Esas No: 2022/6304
Karar No: 2022/7029
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/6304 Esas 2022/7029 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/6304 E. , 2022/7029 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2018 tarihli ve 2017/549 Esas, 2018/275 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2019 tarihli ve 2018/1664 Esas, 2019/886 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ilk olarak 14.04.1998 tarihinde ... İl Özel İdare Müdürlüğü bünyesinde çalışmaya başladığını, çalışması sürerken ... İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6360 sayılı Kanun) ile sona ermesiyle, Kanun'la yetkili ve görevli İl Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun kararıyla tüm hak ve fer'îleriyle birlikte davalı ... Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Genel Müdürlüğüne devredildiğini, hâlen bu İdarede usta unvanı ile çalışmasına devam ettiğini, devirden önce ... İl Özel İdare Müdürlüğü ile o dönem üyesi olduğu Yol-İş Sendikası arasında yapılmış olan 01.01.2013-28.02.2015 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, 6360 sayılı Kanun uyarınca devirden sonra da bu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam ettiğini, bu arada da Yol-İş Sendikasından istifa ederek devredildiği yeni işyerinde yetkili olan Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikasına ( Belediye-İş Sendikası) üye olduğunu, bunun sonucu işyerinde Belediye-İş Sendikası ile yapılmış olan 15.03.2014-14.03.2016 tarihleri arasında yürürlülükte olan toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkını kazandığını, fakat davalı işverenin bu toplu iş sözleşmesinin ücret zammından yararlandırmadığı gibi, takiben 15.03.2016-14.03.2018 tarihleri arasında yürürlülüğe konan toplu iş sözleşmesinin ücret zammından yararlandırılmadığını, bu uygulamanın işyeri devrinin dayanağı 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesine aykırı olduğunu, konuya ilişkin Yargıtay kararıyla Mahkemenin kararlarından davalı Kurumun uygulamasının yanlış olduğunun belirlendiğini iddia ile eksik ödenen ücret alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrası düzenlemesine dayanarak kurulan yetkili ve görevli İl Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun 28.03.2015 tarihinde aldığı kararla, önce çalıştığı Özel İdareden, davalı Belediye kuruluşuna devredildiğini, davacının devir tarihinde yararlanmakta olduğu toplu iş sözleşmesinden sözleşmenin sonu olan 28.02.2015 tarihine kadar yararlandırıldığını, bu sözleşme hükümleri doğrultusunda davacıya sözleşmenin son 6 aylık dönemi için 01.09.2014 tarihi itibarıyla %3 oranında zam yapıldığını, bu arada davacının devirden önceki işyerinde üyesi olduğu Yol-İş Sendikasından 12.01.2015 tarihinde istifa ederek, 13.01.2015 tarihinde işyerinde yetkili ve 15.03.2014-14.03.2016 tarihleri arasında yürürlülükte olan toplu iş sözleşmesini yapmış olan Belediye-İş Sendikasına üye olduğunu, davacının üyeliğinin 09.02.2015 tarihinde kendilerine bildirildiğini, bunun üzerine davacıyı 2015 yılı Şubat ayı bordrosuyla 15 Şubat tarihinden itibaren üyesi olduğu Sendika ile akdedilmiş toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırdıklarını, ancak toplu iş sözleşmesi düzenlemesiyle işyerinde barem ücret sistemi uygulandığını, davacının ücreti bu baremlerde tespit edilen ücretin üstünde olduğu için ücretinde indirim yapmadıkları gibi zam da yapmadıklarını, almakta olduğu ücreti ödemeye devam ettiklerini, bunun aksine bir uygulamaya gittiklerinde işyerinde çalışan aynı nitelikteki işçiler arasında hukuka aykırı olarak ayrım yapmış olacaklarını, ayrıca toplu iş sözleşmesinin 13 üncü maddesine aykırı bir uygulama meydana geleceğinden, sendika üyesi diğer işçilere de fark ücret ödeme durumunun ortaya çıkacağı gibi 6360 sayılı Kanun'un ek 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı bir uygulanma olacağını belirterek ve yaptıkları uygulamanın doğru olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Kurumda, 15.03.2016-14.03.2018 tarihleri arasında yürürlülükte olan toplu iş sözleşmesinin "Ücret" başlıklı 55 inci maddesinde yer alan ücret zammı düzenlemesinde, birinci yıl işyerinde çalışan işçilerin ücretlerinin görev unvanlarına göre kademelendirilmek suretiyle tespit edildiği, kademesi ücretinin üstünde ücret almakta olan işçilerin ücretlerine artış yapılmayacağının kararlaştırılmış olduğu, iş tevzi görevlisi-vasıfsız işçi olan davacının ücretinin de işyerinde çalışmakta olan emsali işçi için belirlenen taban ücret olan 81,40 TL'nin üstünde olduğundan, 1. yıl ücretinin arttırılmasının söz konusu olmadığı, fakat maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca tüm işçilere ödenecek kıdem zammından da yararlanması gerektiği, maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde 2. yıl tüm işçilerin 14.03.2017 tarihindeki ücretlerine, 15.03.2017 tarihinden itibaren yıllık TÜFE enflasyon oranında zam yapılacağı bir sınırlama konulmaksızın kararlaştırıldığından, davacı işçinin ücretinin enflasyon oranında artırılması gerektiği, bilirkişi raporunda denetime olanak verecek şekilde hesaplandığı üzere davacının 15.03.2015 - 20.07.2017 (dava tarihi) tarihleri arasında brüt 10.480,25 TL fark ücret alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin gerekçesinde belirttiği toplu iş sözleşmesinin hükümlerinin uygulanması hâlinde davacının 15.03.2014 - 14.03.2016 tarihleri arasında hiçbir ücret zammı almaması gerektiğini, çünkü 15.03.2014 - 14.03.2016 tarihleri arasındaki toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesine göre barem cetvelinin aynen uygulanacağı kararlaştırılmış olup buna göre zaten fazla ücret aldığı tespit edilen davacı lehine toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret farkı alacağı doğmadığını, İlk Derece Mahkemesince toplu iş sözleşmesinin 13 üncü maddesine dayanılarak yorum yapılabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, toplu iş sözleşmesinin 13 üncü maddesinde sendika üyesi olan işçiler arasında toplu iş sözleşmesi dışında ayrıca bir hak ve yarar sağlanarak farklı uygulamalar yapılamayacağı öngörülmüş olup bu nedenle 15.03.2014 - 14.03.2016 tarihleri arasında uygulanan toplu iş sözleşmesi döneminde davacının ücretinin toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesinde "barem cetveli aynen uygulanır" hükmü dikkate alınarak ödendiğini böylece davacı ile aynı işi yapan çalışanlar arasında ücret farklılığının önlendiğini, toplu iş sözleşmesinin "barem cetveli aynen uygulanır" hükmü ile toplu iş sözleşmesinin ekindeki barem uygulama listesi, işçilik ücret grupları ile ücretleri yüksek olan işçilerin günlük ücretlerine dokunulmadan yeni ücret değerlerinin tespit edildiğini, davacının da aynı işi yapan diğer çalışanlardan fazla ücret almakta olduğunun zaten tartışmasız olduğunu, İdarece davacının ücretinin barem cetveline göre ödenmesinde ne toplu iş sözleşmesine ne mevzuata aykırı bir yön bulunmadığını, davacının aldığı ücrette hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında 15.03.2016 - 14.03.2018 tarihleri arasında uygulanan toplu iş sözleşmesine göre fark ücret ve kıdem zammına hak kazanıldığına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, söz konusu toplu iş sözleşmesi kapsamında yevmiyeleri taban yevmiyenin üzerinde bulunan işçiler için herhangi bir artış uygulanamayacağının kararlaştırıldığını, davacının ücretinin kendi isteği ile taraf olduğu sendikayla imzalanan toplu iş sözleşmesinin hükümleri çerçevesinde ödenmekte olduğunu, eşit işlem yükümlüğünün aynı işyerinde aynı işi yapan ve aynı kıdeme sahip işçilere aynı ücretin ödenmesi anlamına gelmekte olup bu hususta bir çok Yargıtay kararı bulunduğunu, davaya konu toplu iş sözleşmesinin hükümleri ile de davacının ücretinin tespitinde ve ödemesinde bir eksiklik bulunmadığını ve davanın reddi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... İl Özel İdarelerinin Yasalar ile kapatılması ile davacının yasal mevzuat gereği devredildiği İZSU nezdinde çalışmaya başladığı devir tarihi itibariyle davacının günlük ücretinin, yevmiyenin 106,80-TL olduğu, dosya kapsamında mevcut taraflar arasında imzalanan Yol-İş TİS gereği ücretinde artış yapılarak 110,84-TL olduğu, aynı kategorideki işçi ücretlerinin ise 15/03/2015 tarihindeki TİS gereği 81,40-TL olduğu, 15/03/2016 tarihli TİS gereği 103,70-TL olduğu, 15/03/2017 tarihli TİS gereği 108,07-TL olduğu, dolayısıyla davacının dava tarihi itibariyle de ücretinin 110,84-TL olduğu dikkate alındığında davacının günlük yevmiyesinin bu miktarların üzerinde olduğu, davacının iddia ettiği ve tabi olduğu ilgili TİS hükümlerine ve barem cetvellerine göre alabileceği en yüksek ücret miktarları, davacının üye olduğu TİS tarafı sendikanın da bu düzenlemeleri bilerek ve öngörerek kabul edip imzaladığı, yine söz konusu TİS'lerin artışa ilişkin hükümlerinin aynı TİS'lerin ücrete ilişkin hükümleri ile birlikte değerlendirilme yükümlülüğü farazi ücret üzerinden bir değerlendirme yapılamayacağı, ilgili TİS hükümleri ile davacının aldığı ücret de birlikte değerlendirildiğinde kabul edilen TİS hükümlerine uygun olarak davalı tarafça davacı işçiye ücret ve sosyal hakların ödenmesi nedeniyle davacının fark ücret alacağının bulunmadığı, yine yukarıda yapılan tüm açıklamalar doğrultusunda ve Yerleşik Yargıtay içtihatları ile eşit davranma borcuna aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddi gerekmekte iken İlk Derece Mahkemesince hatalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. (Aynı yönde Dairemizin 2018/1942 Esas - 2019/1477 Karar, 2018/495 Esas - 2018/1508 Karar, 2019/2993 Esas - 2022/153 Karar sayılı ilamları)
... " gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacı işçinin, her ay ödenen ve yüksek denilen ücretle 4 aya yakın (31.03.2014 - 18.07.2014 arası) davalı işyerinde çalıştırıldığının uyuşmazlık konusu olmadığını, toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte de davalı işveren tarafından bu durumun açıkça bilindiğini, bu durumda davacı işçinin toplu iş sözleşmesi öncesi aldığı ücretin, bilinmeyen, tahmin edilemeyen ve farazi bir ücret olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararında; 15.03.2014-14.03.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesindeki 2. yıl zammına ilişkin objektif düzenleme ile 15.03.2016-14.03.2018 dönemi toplu iş sözleşmesinin aynı başlıklı 55 inci maddesindeki subjektif-ayrımcı düzenleme arasındaki farkın hiç dikkate alınmadığını, oysa 2014-2016 dönemi sözleşmesinde ayrımcı ifade bulunmadığını, dava dilekçesinde alacak iddiasının dayandığı iki ayrı toplu iş sözleşmesinin farklı düzenlenen "Ücret zammı" başlıklı 55 inci madde metinlerinin 3/A ve 3/B başlıkları altında yer aldığını, 15.03.2014-14.03.2016 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinde 2. yıl zammının "15.03.2015 tarihinden itibaren işçilerin mevcut taban yevmiyelerine T.C. Başbakanlık TÜİK Tüketici Fiyat Endeksine göre 01.03.2014-28.02.2015 tarihleri arasında gerçekleşen bir önceki yılın aynı ayına göre (TÜFE) değişim oranında artış uygulanır. b) 15.03.2014-14.03.2016 dönemi için çıplak taban yevmiyelerine her tam hizmet yılı için 0,17-TL kıdem zammı uygulanır.” şeklinde 15.03.2016-14.03.2018 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinde ise "6360 sayılı kanunun 1inci maddesi (1) fıkrası gereği Belediyemize, İl Özel İdaresi ve İlçe Belediyelerden nakli olan sürekli işçilerin yevmiyelerinin (a) maddesinde belirtilmiş olan taban yevmiyelerin altında kalan işçilere vasıflarına göre (a) maddesinde belirtilen taban yevmiyeler uygulanır, (a) maddesinde belirtilen taban yevmiyeler üzerinde bulunan işçilerin yevmiyelerine herhangi bir artış uygulanmaz. ...b) Tüm sürekli işçilere 15.03.2016-14.03.2018 dönemi için çıplak taban yevmiyelerine her tam hizmet yılı için 0,19-TL kıdem zammı uygulanır. ” şeklindeki olduğunu, bu nedenle sözleşme hükümlerinin hukuksal değerlendirme ve hesaplamasının her dönem için ayrı ayrı yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda bu yönde inceleme ve değerlendirme yapıldığını, Bölge Adliye Mahkemesinin bilirkişi raporundaki değerlendirmeye rağmen toplu iş sözleşmesi arasındaki farklılığı hiç tartışmadığını, özellikle objektif nitelikteki ilk sözleşmeye göre zam konusu daha açık bir şekilde ortada iken talebi tümüyle reddettiğini, ret gerekçesinin kanuni ve sözleşmesel düzenleme yerine sadece işçiler arasındaki ücret farkına, özellikle davacının müktesebi olan yevmiyesinin diğer işçilere göre yüksek olduğu sebebine dayandırılmasının hukuken kabul edilemeyecek bir yorum olduğunu, 15.03.2014 - 14.03.2016 dönemi toplu iş sözleşmesinin 55 inci maddesindeki 2. yıl zammının, gerek bu sözleşme gerek bir sonraki 2016 - 2018 dönemi toplu iş sözleşmesinin aynı maddelerinde yer alan kıdem zammına ilişkin objektif düzenleme ile sadece kazanılmış önceki ücreti sebebiyle uygulanmadığını, objektif olarak tüm işçilere yönelik yapılan bu düzenlemenin uygulanmamış olmasının açıkça sözleşmeye aykırı olduğunu, sözleşmede kullanılan ve kararda ısrarla söz edilen taban yevmiyenin eski işçiler için süreç içinde belirlenen ve fakat tüm işçilerin zam tarihinde almakta oldukları ücret demek olduğunu, davacının, devir sebebiyle yeni bir talep ileri sürmediğini, yeni hak kazanma yoluna başvurmadığını, sadece müktesebini koruyarak toplu iş sözleşmesinin getirdiği rutin zamların uygulanmasını talep ettiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 6360 sayılı Kanun uyarınca devredildiği işyerinde 15.03.2014-14.03.2016 ile 15.03.2016-14.03.2018 yürürlük süreli toplu iş sözleşmelerinden yararlanıp yararlanamayacağı, yararlanması hâlinde toplu iş sözleşmesinde yer alan taban ücret uygulaması sebebiyle ücretinde düşüş meydana gelip gelmediği ve buna bağlı olarak dava konusu fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1 .6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası.
2. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun ek 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen hizmet alanlarında ilgili mevzuatı uyarınca ihdası ya da vizesi yapılmış sürekli işçi kadrolarında veya geçici iş pozisyonlarında 4857 sayılı İş Kanununa göre çalışmakta olanlar ise mevcut kadro ve pozisyonları ile birlikte büyükşehir belediyesine veya ilgili bağlı kuruluşuna devredilir. Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları, devir işleminden önce haklarında uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi veya bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmeye devam olunur. Pozisyon değişikliği hali dahil yapılacak bu devir işlemi, ücret ile diğer malî ve sosyal haklarda değişiklik yapılmasına hak kazandırmaz ve başka bir toplu iş sözleşmesinin uygulanmasını isteme hakkını vermez. Devir işleminden sonra yapılacak toplu iş sözleşmelerine ise bu işçilerin mevcut ücret ile diğer malî haklarında diğer işçiler için kararlaştırılacak artış oranı veya miktarını geçecek şekilde artış öngören ya da diğer işçilerden farklı yeni malî ve sosyal haklar verilmesini sağlayacak hükümler konulamaz."
3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 38 inci maddesi şöyledir:
" (1) İşletme toplu iş sözleşmesi kapsamında olan ya da toplu iş sözleşmesi bulunan bir işyeri veya işyerinin bir bölümünün devrinde, devralan işverenin aynı işkoluna giren işyeri veya işyerlerinde yürürlükte bir toplu iş sözleşmesi var ise; devralınan işyeri veya işyerlerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder. Devralan işverenin işyeri ya da işyerlerinde uygulanan bir toplu iş sözleşmesi yok ise; devralınan işyerinde yürürlükteki toplu iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, yeni bir toplu iş sözleşmesi yapılıncaya kadar toplu iş sözleşmesi hükmü olarak devam eder.
(2) Toplu iş sözleşmesi bulunmayan bir işyerinin işletme toplu iş sözleşmesi tarafı olan bir işverence devralınması durumunda işyeri, işletme toplu iş sözleşmesi kapsamına girer.”
4. 6356 sayılı Kanun'un "Toplu iş sözleşmesinden yararlanma" kenar başlıklı 39 uncu maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu iş sözleşmesinden, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye
olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.
..."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamına göre davacının, davalı İZSU Genel Müdürlüğü nezdinde çalışmaya başladığı devir tarihi itibarıyla günlük ücretinin 106,80 TL olduğu ve devir tarihinden sonra da yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi gereği ücretinde artış yapılarak 110,84 TL'ye çıkarıldığı, devredildiği Kurumdaki aynı kategorideki işçi ücretlerinin ise yürürlükte olan toplu iş sözleşmeleri hükümleri gereği 15.03.2015 tarihinde 81,40 TL, 15.03.2016 tarihinde 103,70 TL, 15.03.2017 tarihinde 108,07 TL olduğu; dolayısıyla dava tarihi itibarıyla davacının ücretinin 110,84 TL olduğu dikkate alındığında davacının günlük yevmiyesinin bu miktarların üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.
3. Davacının iddia ettiği ve tabi olduğu ilgili toplu iş sözleşmesi hükümlerine ve barem cetvellerine göre alabileceği en yüksek ücret miktarları dikkate alındığında, davalı tarafça davacı işçiye ücret ve sosyal hakların toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak ödendiği ve davacının fark ücret alacağının bulunmadığı gibi yapılan uygulamada eşit davranma borcuna aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.