesi 2016/5533 E. , 2019/887 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 4, 6, 7 ve 79 parsel sayılı 9.006.70, 6.298.65, 37.164,95 ve 12.704,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, tespit maliki ... adına aynı kadastro çalışma alanı içerisinde 138.191,36 metrekare yerin belgesizden tescil edildiğini belirterek, 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi gereğince 106 ada 4, 6, 7 ve 79 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ve tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı Hazine, dava konusu taşınmazlar yönünden, davalı taraf lehine edinme koşullarının gerçekleşmediği ve ayrıca davacı adına tescil edilen yerlerin, belgesizden zilyetlikle edinme sınırı olan 100 dönüm miktarından fazla olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Bu duruma göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, öncelikle zilyetlikle iktisaba ilişkin diğer koşulların davalı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği ve gerçekleşmiş ise belgesizden zilyetlikle edinilebilecek 100 dönüm sınırının aşılıp aşılmadığı noktasındadır. Mahkemece, dava konusu 106 ada 4 ve 7 parsel sayılı taşınmazların, yargılama sırasında davalı tarafça ibraz edilen 1936 tarih 966 tahrir numaralı vergi kaydı kapsamında kaldığı, buna göre belgesizden zilyetlik yoluyla edinilebilecek sınırın aşılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, dosya kapsamından eylemli olarak taşınmazlara ulaşımı sağlayan herhangi bir yol bulunmadığı, davalı tarafın dayandığı vergi kaydında dere olarak gösterilen sınırın taşınmazların çok kuzeyinde kaldığı, taşınmazların 106 ada 1 sayılı orman parseli ile çevrili olduğu anlaşılmakta olup, bu hususlar ve ihtiva ettiği sınırlar itibariyle, her yere uyması mümkün olan 1936 tarih 966 tahrir numaralı vergi kaydının çekişmeli taşınmazlara uyduğunun kabulü mümkün değildir. Bir an için davalılar tarafından dayanılan vergi kaydının çekişmeli taşınmazlara uyduğu kabul edilse bile, vergi kaydı mülkiyet belgesi olmayıp, zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydı hukukça bir değer taşımayacaktır. Hukuki durum böyle olduğu halde, yöntemince zilyetlik araştırılması yapılmamış ve Mahkemece davalılar yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi en az üç ayrı zaman dilimine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tutanak örnekleri ve oluşumundan itibaren dayanakları olan kayıtlar getirtilip dosya tamamlandıktan sonra; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, orman mühendisi bilirkişisi ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde, taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların kime ait olduğu, öncesinde kim tarafından kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, öncesinde tarla olarak kullanılıp kullanılmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; ziraat bilirkişi kurulundan, taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, kullanım durumu, üzerindeki ağaçların cins ve yaşları ile ilgili, komşu taşınmazlarla mukayeseli olarak ayrıntılı ve fotoğraflarla desteklenmiş gerekçeli rapor alınmalı; orman bilirkişisinden, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını bildirir, orman yasaları karşısında taşınmazın durumunu açıklar ayrıntılı rapor alınmalı; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; dosyaya getirtilen hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılmalı, çekişme konusu taşınmaz bölümü hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının ve zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; neticede aynı çalışma alanında 100 dönüm miktarının aşıldığının anlaşılması halinde, sınırlama dışında kalan miktar yönünden davalılara seçim hakkı kullandırılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan hususlar göz önüne alınmaksızın eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 11.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.