Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6051
Karar No: 2022/7027
Karar Tarihi: 06.06.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6051 Esas 2022/7027 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/6051 E.  ,  2022/7027 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı ... Şirketinin yurt dışı projelerinde 11.08.2013-26.01.2016 yılları arasında ambar memuru olarak çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin davalı işverenlik tarafından haksız olarak feshedildiğini, son ücretinin net 1.800,00 USD olduğunu, ücret bordroları ve puantaj kayıtlarında ücretin düşük gösterildiği, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti tahakkuk ettirilerek hileli bordro düzenlendiğini, 2014 yılı Eylül ayı ücretinin 1.500,00 USD görünmesine rağmen, 2014 yılı Eylül ayı ücretinin 1.150,00 USD olarak göründüğünü, 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, iki haftada bir hafta tatili kullandığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, yol, 3 öğün yemek, barınma, ısınma, aydınlatma, temizlik ve benzeri ihtiyaçların davalı işverenlik tarafından karşılandığını, davalı ... AŞ'nin Rusya'da ... Şirketini kurarak Rusya projelerini bu Şirket üzerinden takip ettiğini, her iki davalı işverenlik arasında organik bağ olduğunu iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

    II. CEVAP
    1.Davalı ... Construction vekili; davacıyla belirli süreli iş sözleşmesi imzalandığını, işçilik alacaklarının Rusya Federasyonu kanunlarına tabi olduğunu, Rusya ile Türkiye arasında sosyal güvenlik anlaşması bulunmadığından dava konusu dönem için Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının bulunmasının mümkün olmadığını, müvekkili Şirketin Rusya Federasyonu kanunlarına tabi olduğunu ve burada kurulduğunu, davacının proje kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, proje kapsamındaki işin bitmesi ile çalışma ilişkisinin de sona erdiğini, dava dilekçesinde belirtilen sürelerde çalışmadığını, iddia ettiği ücretin gerçeği yansıtmadığını, ihbar tazminatına talep edilen faiz miktarı ile başlangıç tarihinin haksız olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    2. Davalı ...vekili; davacının müvekkili Şirkette çalışmadığını, davanın çalıştığı Şirkete karşı açılması gerektiğini, çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirme yapılması gerektiğini, müvekkili Şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesinş talep etmiştir.


    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 22.11.2018 tarihli ve 2017/54 Esas, 2018/569 Karar sayılı kararıyla davacının 08.11.2013 - 27.02.2015, 14.03.2015- 15.03.2015, 02.04.2015- 10.07.2015, 08.08.2015- 28.01.2016 tarihleri arasında 2 yıl 22 gün davalı ... bünyesinde yurt dışında faaliyet gösteren diğer davalı Şirkette çalıştığı, iş bitimi sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiği, bu durumun haklı fesih sayılmadığı, her ne kadar belirli süreli sözleşme yapılmış ise de belirli süreli sözleşme yapmayı gerektirir objektif koşullar olmadığı gibi birden fazla üst üste belirli süreli sözleşme yapılamayacağından yapılan sözleşmenin belirsiz süreli sayıldığı, davalı Şirketler arasında organik bağ bulunduğu, dava ve ıslah tarihi itibarıyla zamanaşımına uğramayan tutarların resen hesaplandığı, ıslah edilen tutar anlamında zamanaşımına uğrayan miktar bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davalı ... Co.vekili istinaf dilekçesinde; Türk hukukunun uygulanmasının kabulünün mümkün olmadığını, davacının İŞKUR sözleşmesi ile davalı Şirkette belirli süreli olarak istihdam edildiğini, tüm alacak kalemlerinden davalının sorumluluğuna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının proje bazlı olarak çalıştığını, sözleşmenin proje uyarınca belirlenen sürenin dolması ile kendiliğinden sona erdiğini, brütleştirmenin hatalı olduğunu, tanık beyanlarına göre karar verilemeyeceğini, ulusal bayram ve genel tatil hesabını kabul etmediklerini, çalışmanın Rusyada geçtiğini, Türkiye'deki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işin durdurulmasının beklenemeyeceğini, Rusya'daki ulusal bayram ve genel tatil günlerinin hesaplamada esas alınması ve hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.

    2. Davalı ...Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davalılar arasında organik bağ olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davada Türk hukukunun uygulanamayacağını, davacı ile davalı Şirket arasında iş sözleşmesi ve işçi- işveren ilişkisi bulunmadığını, dolayısıyla feshin söz konusu olmadığını, kıdem ve ihbar tazminatı alamayacağını, brütleştirmenin hatalı olduğunu, davacı tanığının davalılar aleyhinde davası bulunduğunu, beyanının kabul edilemeyeceğini, ulusal bayram ve genel tatil hesabını kabul etmediklerini çalışmanın Rusya'da geçtiğini, Türkiye'deki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işin durdurulmasının beklenemeyeceğini, Rusyadaki ulusal bayram ve genel tatil günlerinin hesaplamada esas alınması ve hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 28.02.2019 tarihli ve 2019/513 Esas, 2019/557 Karar sayılı ilâmıyla;
    "... davacının08.11.2013-28.01.2016 tarihleri arasında aralıklı olarak davalıların işçisi olarak yurtdışında çalıştığı,yurt dışında hizmet alanında faaliyet yürütmek için bulunduğu ülke mevzuatına göre işyeri açan ve işveren olan Türk vatandaşlarının, bu işyerinde çalışmak üzere Türkiye’den çalışmak üzere Türk vatandaşı gerçek kişileri işçi sıfatı ile götürdükleri ve bunun genelde Türkiye İş Kurumu vasıtası ile yapıldığı bilinmektedir. Ancak çoğu zaman Türk vatandaşı işçiler Türkiye bağlantılı şirketler vasıtası ile kurum kayıtları yerine getirilmeden turist vizesi ile çalıştırmak üzere götürülmekte ve yurt dışındaki ülke mevzuatı ile kurulan şirket işçisi olarak çalıştırılmaktadır. İş hukukunun emredicilik yönü ve işçinin korunması ilkesi uyarınca yabancılık unsuru taşıyan bu tür uyuşmazlıklarda Türk vatandaşı olan işçinin kamu düzeni de dikkate alınarak yurt dışına gönderilmesinde gönderen kişi ya da şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile arasında organik bağda bulunması halinde Türkiye’de kişi veya kişiler işçinin işvereni kabul edilerek sorumlu tutulmaktadır.Davalılar arasındaki ilişkinin hukuki değerlendirmesinde ise Rönesans Holding A.Ş.'nin Web sitesinde kurucu ortak olarak Renaissance Construction ZAO yer almakta olup davalı şirketlerin grup şirket olduğu, ortaklarının, adreslerinin aynı olduğu, yurtdışı faaliyetlerini davalı eliyle yürüttükleri, organik bağ bulunduğu anlaşılmıştır. Belirtilen yasal ve hukuksal gerekçelere göre davalılar arasında organik bağ bulunduğu ..." gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 04.02.2021 tarihli ve 2020/4657 Esas, 2021/3653 Karar sayılı ilâmıyla İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının Türkiye’de olduğu süreler dışlanmak suretiyle 08.11.2013-28.01.2016 tarihleri arasında aralıklı olarak 2 yıl, 2 ay çalışması bulunduğu, 04.09.2015-10.09.2015 ve 06.10.2015-23.10.2015 tarihleri arasında da Türkiye’de olmasına rağmen bu günler için ücretinin ödenip ödenmediği belirlenemediğinden sürenin de kısa olması sebebi ile bu sürelerin ücretli izin olarak değerlendirilebileceğinin kabul edildiği; ancak davalı tarafça dosyaya sunulan puantaj kaydı ve ücret bordrolarına göre 04.09.2015-10.09.2015 ve 06.10.2015-23.10.2015 tarihleri arasındaki süreler için puantaj kaydında boşluk olduğu ve ücret tahakkuku yapılmadığı; bu durumda belirtilen sürelerin ücretli izin süresi olarak değerlendirilerek hizmet süresine eklenmesine imkân bulunmadığı, 04.09.2015-10.09.2015 ve 06.10.2015 -23.10.2015 tarihleri arasındaki sürelerin de hizmet süresinden dışlanarak davacının hizmet süresinin yeniden belirlenmesi ve dava konusu alacakların buna göre yeniden hesaplanması gerektiği; ayrıca davacının haftanın 7 günü 08.00-19.00 saatleri arasındaki çalışmasından 1 saat ara dinlenmesinin ve günlük 7,5 saat normal çalışma süresinin düşülmesi ile her gün için günde 2,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmesine rağmen davacının davalı işveren işyerinde iki haftada bir hafta tatilini kullandığı ve böylelikle bir hafta 6 gün bir hafta 7 gün çalıştığı, bu durumda davacının bir hafta 17,5 saat, bir hafta 15 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma alacağının yeniden hesaplanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 08.11.2013-28.01.2016 tarihleri arasında davalı nezdinde aralıklı olarak 2 yıl, 2 ay çalıştığı, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği hususunun davalı tarafça ispat edilemediği, bu nedenle de davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının 06.10.2015-23.10.2015 tarihleri arasında Türkiye'de olduğu, bu sürelerin ücretli izin olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacının haftanın 7 günü 08.00-19.00 saatleri arasındaki çalışmasında 1 saat ara dinlenmesi ve günlük 7,5 saat normal çalışma süresi düşülmesi ile her gün için günde 2,5 saat fazla çalışma yaptığı, davacının davalı işyerinde 2 haftada bir hafta tatilini kullandığı, davacının bir hafta 17,5 saat, bir hafta 15 saat fazla çalışma yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili, bozma öncesi istinaf ve temyiz sebeplerini tekrarla kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın kapsamı ve mahiyetine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet süresi ve fazla mesai alacağının hesaplanması konusundadır.

    2. İlgili Hukuk
    1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.

    2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi hükmüne göre yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun (1475 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi.

    3. 4857 sayılı Kanun'un "Fazla çalışma ücreti" kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
    " Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz."


    3. Değerlendirme
    1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Mülga 1475 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi gereğince kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin işverene ait işyerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekir. İşçinin iş sözleşmesinin askıda olduğu süreler de kıdem süresinden sayılmamalıdır. Örneğin ücretsiz izinde geçen süreler kıdem tazminatına esas süre bakımından dikkate alınmaz.

    3. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının hizmet süresi hesaplanırken 04.09.2015-10.09.2015 ve 06.10.2015-23.10.2015 tarihleri arasındaki süreler için davacıya herhangi bir ücret ödemesi yapılmaması nedeniyle kıdeme esas hizmet süresinden dışlanmış ve fazla çalışma ücreti hesabı da bozma kapsamına uygun şekilde yapılmıştır.

    4. Ne var ki İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde yer alan " ... Davacının 08.11.2013-28.01.2016 tarihleri arasında davalı nezdinde aralıklı olarak 2 yıl 2 ay çalıştığı, ... davacının 06.10.2015-23.10.2015 tarihleri arasında Türkiye'de olduğu, bu sürelerin ücretli izin olarak değerlendirilmesi gerektiği, ... " ibarelerinin bozmadan sonra aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama ile ve dosya kapsamı ile örtüşmediği görülmektedir. Belirtilen ibarelerin, bozma ilâmının gerekçeli karara yazılması sırasında maddi hataya dayalı olarak eklendiği ve hatanın sonuca etkili olmadığı anlaşılmıştır.

    5. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiş; kararın, ilâmın (4) numaralı paragrafında yer alan ilave gerekçe ile onanmasına karar verilmiştir.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi